Ara

Matematik Yeteneğine Bilimsel Dokunuş: Beyin Uyarımıyla Neler Değişebilir?

Görünmez küçük elektrik sinyalleriyle beynin uyarılmasının, üniversite öğrencilerinin matematik becerilerini artırabileceği yeni bir araştırmayla ortaya kondu.

Araştırmacılar, bu teknolojinin evde kullanıma hazır hale gelmesine çok da uzak olmadığını belirtirken, araştırmaya dahil olmayan bir uzman daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.

Yapılan yeni çalışmada, bir üniversiteden 72 öğrenci araştırmaya dahil edildi. Katılımcıların matematik yetenekleri ön testlerle değerlendirildikten sonra, benzer yetenek seviyelerine sahip üç alt gruba ayrıldılar. Bu sayede her grupta hem zayıf hem de güçlü matematik becerilerine sahip kişiler bir aradaydı.

Deney için her gruptaki bireylerin kafa derilerine, beyne hafif elektrik sinyalleri verebilen elektrotlar yerleştirildi. Gruplardan ikisi, daha önceki araştırmalarda matematik yeteneğiyle ilişkilendirilen beyin bölgeleri olan dorsolateral prefrontal korteks (dlPFC) veya posterior parietal korteks (PPC) bölgelerine uyarım aldı. Üçüncü grup ise gerçek dışı, yani 'sahte' bir uyarım uygulanan kontrol grubu olarak belirlendi.

Ekip daha sonra, invaziv olmayan beyin uyarımı türlerinden sadece biri olan ancak diğer seçeneklere göre daha konforlu olduğu bilinen Transkraniyal Rastgele Gürültü Uyarımı (tRNS) yöntemini uyguladı. Kafa derisinden geçen akım oldukça düşüktü.

Araştırmayı yürüten bilim insanlarından biri, "Çoğu insan uyarılıp uyarılmadığını hissetmedi bile" açıklamasını yaptı. Uyarım alan her katılımcıya, beş günlük test süresince matematik testleriyle birlikte toplam 150 dakika uyarım verildi.

Testler, öğrencilerin hesaplama becerilerini ve "pratik öğrenmeyi" değerlendirdi. Hesaplama öğrenmesi, mevcut matematiksel yeteneği gerektiriyor ve katılımcıları sunulan bir problemin cevabını bulmaya teşvik ediyor. Buna karşılık, pratik öğrenme matematiksel yetenek gerektirmiyor; bunun yerine kullanıcılardan bir dizi sunulan denklemi ezberlemeleri isteniyordu.

Geçmiş araştırmalara dayanarak, araştırmacılar dlPFC uyarımının hesaplama öğrenmesini artıracağını varsaydılar, çünkü bu alan yeni beceriler öğrenme ve üst düzey bilişle ilişkilendiriliyor. Öte yandan, daha önceden öğrenilmiş becerilerin geri çağrılmasıyla ilgilenen PPC'nin uyarılmasının pratik öğrenmeyi geliştirebileceğini düşündüler. Çalışmada, dlPFC uyarımının gerçekten de hesaplama yeteneğinde iyileşmeyle ilişkili olduğu bulundu, ancak PPC uyarımı pratik öğrenmeyi geliştirmedi.

Testler başlamadan önce, ekip katılımcıların beynin ön ve üst kısmında bulunan frontal ve parietal lobları arasındaki bağlantıyı ölçtü. Bu iki lob sırasıyla dlPFC ve PPC'nin bulunduğu yerlerdir ve matematik öğrenimi sırasında birlikte aktive olurlar. Ekip, iki lob arasındaki daha güçlü bağlantıların daha güçlü hesaplama öğrenimiyle ilişkili olacağını varsaydı. Veriler de bunu doğruladı: Başlangıçta, daha iyi hesaplama yeteneklerine sahip katılımcılarda daha güçlü bir bağlantı gözlemlendi.

Sahte uyarım grubunda olan ve bağlantısı daha zayıf kişilerin, aynı gruptaki daha güçlü bağlantıya sahip kişilere göre hesaplama problemlerini kavramakta daha zorlandığı görüldü. Ancak, dlPFC'leri uyarılmış olan zayıf bağlantılı bireylerin skorlarında en büyük iyileşmeler gözlemlendi.

Dikkat çekici bir şekilde, ekibin matematik profesörleri üzerinde yaptığı daha önceki küçük bir çalışma, uyarımın profesörlerin matematik testlerindeki performansını aslında kötüleştirdiğini gösterdi. Bu durum, zaten yüksek matematik yeteneğine sahip olan kişilerin uyarımından kaçınması gerektiğini düşündürüyor.

Araştırmacılardan biri, matematik profesörlerinin beyinlerini "optimal bir sistem" olarak nitelendirdi ve "Buna yeni bir gürültü eklerseniz, olumsuz bir etkiye neden olacaktır" dedi.

Çalışmayı yürüten araştırmacı, beyin uyarım teknolojileri alanında faaliyet gösteren bir şirketin kurucularından biri ve bu teknolojinin genel halka yaygınlaştırılması konusunda oldukça iyimser. Üniversitelerde, iş yerlerinde ve eğitim merkezlerinde bulunan kişilerin bu teknolojiden faydalanabileceğini belirtti. Ayrıca, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi öğrenme güçlüğü ve nörogelişimsel rahatsızlıkları olan kişilere de teknolojiyi genişletmekle ilgilendiğini ekledi.

Bu arada, araştırmaya dahil olmayan bir psikolog, benzer uyarım cihazlarının evde kullanım için zaten onaylanmış olmasına rağmen, bu cihazların ne kadar iyi çalıştığına dair yapılan analizlerin daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu açıkça gösterdiğini belirtti.

Ayrıca, bu tür cihazların, bireylerin beyin şekillerindeki farklılıkları yansıtmak için kişiselleştirilmesi gerekebileceğini ekledi. Uzman, "Belirli beyin bölgelerini hedefleyerek uyarım yaparken, bireylerin beyin anatomik yapısını gerçekten göz önünde bulundurmadığınız sürece bu tam olarak işe yaramayabilir" dedi.

Araştırmacı aynı zamanda, bu araştırmadan doğacak herhangi bir tüketici cihazının sağlam kanıtlara dayanması gerektiğini ve mevcut birçok tüketici beyin uyarım cihazının çok az bilimsel temeli olduğunu savundu. "Bu teknolojiyi evde kullanabileceğimizi göstermemiz gerekiyor" diye ekledi.

Önceki Haber
Efsane Geri Dönüyor: Tony Hawk's Pro Skater 3+4 Game Pass'e Geliyor!
Sıradaki Haber
Vücut Kitle İndeksi Yanıltıyor Mu? İşte Ölüm Riskini Daha Doğru Belirleyen Yöntem!

Benzer Haberler: