Ara

Maymunlarda “Alfa Erkek” Efsanesi Yıkıldı: Yeni Araştırma Cinsiyet Rollerinde Ezber Bozdu!

Uzun yıllardır primat dünyasında baskın erkeklerin, yani 'alfa erkeklerin' diğerlerini yönettiği yönündeki yaygın inanış, yeni bir araştırma ile sarsıldı. Bilimsel dergilerde yayınlanan bu çalışma, yakın akrabalarımızın ilişkilerinde çok daha karmaşık ve nüanslı güç dinamikleri olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, bu konuya dair "ya erkekler ya da dişiler baskındır" şeklindeki ikili ve sabit görüşün uzun süredir hakim olduğunu belirtiyor. Ancak son dönemde yapılan çalışmalar, gerçeğin çok daha karmaşık olduğunu göstererek bu fikre meydan okuyor.

Fransız ve Alman bilim insanlarından oluşan bir ekip, erkek ve dişi primatlar arasındaki hiyerarşik ilişkileri ortaya koyan etkileşimleri belirlemek amacıyla bilimsel literatürü taradı. Bu etkileşimler arasında saldırganlık, tehditler ve bir primatın kendiliğinden diğerinin yolundan çekilmesi gibi baskın veya boyun eğme davranışlarına işaret eden belirtiler yer alıyordu.

Beş yıl süren titiz bir çalışmayla, 121 farklı primat türüne ait (çeşitli maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler dahil) 253 popülasyondan veri toplandı. Elde edilen bulgular, karşı cinsiyetler arasındaki çatışmaların daha önce düşünüldüğünden çok daha sık olduğunu gösterdi. Ortalama olarak, bir grup içindeki bu etkileşimlerin yarısından fazlası bir erkek ve bir dişi arasında gerçekleşiyordu.

Erkeklerin dişilere açıkça hükmettiği – bu durum, çatışmaların %90'ından fazlasını kazanma olarak tanımlanmıştı – sadece popülasyonların %17'sinde gözlemlendi. Bu azınlık arasında, insanlara en yakın yaşayan akrabalarımız olan babunlar ve şempanzeler bulunuyordu. Lemurlar ve bonobolar dahil olmak üzere primat popülasyonlarının %13'ünde ise açık dişi dominasyonu kaydedildi.

Bu, primatların %70'i için hiyerarşinin tepesinde hem erkeklerin hem de dişilerin olabileceği anlamına geliyordu.

Cinsiyetler Arası Mücadele

Erkek dominasyonunun özellikle belirgin olduğu durumlarda, genellikle erkeklerin daha büyük vücutlara veya dişlere sahip olması gibi açık fiziksel avantajlara sahip olduğu türlerde görülüyordu. Ayrıca, dişilerin ağaçlarda yaşayan akrabalarına kıyasla kaçma ve saklanma yeteneklerinin daha az olduğu karasal türlerde de daha yaygındı.

Dişiler ise, üreme üzerinde kontrol sağladıklarında topluluklar üzerinde baskın olma eğilimindeydiler.

Örneğin, babun dişilerinin kızgınlık döneminde cinsel organları şişer. Erkekler bu birkaç günlük döngü boyunca dişileri kıskançlıkla korur ve diğer rakiplerin onlarla çiftleşmesini engeller. Ancak bonobolarda bu cinsel şişlik daha az belirgindir. Bu durum, dişi bonoboların ne zaman yumurtladığını erkeklerin bilmemesi sonucunu doğurur. Bu sayede dişi bonobolar, çok daha kolay bir şekilde istedikleri kişiyle, istedikleri zaman çiftleşebilirler.

Dişi baskınlığı, dişilerin kendi aralarında rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla bakım sağladığı durumlarda da daha yaygındır. Bu türlerde, dişiler genellikle yalnız yaşar veya sadece erkek-dişi çiftler halinde bulunurlar. Bu da tek eşliliğin dişi baskınlığıyla yakından ilişkili olduğunu gösterir.

Peki, bu sonuçlar kendi türümüz için genelleştirilebilir mi? Uzmanlar, insanlar ve diğer primatlar arasında çok sayıda fark olduğunu vurguluyor. Ancak genel olarak, biz de ne erkeklerin ne de dişilerin her zaman kesin bir baskınlığa sahip olmadığı orta kategoriye dahil oluyoruz.

Araştırmacılar, bu sonuçların insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarından daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcı toplumlarımızdaki erkek-dişi ilişkileri hakkında bildiklerimizle oldukça iyi örtüştüğünü belirtiyor.

Önceki Haber
Ay'ı Doğuran Dev Çarpışma: Dünya'daki Yaşamın Gizemi Çözülüyor Mu?
Sıradaki Haber
Öksürük Şurubu Parkinson Hastalarına Yeni Umut Mu Oluyor?

Benzer Haberler: