Ara

Osmanlı Mezarlığında Şaşırtan Keşif: İslami Geleneğe Aykırı Durum Ortaya Çıktı!

İsrail'in Necef Çölü'nde bulunan Osmanlı dönemine ait bir mezarda, İslami geleneğe aykırı olabilecek bir durumla karşılaşıldı. Tek bir mezarın içinde iki kişinin, bir kadın ve muhtemelen onun oğlu olan bir çocuğun kalıntıları bulundu.

İslami inanca göre cenaze defin işlemlerinde her mezara tek bir kişinin defnedilmesi esastır. Ancak istisnai durumlarda, pratik zorluklar veya acil durumlar gibi nedenlerle farklı uygulamalar da görülebilir. İsrail Eski Eserler Kurumu'ndan arkeologlar, Kuzey Necef'teki Rahat yakınlarında yaptıkları kazı sırasında, Orta Doğu'nun büyük bir bölümünün İstanbul'daki Osmanlı sultanları tarafından yönetildiği bir döneme tarihlenen bu mezarda iki kişinin bulunması karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Kadının kemiklerinden alınan radyokarbon tarihlemeleri tam net olmamakla birlikte, kadının 19. yüzyılın ortalarında, 30 ila 50 yaşları arasında öldüğünü gösteriyor. Mezarın birkaç yıl sonra tekrar açılarak ikinci kişinin kemiklerinin eklendiği ve ardından ikisinin birlikte yeniden defnedildiği düşünülüyor. Mezarlığın başında bulunan küçük bir kireç taşı levha ise, İslami mezarlıklarda mezar taşının yaygın olmaması nedeniyle, bu sıradışı ikinci defin sırasında konulmuş olabileceğini düşündürüyor.

Arkeologlar, 10 ila 15 yaşları arasında olduğu belirlenen erkek çocuğun, kadının oğlu olabileceğini ve başlangıçta başka bir yere defnedilmiş olabileceğini tahmin ediyorlar. Ancak çocuğun kemiklerinin, ailesinin duygusal bağları nedeniyle annesinin yanına yeniden defnedilmek üzere mezarından çıkarılıp aynı mezara konulmuş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

İsrail Eski Eserler Kurumu'ndan bir arkeolog, bu keşfin en önemli yanının, sıradışı defin uygulamasının ardında yatan duygusal sebep olabileceğini belirtti. Mezarlığın, muhtemelen 7. yüzyıldan kalma ve İsrail'deki en eski cami olabilecek antik bir caminin kalıntılarının önünde yer alması da, buranın manevi olarak önemli bir yer olarak görülmüş olabileceğini düşündürüyor.

Ancak iki kişinin neden aynı mezara defnedildiği tam olarak bilinmiyor. Müslüman defin geleneğinde bu tür bir uygulamanın pek görülmediği ve ardında mutlaka bir hikaye olması gerektiği ifade ediliyor. Kadın ve çocuğun yaşları ve cinsiyetleri kemik ve diş incelemeleriyle belirlendi, ancak DNA çalışması yapılamadı. Necef gibi aşırı kurak koşullarda kemiklerden DNA elde etmenin zorluğu nedeniyle bu tür bir girişimde bulunulmadığı belirtildi.

Bu ilginç mezar ve içindeki keşifler, İsrail Eski Eserler Kurumu'nun bir yayını olan 'Atiqot' dergisinin son sayısında yayımlanan bir makalede detaylı olarak anlatılıyor. Mezar, 2022 yılında Rahat'taki arkeolojik alanın kenarında gün yüzüne çıkarılmıştı. Modern Rahat kasabası, eskiden göçebe olan ve Bedevi olarak bilinen Arap torunları tarafından domine ediliyor ve bölgedeki arkeolojik kazılar Demir Çağı'ndan itibaren yerleşimin izlerini ortaya koyuyor.

Günümüzde İsrail, Lübnan, Ürdün ve Suriye'nin bulunduğu topraklar, Osmanlı Türkleri'nin 16. yüzyılda Memlük Sultanlığı'nı yenmesiyle Osmanlı egemenliğine girmiş ve bu egemenlik, Birinci Dünya Savaşı sonunda İngiliz Ordusu'nun bölgeyi ele geçirmesine kadar yani 1917-1918 sonlarına kadar devam etmiştir.

Bazı arkeologlar ve tarihçiler, Rahat'ta bulunan bu sıradışı definin, aile bağlarının geleneklerin önüne geçtiğini gösteriyor olabileceğini düşünüyor. Bu mezarın, arkeolojik kazı ve araştırmalarla yakalanan, kayıtlarda pek yer almayan Necef Bedevilerinin hayatlarına dair bir anı yansıttığı belirtiliyor.

Önceki Haber
Sam Altman'dan ChatGPT'nin Su Tüketimi Hakkında Şaşırtıcı İddia: Metodoloji Muamma
Sıradaki Haber
Çip Savaşı Kızışıyor: YMTC, Rakibi Micron'u Karalama Kampanyasıyla Suçladı!

Benzer Haberler: