Bilim insanları, nükleer santrallerden çıkan atıkların, gelecekte neredeyse sınırsız temiz enerji üretebilecek nükleer füzyon için gerekli olan nadir bir izotop olan trityumu elde etmek için kullanılabileceğini öne sürüyor. Mevcut nükleer reaktörleri çalıştıran nükleer fisyonun yan ürünü olan trityum, Dünya üzerinde doğal olarak yeterli miktarda bulunmuyor ve üretimi pahalıya mal oluyor.
Nükleer füzyon, atomları birleştirerek ısı açığa çıkaran bir süreçtir. Füzyon reaksiyonlarından biri, hidrojenin bir başka izotopu olan döteryum ile trityumu birleştirerek helyum üretmektir. Ancak, trityumun sınırlı bulunabilirliği ve yüksek maliyeti, nükleer füzyonun ticari ölçekte yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.
Nükleer füzyon reaktörlerinin ilk neslinin, trityuma ihtiyaç duyan bir reaksiyona dayanması bekleniyor. Trityumun toplanması ise radyoaktif olması ve kısa yarı ömrü nedeniyle zorlu bir süreç. Trityum, her yıl yaklaşık %5,5 oranında bozunur, bu da onu uzun vadeli bir enerji kaynağı olarak saklamayı güçleştirir.
Bu soruna bir çözüm olarak, fisyon reaktörlerinden çıkan ve büyük miktarlarda bulunan radyoaktif nükleer atıkların kullanılması öneriliyor. Bir parçacık hızlandırıcı kullanılarak bu atıklardaki atomlar bölünebilir ve çeşitli reaksiyonlar sonucunda trityum elde edilebilir. Bu yöntem nükleer atığı tamamen ortadan kaldırmasa da, bu yan üründen ek bir fayda sağlamayı mümkün kılacaktır.
Bu yöntemin temel prensipleri yeni olmasa da, son teknolojik gelişmeler, trityum üretimini çok daha verimli hale getirebilir. Tahminlere göre, bu sistemle yılda 2 kilogram trityum üretilebilir. Bu miktar, nükleer füzyonda kullanıldığında on binlerce evi bir yıl boyunca enerjiyle besleyebilir.
Mevcut durumda, Amerika Birleşik Devletleri'nde trityumun istikrarlı, öngörülebilir ve ucuz bir tedariki bulunmuyor. Bununla birlikte, depolanması pahalı ve potansiyel olarak zararlı olan binlerce ton nükleer atık mevcut. Bu teknolojinin hayata geçirilmesi, mevcut nükleer atıkların değerlendirilmesi açısından büyük bir paradigma değişikliği yaratacaktır.
Bu öneri, nükleer enerjiye yönelik olumsuz algının oluşmasına neden olan geçmişteki nükleer kazalara rağmen, nükleer füzyonun gelecekteki potansiyeline dair umutları artırıyor. Teknolojinin detayları üzerinde çalışmalar devam etse de, bilim insanları bu yaklaşımın mevcut teknolojiyle mümkün olduğuna inanıyor.