Nintendo Entertainment System (NES) dönemi, günümüzdeki kadar popüler olmasına rağmen, oyun sektörünün deneyimli isimlerinden Yoshiki Okamoto'ya göre o dönemde düzenli kar eden tek şirketin Nintendo olduğunu belirtiyor. Okamoto, Capcom'un efsanevi oyunlarından Street Fighter II gibi yapımların yapımcılığını üstlenmiş bir isim olarak, o dönemde Capcom gibi üçüncü parti geliştiricilerin Famicom/NES için oyun çıkararak para kazanmakta ne kadar zorlandıklarını anlattı.
Okamoto, belirli istisnalar olsa da, o zamanlar Nintendo dışındaki tüm oyun yapımcılarının ve hatta perakendecilerin bile pek de para kazanamadığını vurguluyor. Örneğin, 10.000 yenlik bir oyunun maliyet dağılımında perakendeciye 3.000 yen, geliştiriciye 4.000 yen, Nintendo'ya 3.000 yen ve üretim yüklenicilerine 1.500 yen gittiğini aktarıyor. En büyük sorun ise Nintendo'nun, üretilecek oyun sayısının tam bedelini peşin olarak talep etmesiydi. Bu durum, yalnızca Nintendo'nun garanti bir kar elde etmesini sağlıyordu. O dönemde konsol pazarına yeni giren Capcom gibi şirketler, yeterli nakit sermayeye sahip olmadıkları için bu peşin ödemeler büyük bir yük oluşturuyor, banka kredileri çekmelerine neden oluyordu. Kartuşların teslimatı ve Capcom'un dağıtımcılardan ödeme alması arasındaki süre, yayıncı şirketin altı aylık banka faizleriyle uğraşmasına yol açıyordu. Bu da satılmayan ürünlerin riski dahil olmak üzere diğer tüm maliyetlerle birlikte Capcom'un elde ettiği kardan önemli bir pay götürüyordu.
Bu tür bir anlaşma yıllarca devam ettiği için, Okamoto'nun ilk PlayStation'ın piyasaya sürülmesini üçüncü parti geliştiriciler için bir devrim olarak tanımlaması şaşırtıcı değil. İlk PlayStation dönemiyle birlikte, Capcom'un üretim maliyetlerinin düşmesi ve geliştirici dostu iade politikası sayesinde karları önemli ölçüde arttı. Şirket, satılmayan oyunların bedelini yalnızca üretim maliyeti üzerinden iade ediyor, bu da Capcom için büyük bir rahatlama sağlıyordu. Yeniden stoklama süreçlerinin de çok daha hızlı olması, Capcom'un oyunlarının ani popülerlik artışlarından faydalanmasına olanak tanıyordu.
Nintendo'nun kendi bünyesindeki oyunları sistemlerini popüler kılmak için yeterli olsa da, Nintendo 64 için üçüncü parti desteğinin kaybı, sistemin birçok bölgedeki popülaritesini baltalayan belirleyici bir darbe oldu. Ancak 90'ların sonlarından bu yana çok şey değişti ve üçüncü parti geliştiriciler, eski katı politikalarıyla bozulan ilişkileri sonunda düzeltmeyi başarmış gibi görünüyor; nitekim Nintendo Switch 2'yi büyük bir üçüncü parti desteğiyle piyasaya sürmeye hazırlanıyorlar.