Gökbilimciler, Çarşamba günü Güneş Sistemi'mizden hızla geçen yeni bir yıldızlararası nesnenin keşfini resmen onayladı. Bu, şimdiye kadar fark edilen sadece üçüncü yıldızlararası cisim olsa da, bilim insanları çok daha fazlasının fark edilmeden geçip gitmiş olabileceğinden şüpheleniyor.
Uluslararası Astronomi Birliği'nin Küçük Gezegen Merkezi tarafından 3I/Atlas olarak adlandırılan bu yıldızlardan gelen ziyaretçi, şimdiye kadar tespit edilenlerin muhtemelen en büyüğü. Cisim, bir kuyrukluyıldız olarak sınıflandırıldı.
Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden bir gökbilimci, cismin bulanık görünümünün çoğunlukla kayadan ziyade buzdan oluştuğunu gösterdiğini belirtti.
Başlangıçta A11pl3Z olarak bilinen ve yıldızlararası kökenli olduğu doğrulanan bu cisim, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) gezegen savunma birimi yetkililerine göre Dünya için herhangi bir tehdit oluşturmuyor.
Yetkili, “Güneş Sistemi'nin derinliklerinden geçecek, Mars'ın yörüngesinin hemen içinden geçecek ama komşu gezegenimize çarpmayacak” dedi.
Heyecanlı gökbilimciler hala hesaplamalarını hassaslaştırmaya devam etseler de, cismin saniyede 60 kilometreden fazla bir hızla ilerlediği görülüyor.
Bu durum, cismin Güneş'in yörüngesine bağlı olmadığı anlamına geliyor; oysa kuyrukluyıldızlar ve asteroitler gibi diğer gök cisimleri Güneş Sistemi içinde oluşur ve Güneş'in çekim kuvvetine tabidirler. Cisim, Güneş'in yörüngesinde dönmüyor, yıldızlararası uzaydan geliyor ve tekrar oraya doğru ilerliyor.
Gökbilimciler, bu küçük buz toplarının muhtemelen yıldız sistemleriyle ilişkili olarak oluştuğunu ve ardından başka bir yıldızın yakınından geçerken çekim kuvvetiyle serbest kalarak galakside başıboş dolaştığını, şimdi de bu cismin bizden geçtiğini düşünüyorlar.
NASA destekli ATLAS gözlemleri, bu nesneyi Hawaii'de ilk olarak tespit etti. Dünya genelindeki profesyonel ve amatör gökbilimciler, geçmiş teleskop verilerini tarayarak cismin yörüngesini en az 14 Haziran'a kadar geriye doğru izleyebildiler.
Cismin şu anda yaklaşık 10-20 kilometre genişliğinde olduğu tahmin ediliyor; bu da onu şimdiye kadar tespit edilen en büyük yıldızlararası ziyaretçi yapıyor. Ancak cisim, daha fazla ışık yansıtan buzdan oluşuyorsa daha küçük de olabilir.
Yetkili, “Ekim sonuna kadar Güneş'e yaklaşacak ve parlaklığı artacak, ardından gelecek yıla kadar (teleskopla) gözlemlenebilir olmaya devam edecek” bilgisini verdi.
Üçüncü Ziyaretçimiz
Bu olay, insanlığın yıldızlardan Güneş Sistemi'ne giren bir cismi üçüncü kez tespit etmesine işaret ediyor.
İlk olarak 'Oumuamua, 2017'de keşfedilmişti. O kadar tuhaftı ki, bazı bilim insanları onun uzaylı bir araç olduğuna ikna olmuştu – ancak bu fikir daha sonraki araştırmalarla çürütüldü.
İkinci yıldızlararası ziyaretçimiz 2I/Borisov ise 2019'da tespit edilmişti.
İngiltere'deki bir üniversiteden bir gökbilimci, yeni cismin daha önce keşfettiğimiz diğer iki yıldız dışı cisimden “önemli ölçüde daha hızlı hareket ettiğini” belirtti.
Cisim şu anda Dünya'dan Jüpiter'in yaklaşık mesafesinde bulunuyor. Gökbilimciler, her an Güneş Sistemi'nde 10.000'e kadar yıldızlararası nesnenin dolaşabileceğini, ancak çoğunun yeni keşfedilen cisimden daha küçük olacağını tahmin eden modellemelere dikkat çekiyor.
Eğer bu doğruysa, Şili'de yeni faaliyete geçen Vera C. Rubin Gözlemevi'nin yakında her ay bu sönük yıldızlararası ziyaretçileri bulabileceği belirtiliyor. Yeni cismi engellemek için uzaya bir görev göndermenin mümkün olmadığı ifade edildi.
Yine de bu ziyaretçiler, bilim insanlarına Güneş Sistemi'mizin dışından gelen bir şeyi incelemek için nadir bir şans sunuyor.
Örneğin, böyle bir cisim üzerinde amino asitler gibi yaşamın öncülerini tespit edersek, bu durum, yaşam koşullarının diğer yıldız sistemlerinde de var olduğuna dair “çok daha fazla güven” verecektir.