NASA, yaklaşık 250 milyon ışık yılı uzaklıktaki devasa bir kara delikten yayılan ses dalgalarını, insan kulağının duyabileceği bir frekansa taşıyarak büyüleyici bir ses kaydı oluşturdu. Bu kayıt, evrenin en gizemli objelerinden biri olan kara deliklerin derinliklerinden gelen uğultuları ilk kez bizimle buluşturuyor.
Perseus galaksi kümesinin merkezinde yer alan bu kara deliğin yaydığı akustik dalgalar, 57 ila 58 oktav yükseltilerek duyulabilir hale getirildi. NASA'nın 2022 yılında paylaştığı bu kayıt, ürkütücü ve bir o kadar da huşunet uyandıran bir ses deneyimi sunuyor.
Uzayda sesin yayılmadığı düşünülse de, bu durum evrende akustik dalgaların var olmadığı anlamına gelmiyor. 2003 yılında bilim insanları, Perseus galaksi kümesinin merkezindeki devasa kara deliği çevreleyen yoğun gaz içinde ilerleyen ses dalgalarını tespit etmişti. Bu dalgalar, insan işitme sınırının çok altında, evrende tespit edilen en düşük nota olarak biliniyor.
Ancak yapılan bu yeni seslendirme (sonification) çalışmasıyla, bu dalgalar yalnızca yükseltilmekle kalmadı, aynı zamanda kara delikten gelen seslere eklemeler yapılarak, uzay boşluğunda yankılanan seslerin nasıl olabileceğine dair bir fikir edinmemiz sağlandı.
Tespit edilen en düşük nota olan B-flat (Si bemol), orta Do notasının 57 oktav altındadır ve frekansı 10 milyon yıla denk gelmektedir. İnsanların duyabileceği en düşük frekans ise saniyenin yirmide biri kadardır.
Ses dalgaları, Perseus kümesindeki süper kütleli kara deliğin merkezinden dışa doğru radyal olarak çıkarıldı ve merkezden saat yönünün tersine çalındı. Böylece, süper kütleli kara deliğin her yönden gelen seslerini, orijinal frekanslarından 144 katrilyon ve 288 katrilyon kat daha yüksek perdeyle duyabiliyoruz.
Bu sesler, sadece bilimsel bir merak konusu olmanın ötesinde anlamlar da taşıyor. Galaksi kümeleri arasındaki yoğun gaz ve plazma olan kümeler arası ortam, kümeler dışındaki ortamdan daha yoğun ve daha sıcaktır. Bu ortamda yayılan ses dalgaları, plazma aracılığıyla enerji taşıyarak kümeler arası ortamın ısınmasına katkıda bulunuyor. Isı, yıldız oluşumunu düzenlediği için, ses dalgaları galaksi kümelerinin uzun vadeli evriminde kritik bir rol oynayabilir.
Bu ısınma aynı zamanda ses dalgalarını tespit etmemizi de sağlıyor. Kümeler arası ortamın sıcaklığı nedeniyle X-ışınlarında parlak bir şekilde parlaması, Chandra X-ışını Gözlemevi'nin bu ses dalgalarını ilk tespit etmesini ve seslendirme projesini gerçekleştirmesini sağladı.
Bir başka ünlü süper kütleli kara delik olan ve Event Horizon Telescope iş birliği ile ilk kez görüntülenen M87* da benzer bir seslendirme işleminden geçirildi. Bu çalışma, radyo dalgaları, görünür ışık ve X-ışınları gibi farklı dalga boylarındaki verilerin ses dalgalarına dönüştürülmesini içeriyor. Radyo verileri en düşük frekansları oluştururken, optik veriler orta aralığı, X-ışınları ise en yüksek frekansları oluşturdu.
Bu tür verilerin sese dönüştürülmesi, kozmik olayları deneyimlemenin heyecan verici yeni bir yolu olmanın yanı sıra bilimsel değer de taşıyor. Veri setlerini dönüştürmek, evrenin gizemli ve engin yapısı hakkında daha detaylı keşiflere olanak tanıyabilir.