Yapay zeka devi OpenAI'nin CEO'su Sam Altman, 2033 yılına kadar 250 gigawatt (GW) hesaplama gücü kapasitesi oluşturma hedefini açıkladı. Bu devasa kapasite, Hindistan'ın tamamının ve 1.5 milyar vatandaşının toplam elektrik ihtiyacına denk geliyor. Daha da endişe verici olanı, bu hedefin, dünyanın en büyük devlet dışı karbon yayıcısı olarak bilinen ExxonMobil'in ürettiğinin iki katı karbondioksit salımına yol açacak olması.
Bu rakamlar yalnızca veri merkezlerinin karbon emisyonlarını kapsıyor. Yapılan tahminlere göre, 250 GW kapasite, yaklaşık 60 milyon Nvidia GB300 GPU'yu destekleyebilir. Bu durum, OpenAI'nin sürekli çalışmayı sağlamak için her yıl 30 milyon GPU sipariş etmesi gerektiği anlamına geliyor. GPU'ların sürekli kullanım nedeniyle ömrünün kısa olduğu belirtiliyor; ancak bu durumun ekonomik ömürden kaynaklandığı, zira yeni nesil ürünlerin çıkmasıyla eski modellerin değer kaybettiği de ekleniyor. Her durumda, OpenAI'nin iddialı hedefleri için gereken GPU sayısı astronomik boyutlarda.
Bu devasa planlar yalnızca OpenAI ile sınırlı değil. Elon Musk'ın xAI'ı da 2030 yılına kadar 50 milyon H100 eşdeğeri yapay zeka GPU'suna ulaşmayı hedefliyor. Bu da yaklaşık 5 GW güç gerektirecek. Küresel ölçekte bu denli büyük veri merkezlerinin inşası, enerji arzını zorluyor, elektrik fiyatlarında artışa neden oluyor ve hanelerin elektrik kalitesini düşürüyor. Ayrıca, bu devasa hesaplama gücünün gerektirdiği soğutma ihtiyacı nedeniyle su kaynakları üzerinde de ciddi bir baskı oluşuyor.
Chip üretiminin çevresel etkileri de göz ardı edilemez. Yapay zeka işlemcilerine olan talep ve şirketlerin bu alana yaptığı milyarlarca dolarlık yatırım, yeni fabrika kurulumlarında büyük bir patlamaya yol açtı. Son iki yılda dünya genelinde 97 yeni fabrika inşaatına başlandı. Bu fabrikalar da veri merkezleri gibi devasa miktarda su ve elektrik tüketiyor. Dahası, en gelişmiş çiplerin üretim süreçlerinde zehirli kimyasallar kullanılıyor.
Örneğin, bir çip fabrikasının 1 GW güç gerektirebileceği, bu da Tayvan'daki yaklaşık 750 bin haneye yetecek enerji anlamına geliyor. Bu fabrikaların günlük su ihtiyacı ise on binlerce insanın günlük su tüketimine denk geliyor. Ayrıca, Güney Kore'deki çip üretimiyle ilişkili kimyasallar nedeniyle bazı işçilerin kanser gibi çeşitli hastalıklara yakalandığı rapor ediliyor.
Yapay zeka alanındaki rekabet, dünya üzerindeki sınırlı kaynaklar üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Sorunlar yalnızca veri merkezleriyle de sınırlı kalmıyor; en gelişmiş çiplerin üretilmesinden, bu GPU'ları yapmak için gereken nadir toprak elementlerinin çıkarılmasına kadar tüm tedarik zincirini etkiliyor. Teknoloji şirketleri yeteneklerini artırmak için donanım ve altyapıya milyarlarca dolar yatırırken, ülkeler rakiplerinin ilerlemesini engellemek için ticaret savaşına giriyor.
Sonuç olarak, Silikon Vadisi'ndeki CEO'lar yapay zekayı ileriye taşıyacak hesaplama gücünü belirlemeye çalışırken, asıl sorulması gereken soru şu: Gezegen daha ne kadar yapay zeka kaldırabilir?
