Yapay zeka çılgınlığı hız kesmeden devam ediyor ve giderek daha fazla sektöre yayılıyor, geniş kitleler ve kurumlar tarafından benimseniyor. Şirketler günlük, sıradan işleri yapmak için teknolojiyi dahil etmenin yollarını arıyor. Sadece teknoloji devleri değil, aynı zamanda devlet kurumları da yapay zekaya yöneliyor. Şimdi ise polis teşkilatlarının da dijital ortamlarda gizli görevler için yapay zeka araçlarını kullanmaya başladığı görülüyor. Güvenlik güçlerinin, suçluları yakalamak amacıyla bireylerle etkileşim kuran insana benzeyen yapay zeka ajanlarını kullandığı söyleniyor.
Emniyet Güçleri, Delil Toplamak İçin İnternette Sanal Kimliklerle Faaliyet Gösteriyor
Tam yapay zeka hakkında yeterince şey gördüğümüzü düşünürken, amaçları bakımından yeni ve benzersiz olan yapay zeka odaklı daha fazla girişim ortaya çıkıyor. Bir rapora göre, güvenlik güçleri şimdi dijital ortamlarda bireylerle etkileşim kurabilen gerçeğe yakın sanal kimlikler oluşturmayı amaçlayan yapay zeka destekli bir araçtan faydalanıyor. Bu yapay zeka bot kimlikleri, sosyal medya platformlarında ve kısa mesajlaşmada doğrudan insanlarla iletişime geçmek için kullanılıyor.
Yapay zeka ajanları, şüphelilerle etkileşim kurarak güven oluşturuyor ve potansiyel olarak suça karşı delil olabilecek bilgiler ediniyor. Bu süreç boyunca, etkileşimin sahte olduğu veya emniyet güçleri tarafından yapıldığı ortaya çıkmıyor. Bu yapay zeka kimliğinin amacı delil toplamak ve insan kaçakçılığı gibi ciddi suçluları hedef almak olsa da, sistemin radikal aktivistlerle veya hatta üniversite protestocularıyla iletişim kurmak için de kullanıldığı söyleniyor.
Teknolojinin emniyet güçlerine okul güvenliği, insan kaçakçılığının önlenmesi gibi çeşitli kilit kullanım alanlarıyla pazarladığı belirtiliyor. Teknoloji, suçla mücadele için bir çözüm olarak sunulmasına rağmen, şimdiye kadar bu tür delillerle sonuçlanmış bilinen bir tutuklama olup olmadığı net değil. Bu durum, bilgilerin gizli tutulmasından veya teknolojinin hala test aşamasında olmasından kaynaklanabilir.
Emniyet güçlerinin gözetim ve kamu güvenliğini sağlama amacıyla yapay zeka kullanma eğiliminin artmasıyla birlikte, geniş çaplı benimsenmenin bir sonucu olarak aşılabilecek etik sınırlarla ilgili soruları da beraberinde getiriyor. Özellikle de teknolojinin protestoculara ve aktivistlere karşı kullanılması halinde bu sorular daha da önem kazanıyor.