Kongre'den geçen yeni yasa tasarısı, Amerika'nın enerji geleceği için yeni bir dönem başlattığı iddialarıyla destekçileri tarafından olumlu karşılandı. Ancak, tasarının rüzgar ve güneş enerjisi projelerine yönelik kesintileri, artan elektrik talebi karşısında yeni üretim kapasitesi ekleme kabiliyetini sınırlayarak, tüketici fiyatlarını yükseltebileceği ve temiz enerji geçişinde küresel liderliği zayıflatabileceği endişelerini de beraberinde getiriyor.
Ekonomik analizler, yasa tasarısının petrol ve doğal gaz üretimini artıracağını gösterse de, yenilenebilir enerjiden elde edilecek kazanımların fosil yakıtların getireceklerinin yanında sönük kalacağını öngörüyor. Yasa, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi projeleri için teşvikleri geri çekerek, bu alanlardaki ek üretim kapasitesini önemli ölçüde azaltıyor. Bu durum, konutlar ve işletmeler için gerekli enerji ihtiyacını karşılama konusunda Amerika'nın yeteneğini zayıflatabilir.
Yenilenebilir enerji teşviklerinin kaldırılması ve tedarik zincirlerine yönelik getirilen karmaşık kurallar, ABD'de üretimi düşürebilir ve temiz enerji teknolojilerinde Çin'in hakimiyetini artırabilir. Bu durum, yasanın hedefleriyle çelişebilir.
Uzmanlar, yenilenebilir enerji üretimindeki kaybın, daha pahalı olan mevcut santrallerin daha sık çalışmasına neden olacağını ve bunun da enerji fiyatlarının yükselmesine yol açacağını belirtiyor. Tahminlere göre, ortalama hane halkı enerji maliyetleri 2035 yılına kadar yıllık 280 doların üzerinde bir artış gösterebilir. Bu durum, "enerji hakimiyeti" hedeflerini baltalayan bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Yasa tasarısının, enerji altyapısını güvence altına alma ve daha fazla enerji üretimini sağlama yönünde adımlar attığı savunulsa da, eleştirmenler bu adımların fosil yakıtlara ağırlık verdiğini ve geleceğin enerji kaynakları olan yenilenebilir enerjilerde diğer ülkelere alan bıraktığını vurguluyor. Küresel enerji pazarında, ABD'nin yavaş yavaş azalan bir sektör olan fosil yakıtlarda daha büyük bir oyuncu haline gelebileceği, ancak hızla büyüyen yenilenebilir enerji sektöründe ise küçülebileceği öngörülüyor.
Bazı uzmanlar, yasanın yenilenebilir enerjiye geçişi yavaşlatacağını ancak sonlandırmayacağını düşünüyor. Teşvikler azalsa bile, yenilenebilir enerjinin ekonomik olarak cazip olmaya devam ettiğini belirtiyorlar. Ancak, bu düzenlemelerin nihai etkisinin henüz tam olarak görülmediği ve gelecekte yeni düzenlemelerin veya yasaların bu durumu değiştirebileceği de ekleniyor.