Türkiye'de tıp dünyası, hayata tutunmak için mücadele eden minik bir bebek için gerçekleştirilen mucizevi bir organ nakliyle çalkalanıyor. Operasyon masasında durmuş bir kalp, özel bir yöntemle yeniden hayata döndürülerek üç aylık bir bebeğe nakledildi ve bebeğin hayatı kurtarıldı. Altı aylık kontrolünde bebeğin, nakledilen kalple normal kalp fonksiyonlarına sahip olduğu ve herhangi bir organ reddi belirtisi göstermediği bildirildi.
Bu gelişme, özellikle bebek organ nakillerinde kalp fonksiyonlarını koruma konusunda 'ameliyat masasında canlandırma' yönteminin işe yaradığını gösteriyor. Gerekli izinlerin alınmasının ardından cerrahlar, bebek kalbi için özel olarak tasarlanmış, oksijenatör, santrifüj pompa ve atılan kanı toplamak için bir hazne içeren bir sistem kullanarak durmuş olan kalbi yeniden çalışır hale getirdiler. Mevcut organ saklama sistemlerinin bebek kalpleri için fazla büyük olması nedeniyle bu özel donanımın tasarlanması gerektiği belirtildi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, her yıl binlerce bebek kalp nakli beklerken hayatını kaybediyor. Kalp nakli için donör olan kişilerin genellikle beyin ölümü gerçekleşmiş olması gerekiyor. Bu durum, kalbin durmasından ve kan dolaşımının sona ermesinden sonra gerçekleşen dolaşım ölümüyle kalp nakli oranlarını oldukça sınırlı tutuyor.
Bazı tıp çevrelerinde, terminal durumdaki bir hastanın yaşam destek ünitesinden ayrılması, kalbinin yeniden çalıştırılması ve ardından organ bağışı için alınmasının etik olup olmadığı konusunda tartışmalar yaşanıyor. Ölüm kararlarının verilmesi ve organların etik yollarla yeniden canlandırılması konuları da hassasiyetle ele alınıyor.
Dolaşım ölümünden sonra, donör kalpleri ya donörün vücudundayken yeniden oksijenlendirilebilir ya da ameliyat masasında makineler yardımıyla canlandırılabilir. 'Ameliyat masasında canlandırma' yöntemine karşı çıkanlar, kalbin donör vücudunda yeniden canlandırılmasının dolaşım ölümünün tanımını ortadan kaldırdığını savunuyor.
Duke Üniversitesi'ndeki cerrahlar gibi bu yöntemin savunucuları ise kalbin donör vücudu dışında çalıştırılmasının etik kaygıları azalttığını ifade ediyor. Ayrıca, dolaşım ölümünden sonra organ kullanımının, organ havuzunu önemli ölçüde artırma potansiyeline sahip olduğunu vurguluyorlar.
Bu arada, başka bir ekip ise farklı bir yaklaşım geliştirerek etik kaygıları en aza indirmeyi amaçlıyor. Bu teknik, donör kalplerini hemen canlandırmak yerine, onları korumaya odaklanıyor. Bu yöntemde, kalbin dolaşım sistemi bir kıskaçla kapatılarak ve soğuk koruyucu bir sıvı ile yıkanarak üç donör kalbi başarıyla nakil için elde edildi. Ekip, bu yöntemin kalbin beyinden ayrı tutulmasını sağlayarak etik tartışmaları ortadan kaldırdığını belirtiyor.
Yapılan ilk ameliyatlarda bu tekniğin "mükemmel erken postoperatif sonuçlar" gösterdiği ve üç donör kalbinin de başarıyla sağlıklı bir şekilde nakledildiği kaydedildi. Vanderbilt cerrahları, bu kalp toplama yönteminin geniş bir uygulama potansiyeli sunduğunu belirtiyor.
