Yeni bir araştırmada, genellikle beyin ve sindirim sistemi arasındaki karmaşık ilişkinin merkezinde yer almayan mide bölgesi ile ruh sağlığı arasında bir bağ tespit edildi. Bilim dünyası, mide ve beyin arasındaki bu sessiz diyaloğun ruh halimizi nasıl şekillendirdiğini anlamaya başlıyor.
Hem mide hem de beyin, düşük seviyelerde sürekli bir elektriksel dalga paterniyle titreşir. Yapılan incelemeler, bu iki dalga deseninin ne kadar senkronize olduğunun, kişinin ruhsal olarak ne kadar sıkıntılı olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, daha fazla senkronizasyonun, ruhsal sıkıntı ihtimalini artırdığını bulmuşlar.
Danimarka'daki Aarhus Üniversitesi ve Alman İnsan Beslenmesi Enstitüsü'nden bir ekip tarafından yürütülen bu çalışma, gelecekte mide sinyalleri aracılığıyla bazı ruh sağlığı sorunlarının daha hassas veya erken teşhis edilebileceği umudunu taşıyor.
Nörobilimci Micah Allen, 'Sezgisel olarak, daha güçlü beden-beyin iletişiminin sağlık belirtisi olduğunu varsayarız' diyor. 'Ancak burada, sıra dışı derecede güçlü mide-beyin bağlantısı, daha büyük bir psikolojik yüke işaret ediyor olabilir – belki de zorlanan bir sistemin göstergesi.'
Araştırmacılar, 199 katılımcıdan tam beyin taraması verileri (209 beyin bölgesini kapsayan), tam mide taraması verileri ve ruh sağlığı anketleri topladılar. Bu bilgiler istatistiksel olarak analiz edilerek aradaki bağlantılar incelendi.
Beyin dalgaları ile mide dalgaları arasındaki daha güçlü senkronizasyon veya bağ, anksiyete, depresyon ve stres gibi ruh sağlığı sorunlarının daha yüksek bir olasılığıyla ilişkilendirildi. Daha zayıf bir bağlantı ise daha iyi ruh sağlığı ve genel iyilik halini işaret ediyordu.
Mevcut veriler, mide aktivitesinin doğrudan ruh sağlığını tetiklediğini veya tersinin geçerli olduğunu kanıtlamak için yeterli değil. Ancak bu ilişkinin neden var olduğu henüz bilinmiyor. Yine de, ileri araştırmalarla bu bağlantıdan faydalanmak mümkün olabilir.
Bu bulgular, beyne vagus siniri aracılığıyla bağlı olan ve 'ikinci beyin' olarak da bilinen sindirim sistemi sinir sistemi hakkındaki mevcut bilgileri genişletiyor. Önceki araştırmalar, bu ikinci beynin otizm ve nörodejeneratif hastalıklar gibi durumlarla bağlantılı olduğunu göstermişti.
Nörobilimci Leah Banellis, 'Midenin bu bölümü büyük ölçüde göz ardı edildi' diye belirtiyor. 'Çoğu araştırma mikrobiyom ve alt sindirim sistemine odaklanıyor. Sonuçlarımız, mide ritimlerinin de duygusal iyilik haliyle derinden bağlantılı olduğunu gösteriyor.'
Ruh sağlığı sorunlarının doğru teşhis edilmesi zor olabilir; farklı durumlar sıklıkla birbirine karışır, sorunlar göz ardı edilebilir veya yanlış teşhis konulabilir. Ayrıca, bireylerin yaşadıkları sorunları tanımlama konusunda isteksiz veya yetersiz olmaları da teşhisi güçleştirebilir. Daha hassas bir teşhis için ek belirteçlere sahip olmak oldukça faydalı olacaktır.
Gelecekte, ruh sağlığı sorunlarının belirtilerini hafifletmek için mideden gelen geri bildirimleri – yani gastrik ritmi – ayarlamak bile mümkün olabilir, ancak bu oldukça uzak bir ihtimal. Şimdilik araştırmacılar, bu örüntülerin tekrarlanıp tekrarlanamayacağını görmek için daha büyük ve daha çeşitli gruplar üzerinde veri toplamayı hedefliyorlar.
Allen, 'Belirli ilaçların ve hatta yediğimiz yiyeceklerin gastrik ritimleri etkileyebileceğini biliyoruz' diyor. 'Bir gün bu araştırma, hastanın sadece hissettiklerini rapor etmesine değil, aynı zamanda vücudunun ve beyninin nasıl etkileşim kurduğuna dayalı tedaviler geliştirmemize yardımcı olabilir.' Bu heyecan verici araştırmanın sonuçları, ruh sağlığı alanında yeni kapılar aralayabilir.
