Güneş Sistemi'nin soğuk ve uzak köşelerinde, Plüton'un bile çok ötesinde, gökbilimciler potansiyel olarak yeni bir cüce gezegen keşfettiler.
Bu cismin adı 2017 OF201 ve yaklaşık 700 kilometre çapa sahip olduğu düşünülüyor. Bu boyut, onu cüce gezegen olarak sınıflandırmak için yeterli. Ancak onu daha da ilginç kılan, yörüngesi. Bu yörünge, Güneş Sistemi'nin karanlık dış bölgelerinde büyük bir Dokuzuncu Gezegen olduğu yönündeki bazı teorileri sorgulatıyor.
Bilim insanlarının belirttiklerine göre, cismin yörüngesinin Güneş'e en uzak noktası (afel), Dünya'nın yörüngesinin 1.600 katından fazla. Güneş'e en yakın noktası (perihel) ise Dünya'nın yörüngesinin 44.5 katı civarında, bu da Plüton'un yörüngesine benziyor. (Astronomik Birim (AU), Dünya ile Güneş arasındaki mesafedir.)
Gökbilimciler, Neptün'ün yörüngesinin ötesinde (yaklaşık 30 AU uzaklıkta) Güneş'in etrafında dönen kaya ve buz parçaları olan Neptün Ötesi Cisimleri (TNO'lar) bulmak ve incelemek için çalışmalar yürütüyorlar. Bu nesneleri bulmak zor, çünkü çok küçükler ve Güneş'ten çok uzakta oldukları için çok soğuklar ve çok az ışık yansıtıyorlar.
Son yıllarda, Kuiper Kuşağı'na ve ötesine bakarak buradaki bireysel nesneleri tanımlamada daha iyi, daha güçlü enstrümanlar ortaya çıktı. Bugüne kadar tespit edilen en uzak nesne, 132 AU mesafede bulunan yaklaşık 400 kilometre çapında bir kaya olan FarFarOut.
2017 OF201, DECaLS (Dark Energy Camera Legacy Survey) ve Canada France Hawaii Telescope (CFHT) tarafından toplanan arşiv verilerinde bulundu. 2011 ve 2018 yılları arasında, DECaLS ve CFHT, 2017 OF201'i toplam 19 kez gözlemlemeyi başardı. Bu veriler, ekibin cismi ve yörüngesini yüksek doğrulukla karakterize etmesine olanak sağladı.
2017 OF201, başlangıçta 90.5 AU mesafede, yani Plüton'un yaklaşık 40 AU olan yörünge mesafesinin iki katından fazla uzaklıkta tespit edildi. Yörüngesi aşırı derecede elips şeklinde; onu 44 AU kadar yakına getirip, 1.600 AU kadar uzağa taşıyor. Bu en uzak nokta, Güneş Sistemi'nin en dış sınırlarında yer alan kaya ve buz bulutu olan iç Oort Bulutu'na kadar uzanıyor.
Bu 25.000 yıl süren yörüngenin nasıl oluştuğunu bilmiyoruz. Belki 2017 OF201 büyük bir şeyle kütleçekimsel etkileşime girerek yörüngeden saptı ya da yörüngesinin evrimi çok adımlı bir süreçti.
Ancak net olan şu ki, bu yörünge, bazı gökbilimcilerin dış Güneş Sistemi'nde büyük, görünmeyen bir gezegenin (Dokuzuncu Gezegen) varlığına işaret ettiğini düşündükleri, daha önce keşfedilen TNO'ların gruplanmış yörüngelerinden oldukça farklı.
Ekip, hatta 2017 OF201'in Güneş Sistemi'ndeki yörüngesinin, Dokuzuncu Gezegen olsa da olmasa da simülasyonlarını yaptı. Simülasyonlar, Dokuzuncu Gezegen olmadan, 2017 OF201'in bugün olduğu gibi istikrarlı, uzun vadeli bir yörüngeye sahip olabildiğini gösterdi. Ancak Dokuzuncu Gezegen varken, Neptün ile kütleçekimsel etkileşimler 2017 OF201'i 100 milyon yıl içinde Güneş Sistemi'nden tamamen dışarı atıyor.
Bu keşif, Dokuzuncu Gezegen'in varlığına karşı şimdiye kadarki en güçlü kanıtlardan biri; ancak aynı zamanda Kuiper Kuşağı'nda ve ötesinde henüz bulamadığımız buna benzer çok daha fazla cismin olduğunu da ima ediyor.
Bilim insanları, 2017 OF201'in yörünge süresinin yalnızca yüzde birini tespit edilebilecek kadar bize yakın geçirdiğini belirtiyor. Bu tek cismin varlığı, benzer yörünge ve boyutta yüz civarında başka cisim olabileceğini düşündürüyor; sadece şu anda tespit edilemeyecek kadar uzaktalar.
Teleskoplardaki ilerlemeler evrenin uzak köşelerini keşfetmemizi sağlasa da, kendi Güneş Sistemi'miz hakkında keşfedilecek hala çok şey var.
2017 OF201, Uluslararası Astronomi Birliği tarafından resmi olarak duyurulmuş ve bilimsel bir makale olarak yayınlanmıştır.