Norveç'te bulunan bir mağaranın derinliklerinde 75.000 yıl öncesine ait, Buzul Çağı'nın hareketli dönemlerinde yaşamış çeşitli hayvan türlerinin kalıntıları keşfedildi. Bilim insanları, bu eşsiz buluntuların, Buzul Çağı'nın daha ılıman evrelerindeki zengin hayvan çeşitliliğini gösteren en eski kanıtlar olduğunu belirtiyor.
Mağarada bulunan bu nadir ve kapsamlı fosil arşivi, küçük memelilerden balinalara kadar geniş bir omurgalı yelpazesini kapsıyor. Buzul çağı tundrasında yaşayan toygar ve tarla faresi gibi küçük canlıların yanı sıra, deniz ve tatlı su balıkları, 20'den fazla kuş türü ve hatta balinalar, morslar ve kutup ayısı gibi büyük deniz memelilerine ait kalıntılar da bulundu.
Evrimsel biyologlar, özellikle Avrupa'da nesli tükenmiş olan toygar türüne ait fosillerin bulunmasının heyecan verici olduğunu vurguluyor. Daha önce bu türe ait sadece İskandinavya'da rastlanan izlerin, bu yeni bulgularla birlikte Avrupa'ya yayıldığı anlaşılıyor.
Mağaradaki tatlı su balığı kalıntıları, tundrada göller ve nehirler olduğunun, bowhead balinaları ve morsların varlığı ise deniz buzlarının bulunduğunun bir göstergesi. Ancak liman yunuslarının da bulunması, deniz buzlarının yıl boyunca orada olmadığını düşündürüyor, çünkü bu yunus türü donmuş suları tercih etmiyor.
Bu hayvanlar, küresel bir soğuma döneminde yaşamışlar. Elde edilen bulgular, ekosistemin büyük ölçüde eriyen buzullardan gelen tatlı su ve okyanusa erişim sağladığına bağlı olduğunu gösteriyor. Bölge tekrar donduğunda, hayvan çeşitliliği ortadan kaybolmuş; bu da hayvanların soğuk ve kurak ortama adapte olmakta veya göç etmekte zorlandığını düşündürüyor.
Araştırmacılar, bu hayvanların günümüzde Arktik'te hala bulunabildiğini ancak yaşam alanlarının çok daha parçalı hale geldiğini belirtiyor. Mağarada bulunan kemiklerin mitokondriyal DNA'sı, günümüz popülasyonlarıyla karşılaştırıldığında, buzul dönemlerinin donmasıyla birlikte eski soylardan hiçbirinin hayatta kalmadığı ortaya kondu.
Bu durum, soğuğa adapte olmuş türlerin büyük iklimsel olaylara uyum sağlamakta ne kadar zorlandığını gözler önüne seriyor. Günümüzdeki küresel ısınma karşısında bu türlerin karşılaştığı zorluklarla doğrudan bir bağlantısı olduğu düşünülüyor. Bilim insanları, geçmişte soğuk dönemlerde bile zorlanan bu türlerin, ısınan bir iklime uyum sağlamalarının çok daha güç olacağını ifade ediyor.
Bu önemli araştırma, Ulusal Bilimler Akademisi'nin Bildiriler Kitabı'nda yayımlandı.