Ara

Okyanusun Derinliklerindeki ‘Kayıp Şehir’: Dünya’da Benzeri Yok ve Hayatın Kökenini Aydınlatabilir!

Orta Atlantik Sırtı'nın batısında, okyanusun derinliklerinde gizlenmiş, daha önce benzeri görülmemiş bir yer keşfedildi: Kayıp Şehir Hidrotermal Alanı.

Su altı bir dağın zirvesine yakın bir noktada, kulelerden oluşan girintili çıkıntılı bir arazi yükseliyor derinliklerden. Krem rengi karbonat duvarları ve sütunları, uzaktan kumandalı bir araştırma aracının ışığında hayalet gibi mavi görünüyorlar.

Boyutları, mantar büyüklüğündeki küçük yığınlardan, neredeyse 60 metre (yaklaşık 200 fit) yüksekliğindeki görkemli bir anıta kadar değişiyor. Bu olağanüstü oluşumlar Kayıp Şehir olarak adlandırılıyor.

Bilim insanları tarafından 2000 yılında, yüzeyin 700 metreden fazla (yaklaşık 2.300 fit) altında keşfedilen Kayıp Şehir Hidrotermal Alanı, okyanusta bilinen en uzun ömürlü havalandırma (venting) ortamı. Daha önce bunun gibi başka hiçbir yer bulunamadı.

En az 120.000 yıl ve belki daha uzun süredir, bu bölgedeki manto yükselmesi, deniz suyuyla reaksiyona girerek hidrojeni, metanı ve diğer çözünmüş gazları okyanusa yayıyor.

Alanının çatlaklarında ve yarıklarında, hidrokarbonlar oksijen olmadan bile yeni mikrobiyal toplulukları besliyor. 40 °C'ye kadar sıcak gaz püskürten bacalar, bol miktarda salyangoz ve kabukluya ev sahipliği yapıyor. Yengeçler, karidesler, deniz kestaneleri ve yılan balıkları gibi daha büyük hayvanlar nadir, ancak yine de mevcut.

Çevrenin aşırı doğasına rağmen, yaşamla dolu olduğu görülüyor ve araştırmacılar buranın dikkatimize ve korunmamıza değer olduğunu düşünüyorlar.

Kayip Şehir'in bacalarından üretilen hidrokarbonlar, atmosferik karbondioksitten veya güneş ışığından değil, derin deniz tabanındaki kimyasal reaksiyonlardan oluşuyor. Hidrokarbonlar yaşamın yapı taşları olduğundan, bu durum yaşamın tıpkı böyle bir habitatta başlamış olabileceği olasılığını açık bırakıyor. Bu durum, sadece Dünya'daki yaşamın kökenine değil, aynı zamanda Satürn ve Jüpiter'in uyduları gibi potansiyel olarak yaşanabilir diğer gök cisimlerindeki yaşam olasılıklarına da ışık tutuyor. Uzmanlar, bu tür bir ekosistemin potansiyel olarak bu uydularda şu anda bile aktif olabileceğini belirtmişti. Hatta geçmişte Mars'ta bile.

Kara dumanlar olarak adlandırılan ve olası ilk yaşam alanı olarak gösterilen su altı volkanik bacalarının aksine, Kayıp Şehir'in ekosistemi magma ısısına bağımlı değil. Kara dumanlar çoğunlukla demir ve kükürt açısından zengin mineraller üretirken, Kayıp Şehir'in bacaları 100 kata kadar daha fazla hidrojen ve metan üretiyor. Kayıp Şehir'in kalsit bacaları da kara dumanlardan çok daha büyük, bu da daha uzun süredir aktif olduklarını düşündürüyor.

Anıtların en uzunu, deniz tanrısı Poseidon'un adını taşıyor ve 60 metreden fazla yüksekliğe ulaşıyor. Anıtın hemen kuzeydoğusunda ise kısa süreli aktivite patlamalarının olduğu bir uçurum kenarı var. Araştırmacılar, bölgedeki bazı küçük bacaların, sıvıyla adeta 'ağlayarak' hassas karbonat oluşumları meydana getirdiğini belirtiyor.

2024 yılında araştırmacılar, Kayıp Şehir Hidrotermal Alanı'ndan kazılan 1.268 metrelik bir çekirdek numunesi şeklinde, manto kayasının rekor düzeyde bir geri kazanımını duyurdular. Çekirdeğin, minerallerde korunan koşullar altında milyarlarca yıl önce Dünya'da yaşamın nasıl ortaya çıktığına dair çok önemli kanıtlar sağlayabileceği umuluyor.

Ancak ne yazık ki, bu sıra dışı araziye sadece bilim insanları ilgi duymuyor. Bölgenin yakınlarında derin deniz madenciliği için hakların verildiği duyuruldu. Alanın kendisinde değerli kaynaklar olmasa da, şehrin çevresinin tahrip edilmesi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bilim insanları, madenciliğin tetikleyebileceği herhangi bir çökelti veya boşaltımın, bu olağanüstü yaşam alanını kolayca etkileyebileceği konusunda uyarıyor.

Bu nedenle bazı uzmanlar, bu doğal harikayı çok geç olmadan korumak için Kayıp Şehir'in Dünya Mirası alanı olarak listelenmesini talep ediyor.

On binlerce yıldır Kayıp Şehir, yaşamın kalıcı gücünün bir kanıtı olarak duruyor. Burayı mahvetmek, tam da bize yakışan bir şey olurdu.

Önceki Haber
Alzheimer'a Karşı Yeni Umut: Beynin Koruyucusu Kan-Beyin Bariyeri Güçlendirildi!
Sıradaki Haber
Nvidia'dan Tarihi Rekor Gelir: 44 Milyar Doları Aştı! Yapay Zeka ve Oyun Segmenti Başrolde

Benzer Haberler: