Ara

Nissan’dan Trafik Sıkışıklığına Karşı Devrim Yaratan Teknoloji: ProPilot Assist ile Akıllı Yönetim

Nissan, trafik sıkışıklığını hafifletmek amacıyla ProPilot Assist adlı kısmen otonom sürüş sistemini kullanan ilginç bir pilot çalışmaya imza attı. Contra Costa Ulaşım Otoritesi ve UC Berkeley ile birlikte yürütülen bu proje, trafikteki bir aracın arkasındaki araçları bilgilendirmesi prensibine dayanıyor.

Nissan'ın Silikon Vadisi'ndeki ileri teknoloji merkezindeki araştırmacılar, bu 'İşbirlikçi Sıkışıklık Yönetimi' (Cooperative Congestion Management - CCM) sistemini ABD'nin Bay Area bölgesindeki I-680 otoyolunda yaklaşık 600 mil boyunca denedi. ProPilot Assist özelliğine sahip Nissan araçlarına, birbirleriyle iletişim kurarak hızları ve olası tehlikeler hakkında bilgi paylaşma yeteneği eklendi. Saha denemelerinde, sistemin sert frenleme olaylarını yüzde 85 azalttığı ve trafikte hareketsiz geçirilen süreyi yüzde 70 oranında düşürdüğü gözlemlendi.

Bu çalışma, geçmişte popüler olan ancak insan sürücülerin rolünün sadece direksiyon, hızlanma ve frenleme ile sınırlı olmadığı anlaşılınca geri plana düşen araç katarı (platooning) konseptinden farklıdır.

Ayrıca bu, daha çok araçların birbirleriyle konuşmasını sağlaması beklenen Dedicated Short-Range Communication (DSRC) radyolarını kullanan ve beklenen gelişimi gösteremeyen V2V (araçtan araca iletişim) sistemlerinin bir başka gösterimi de değil. Otomobil üreticileri 2000'li yılların başlarında bu standardı benimsemiş olsalar da, araçlara entegre etme konusunda yeterince çaba göstermediler. Hatta 2022'de Federal İletişim Komisyonu (FCC), bu frekans bandını kullanacak başka bir kurum lehine bir mahkeme zaferi kazandı.

CCM sistemi ise, öndeki bir "probe" aracının, kendisinden sonra gelen ve aralarında CCM özellikli olmayan araçların bulunduğu diğer CCM donanımlı araçlara bilgi göndermesiyle çalışıyor. Bu bilgi, takip eden araçların birbirleriyle uygun mesafeyi (30 ila 60 saniye arası) korumasını sağlıyor. Eğer önde bir yavaşlama olursa, takip eden araçlar ani fren yapmak yerine zamanla daha yumuşak bir şekilde yavaşlıyor. Böylece insan sürücülerin önlerindeki bir aracı gördüklerinde tepki vermesiyle oluşan ve trafik sıkışıklığına yol açan domino etkisi engelleniyor.

Nissan'ın Silikon Vadisi merkezinden kıdemli araştırmacı Jerry Chou, CCM'yi "karma otonomi" olarak tanımlıyor. Bu, kontrol altındaki araçlar ile aralarında insan tarafından kullanılan diğer araçların bir arada bulunması anlamına geliyor. DSRC yerine, araçlar Nissan'ın bulut hizmeti üzerinden iletişim kurmak için yerleşik LTE modemlerini kullanıyor.

Adaptif hız sabitleyici (adaptive cruise control) kullanan çoğu kişi bilir ki, takip mesafesi çok uzun olduğunda diğer sürücüler kolayca araya girebilir ve bu da sizin yavaşlamanıza neden olur. Chou, bu durumu ve sistemin performansını dengelemek için önemli ölçüde çaba harcandığını, bu amaçla kontrol edilen bazı parametreler olduğunu belirtiyor.

Chou'ya, trafik sıkışıklığının azaltılması için CCM destekli araçların trafikteki payının ne kadar olması gerektiği sorulduğunda, simülasyonlarda farklı penetrasyon oranları denediklerini ve faydaların penetrasyon oranlarıyla doğru orantılı olarak arttığını gördüklerini belirtti. Yüzde 4-5 gibi düşük bir penetrasyon oranında bile iyi sonuçlar elde edilebildiğini ekledi. Ancak, deneysel çalışmaların zorluklarına da değinen Chou, sadece birkaç araçla bu tür sonuçları nasıl görebileceklerini düşündüklerini ifade etti.

Sistemin gelecekteki iyileştirmeleri arasında, sürücülere araçlarının neden yavaşladığına dair geri bildirim verilmesi de bulunuyor. Bu, sürücülerin sistemi manuel olarak geçersiz kılıp hızlanmalarını önlemek amacıyla yapılıyor. Bu türden bir başarı elde edilmesi durumunda, CCM'nin gelecekte diğer otomobil üreticilerine lisanslanması da gündeme gelebilir.

Önceki Haber
Kedinizle Aramızdaki Kimyasal Bağın Bilimsel Sırları Ortaya Çıktı
Sıradaki Haber
Jaguar Land Rover Siber Saldırıyla Durdu: Üretim Ne Zaman Başlayacak? Kimse Bilmiyor!

Benzer Haberler: