Kadınların hayatının önemli bir bölümünü etkileyen hormonal döngülerin yalnızca üreme organlarıyla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda beynin yapısını da değiştirdiği ortaya çıktı. Yapılan yeni bir bilimsel çalışma, adet döngüsü sırasındaki bu yapısal değişikliklerin nasıl meydana geldiğine dair önemli bilgiler sunuyor.
Yapılan araştırmada, bilim insanları 30 kadını adet döngüleri boyunca takip ederek, hormon seviyelerindeki değişimlere bağlı olarak beyinlerindeki yapısal değişiklikleri gözlemledi. Bu çalışma, adet dönemindeki yapısal beyin değişikliklerinin yalnızca döngüyle ilişkili bölgelerle sınırlı kalmayabileceğini gösteriyor.
Bulgulara göre, insan beynindeki beyaz madde mikro yapısında ve kortikal kalınlıkta, adet döngüsüne bağlı hormon dalgalanmalarıyla eş zamanlı olarak gerçekleşen değişiklikler ilk kez rapor ediliyor. Bu durum, beynin hormonlarla etkileşiminin, sadece bilinen hormon reseptörü yoğun bölgelerle sınırlı olmadığını gösteriyor.
Adet döngüsünün ve bu döngüye bağlı hormonların beyin üzerindeki etkilerini anlamak, dünya nüfusunun yarısını etkileyen bu biyolojik süreçlerin vücudumuz üzerindeki etkilerini kavramak açısından büyük önem taşıyor. Bilimsel araştırmalar, bu alanda henüz yeterli düzeye ulaşmamış olsa da, yapılan çalışmalar giderek artıyor.
Beynin hormonal etkileri üzerine yapılan mevcut araştırmaların çoğu, bilişsel görevler sırasındaki nöral iletişime odaklanırken, yapısal değişiklikleri daha az ele alıyordu. Ancak bu yeni çalışma, adet döngüsüne bağlı hormon dalgalanmalarının beynin yapısal özelliklerini nasıl etkilediğine dair yeni bir pencere açıyor.
Beyaz madde, gri madde bölgeleri arasındaki bilgiyi aktaran sinirsel liflerin oluşturduğu yağlı bir ağdır. Hormonal değişimler, bu beyaz madde mikro yapısında değişikliklere yol açabiliyor. Bu değişiklikler ergenlik, doğum kontrol hapı kullanımı, cinsiyet uyum hormon tedavisi ve menopoz sonrası östrojen tedavisi gibi durumlarda da gözlemlenmişti.
Araştırmacılar, bu çalışmada katılımcıların adet döngüsünün üç farklı aşamasında (adet dönemi, yumurtlama ve luteal fazın ortası) manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taramalarını gerçekleştirdi. Her tarama sırasında katılımcıların hormon seviyeleri de ölçüldü.
Sonuçlar, hormonlar değiştikçe gri ve beyaz madde hacimlerinin yanı sıra beyin omurilik sıvısı hacminin de değiştiğini gösterdi. Özellikle yumurtlamadan hemen önce, östrojen ve luteinize edici hormon seviyelerinin yükseldiği dönemde, katılımcıların beyinlerinde beyaz madde değişiklikleri gözlemlendi. Bu değişiklikler, bilginin daha hızlı aktarılabileceğine işaret ediyor.
Yumurtlamadan önce yükselen folikül uyarıcı hormonun (FSH) daha kalın gri madde ile ilişkili olduğu bulundu. Yumurtlamadan sonra yükselen progesteron ise, doku hacminin artması ve beyin omurilik sıvısı hacminin azalmasıyla ilişkilendirildi.
Bu bulguların bireyler üzerindeki pratik etkilerinin ne olacağı henüz bilinmemekle birlikte, bu araştırmalar gelecekteki çalışmalar için zemin hazırlıyor. Ayrıca, adet döngüsüyle ilişkili olağandışı ancak şiddetli ruh sağlığı sorunlarının nedenlerinin anlaşılmasına da katkı sağlayabilir.
2024 yılında yayınlanan ayrı bir uluslararası bilim insanları ekibinin çalışması ise, adet döngüsünün her aşamasının beyin genelinde belirgin bir etkiye sahip olduğunu ve beyindeki genel ve belirli bölgelerdeki değişikliklerin bireyin yaşıyla da ilişkili olabileceğini ortaya koydu.
Araştırmacılar, yapısal beyin değişikliklerinin işlevsel sonuçları veya bağlantıları hakkında şu anda bir rapor sunmadıklarını belirtse de, bulgularının davranış ve bilişteki hormon kaynaklı değişiklikler için çıkarımları olabileceğini vurguluyor. İnsan sinir sistemi fonksiyonunu günlük olarak, hormon geçiş dönemlerinde ve yaşam boyu anlamak için beyin-hormon ilişkilerini ağlar üzerinden incelemenin gerekliliği vurgulanıyor.
Bu bulgular, Human Brain Mapping dergisinde yayımlandı.