Otomotiv endüstrisinde rüzgar ters esiyor. Son gelen bilgilere göre, önde gelen elektrikli araç (EV) üreticilerinden Rivian, 2025'in ikinci çeyreği için açıkladığı sonuçlarda beklentilerin altında kaldı. Geçmiş çeyreklerin aksine, bu dönemde brüt kar elde edemeyen şirket, bu yılki zarar tahminini de yükseltti. Bir gün önce ise bir başka EV girişimi Lucid, analist beklentilerini karşılayamadığını ve bu yıl planlanandan daha az araç üreteceğini duyurdu.
Bu olumsuz tabloya neden olan temel faktörlerin başında ABD hükümetinin politikaları gösteriliyor. Göreve gelmesinden bu yana, ABD yönetimi çevresel düzenlemeleri gevşetme, elektrikli araç kullanımını teşvik eden politikaları tersine çevirme ve küresel ticaret savaşlarını körükleyen gümrük vergileri uygulama yönünde adımlar attı.
Peş Peşe Gelen Darbeler
Eylül ayının sonunda, yeni bir elektrikli araç alımında 7.500 dolara kadar indirim sağlayan vergi kredisi sona eriyor. Milyarlarca dolarlık tahsis edilmiş fon, eyaletlerin hızlı şarj istasyonları ağı oluşturmasını veya kırsal ve dezavantajlı bölgelerde EV altyapısını geliştirmesini engellemek için geri çekildi. Ayrıca, otomobil üreticilerinin filo yakıt ekonomisi hedeflerini aşmaları durumunda artık para cezasına çarptırılmaması, daha fazla emisyona neden olan üreticilerin karbon kredisi satın alma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Trump yönetiminin politika değişiklikleri, otomotiv sektörünün tamamını etkiliyor. Özellikle sürekli değişen gümrük vergileri, Kuzey Amerika'da otomobil üretiminin Kanada ve Meksika ile yapılan serbest ticaret anlaşmaları sayesinde yaygınlaşmasını olumsuz etkiliyor. Bir aracın son montajı ABD'de yapılsa bile, içeriğinin önemli bir kısmı Kanada veya Meksika'dan geliyor ve bu durum, gümrük vergileri nedeniyle üretilen araçların maliyetini artırıyor. Bu durumdan, dikey entegrasyonu yüksek olan Tesla dahi etkileniyor.
General Motors, ABD'nin gümrük vergilerinin ikinci çeyrekte 1,1 milyar dolar, yıl sonuna kadar ise 5 milyar dolara mal olacağını belirtti. Yeni EV karşıtı politikaların tam etkileri henüz görülmese de, bu durumun şirket yönetiminde bazı kararlara yol açtığı anlaşılıyor. Şirket CEO'su Mary Barra, şirketin uzun vadede karlı elektrikli araç üretiminin geleceğine inandığını belirtse de, GM'nin esnek fabrikalarının, Çevre Koruma Ajansı'nın yakıt ekonomisi hedeflerinin artık geçerli olmadığı bir dünyada başarıya ulaşmasına yardımcı olacağını ifade etti. Bu durumun, GM'nin yüksek marjlı hafif ticari kamyonet, tam boyutlu SUV ve crossover üretimi için 300.000 adet daha fazla kapasite eklemesinin bir nedeni olabileceği düşünülüyor.
Ford, ABD'de diğer üreticilerden daha fazla araç üretmesine rağmen, gümrük vergilerinin bu yıl şirkete 2 milyar dolara kadar mal olabileceğini açıkladı. Bunun nedeni, çelik ve alüminyum gibi hammaddelerin yanı sıra parça ve montaj birimlerinin ithalatı için ABD hükümetine ödeme yapmak zorunda kalması.
Yabancı otomobil üreticileri de ABD'li alıcıların önemini göz önüne aldığında etkileri hissediyor. Jeep ve Ram markalarının sahibi Stellantis, bu yıl vergiler nedeniyle şimdiden 2,7 milyar dolar kaybettiğini bildirdi. Aston Martin, Birleşik Krallık menşeli araçlar için daha düşük %10'luk vergi oranından faydalanabilecek olsa da, süreci "son derece yıkıcı" olarak nitelendirdi ve ABD'ye araç sevkiyatını yeniden başlattıktan sonra geçen hafta kar uyarısı yaptı.
BMW, nispeten daha az etkilenenler arasında yer alıyor; faaliyet marjı %5,4'e düşse de bu beklentileri dahilindeydi. Mercedes, bu yıl daha az kar beklemeleri gerektiği konusunda yatırımcılarını uyardı ve ABD'nin şirket için daha az önemli bir pazar haline geleceğini, bu durumu Çin'deki büyüme ile telafi etmeyi planladıklarını belirtti. Volkswagen Grubu, gümrük vergilerinin bu yıl şimdiye kadar 1,5 milyar dolara mal olduğunu ve yılın geri kalanı için tahminlerini düşürdüğünü açıkladı.
Porsche, bir hafta önce Kuzey Amerika'da rekor teslimat duyurmasına rağmen, faaliyet karı bir önceki yıla göre üçte bir oranında düştü. Porsche ve VW Grubu CEO'su Oliver Blume, ABD'deki ithalat vergilerinin işleri üzerinde büyük bir baskı oluşturduğunu, dolar hareketinin de etkileyebileceğini ve elektrikli mobiliteye geçişin genel olarak beklenenden daha yavaş ilerlemesinin tedarikçi ağı üzerinde sonuçları olduğunu belirtti.