Daha güçlü, daha beyaz ve daha sağlıklı dişlerin sırrı, tüm zaman boyunca kafamızın üzerinde gizlenmiş olabilir.
Araştırmacılar, saçta bulunan yaygın bir proteinin diş minesini yeniden oluşturmaya yardımcı olabileceğini keşfetti. Diş minesi, dişlerimizi güçlü ve parlak tutan temel maddedir.
Dişler kemiklerden farklıdır; bu, kırıldıklarında veya kaybolduklarında kendilerini yenileyememelerinin bir nedenidir. Bu nedenle, diş minesi diyet, yetersiz ağız hijyeni veya yaşlanma gibi nedenlerle aşındığında, alttaki daha yumuşak, soluk sarı dentini ortaya çıkarır ve bu da kalıcı hasarın başlangıcıdır.
Diş çürüğü, bir dişin gücünü ve sertliğini yüzde 95'e kadar zayıflatabilir, bu da sürekli ağrıya ve işlev kaybına yol açar. Oluşan çürükler dişlerde delikler açar ve içindeki sinir uçlarını ortaya çıkararak hassasiyete, potansiyel diş kaybına ve hatta çene kemiği erimesine neden olabilir.
Bu sorun şaşırtıcı derecede yaygındır: Dünya Sağlık Örgütü'nün raporlarına göre, kalıcı dişlerde tedavi edilmemiş diş çürüğü dünya çapında yaklaşık 2 milyar insanı etkilemektedir. Bu da diş çürüğünü potansiyel olarak dünyanın en yaygın hastalığı haline getirir ve sağlık harcamalarının artmasına neden olur.
Çürükleri onarmak için sıklıkla kullanılan diş macunları veya dolgu maddeleri toksik olabilir, gerçek diş minesinden daha zayıf olabilir ve kaynak ile malzeme sürdürülebilirliği açısından bir yük oluşturur. Florür tedavileri mine aşınmasını yavaşlatabilse de, bunu önleyemez veya geri döndüremez.
İşte burada keratin proteini devreye giriyor. Araştırmacılar, koyun yününden (kendi saçımızdan ziyade) elde ettikleri keratin proteinini yapay tükürük içine yerleştirdiler. Keratin, simüle edilmiş tükürükten mineralleri çekti ve diş minesine benzeyen bir yapı oluşturdu.
Sonuçlar şaşırtıcıydı: keratin, mine benzeri koruma, işlevsellik ve parlaklık sağlayarak çürükleri doldurdu. En iyi sonuçlar için araştırmacılar, farklı türde keratin ve diğer proteinleri birleştirerek çeşitli istenen özellikleri elde ettiler. Bu, keratin karışımına olağanüstü güç, dayanıklılık ve çeşitli bozulmalara karşı direnç kazandıran hiyerarşik bir yapı oluşturdu.
Bu keratin bazlı diş tekniği, biyoyararlanım, ölçeklenebilirlik ve derin çürükleri gidermede yetersizlik gibi pratik sorunlar nedeniyle başarısızlığa uğrayan önceki benzer gelişmelere yönelik zorlukları ele alabilir.
Araştırmanın baş yazarlarından biri, biyoteknolojinin artık sadece belirtileri tedavi etmekle kalmayıp vücudun kendi malzemelerini kullanarak biyolojik işlevi restore etmemizi sağladığı heyecan verici bir döneme girdiğimizi belirtiyor. Daha fazla geliştirme ve doğru endüstri ortaklıklarıyla, yakında bir saç kesimi kadar basit bir şeyden daha güçlü, daha sağlıklı gülüşler yetiştirebileceğimizi ekliyor.
Araştırmacılar, keratin bazlı mine güçlendiricilerin iki ila üç yıl içinde kullanıma sunulabileceğini söylüyor. Ürünler, günlük bir diş macunu veya tırnak cilası gibi klinikte uygulanan bir jel formunda olabilir. Dişçiye gidip dişlerinizi cilalatıp sonraki günlerde gülüşünüzün dönüştüğünü hayal edin.
Ek olarak, bu araştırma, diş endüstrisini, aksi takdirde çöpe gidecek malzemelerden temel bir sağlık kaynağı oluşturan bir "atık-sağlık inovasyonu" üzerine kurulu daha döngüsel bir ekonomiye doğru yönlendirebilir.
Bu araştırma, Advanced Healthcare Materials dergisinde yayınlanmıştır.
