Milyonlarca yıl önce yaşayan, sırtında pul veya tüyden olmayan, gösterişli bir ibikle gezinen tuhaf bir sürüngen türü ortaya çıkarıldı. 247 milyon yıllık fosiller, bilim dünyasını şaşırttı.
Bu nesli tükenmiş canlının sırtındaki etkileyici çıkıntı, ilk bakışta üst üste binmiş tüylerden oluşan bir ibiğe benziyor. Ancak bu yapı, bilinen en eski fosilleşmiş tüyden çok daha eski ve bir tüy olduğunu gösterecek dallanmaya sahip değil.
Ayrıca, Spinosaurus gibi daha sonraki dinozorlarda görülen kemikli dikenlerden de yoksun.
Bilim insanları, bu keşfin paleontoloji alanında yeni bir sayfa açtığını belirtiyor. Daha önce karmaşık deri uzantılarının sadece memelilerde ve kuşlarda görüldüğü düşünülüyordu. Ancak bu yeni keşif, çok erken dönem bir sürüngen türünde de farklı bir karmaşık yapının var olduğunu gösteriyor.
Dinozorların tüylü yapıları evrimleşmeden çok önce, bazı erken sürüngenlerin karmaşık uzantılar için genetik altyapıyı oluşturmaya başladığı anlaşılıyor. Bu yeni keşfedilen sırt ibiklerine henüz bilimsel bir isim verilmedi. Araştırmacılar, bu yapıları şimdilik “deri uzantısı” olarak adlandırıyor, ancak benzerlikleri sürüngen derisiyle pek bulunmuyor.
Araştırmacılara göre bu uzantıların keratin, yani tırnak, kıl, pul veya pençelerde bulunan bir proteinden yapılmış olması muhtemel. Ancak bu durumun kesinleşmesi için daha detaylı analizler gerekiyor.
Almanya'daki Stuttgart Doğal Tarih Devlet Müzesi'ne bağışlanan 80'den fazla fosil üzerinde yapılan incelemelerde, bu yapıların büyük çoğunluğunun ait olduğu iskeletler kaybolmuş. Sadece bir fosilde, küçük ve antik bir sürüngen kafatasıyla birlikte bu yapıya rastlanmış.
Bu nesli tükenmiş hayvan türüne, 'hayranlık uyandıran sürüngen' anlamına gelen Mirasaura grauvogeli adı verilmiş. Teknik olarak bu tür, ağaçlarda yaşayan ve Velociraptor benzeri pençeleriyle böcek avlayan küçük, erken bir sürüngen olan drepanosaur sınıfına ait.
Ancak en dikkat çekici özelliği sırtındaki bu ibik. Bilim insanları, Mirasaura'nın Dünya tarihinde, dinozorlardan çok önce tüylere alternatif bir yapı geliştirdiğini ve bunun bilimde yeni tartışmalar başlatacağını düşünüyor.
Mirasaura'nın sırtındaki bu eklentinin tam işlevi bilinmiyor, ancak fiziksel verilere göre uçmak veya yalıtım sağlamak için kullanılmadığı düşünülüyor. Daha çok görsel iletişimde, örneğin yırtıcılardan korunma veya tür içi sinyalleşme gibi amaçlarla kullanılmış olabileceği tahmin ediliyor.
En iyi korunmuş Mirasaura fosillerinde, pigment hücreleri içindeki organeller olan melanozom izleri bulundu. İlginçtir ki, bu melanozomların geometrisi, tüy renklenmelerini sağlayan melanozomlarla uyumlu olsa da, sürüngen derisi veya memeli kılındakilerle aynı değil.
Bu keşif, evrimin ne kadar şaşırtıcı olabileceğini ve paleontolojiden hala ne kadar çok şey öğrenilebileceğini gösteriyor. Genetik ve gelişim biyolojisinden, tüy, kıl ve pul oluşumundaki birçok yolun memeliler, sürüngenler ve kuşlar arasında paylaşıldığını zaten biliyorduk. Şimdi Mirasaura ile birlikte, bu tür karmaşık yapıların gerçekten başka hayvanlarda da büyüdüğünü söyleyebiliriz.
Görünüşe göre sürüngenler, onları genelde basit ve pullu hayvanlar olarak tanımladığımızdan daha fazlasını hak ediyor.
Bu araştırma Nature dergisinde yayımlandı.