Yıllar önce Mars yüzeyinde keşfedilen ve kayalık yamaçlardan aşağı doğru inen koyu çizgiler, gezegende sıvı su bulunabileceği yönünde büyük heyecan yaratmıştı.
Bilim insanları bu "Tekrarlayan Yamaç Çizgileri" (Recurring Slope Lineae - RSL) adı verilen izlerin, Mars yazında eriyen tuzlu buzun işareti olabileceğini düşünüyordu. Bu durum, Mars'ın geçmişteki sulak halinden kalma yeraltı sularının yüzeye çıktığına ve belki de basit yaşam formları için bir ortam sunduğuna işaret edebilirdi.
Ancak yeni bir araştırma, bu heyecan verici ihtimale karşı çıkan bulgular ortaya koydu.
Saygın bir bilimsel dergide yayımlanan bu kapsamlı çalışma, Mars'taki RSL ve benzeri yamaç çizgilerinin kökenini yeniden inceledi. Araştırmacılar, gezegenin farklı bölgelerindeki yarım milyona yakın koyu ve açık renkli yamaç çizgisini içeren devasa bir veri setini analiz etti.
Bu çizgilerin oluşumu ile sıcaklık, rüzgar hızı, su varlığı, kaya düşmesi aktivitesi gibi çeşitli çevresel faktörler arasındaki korelasyonlar incelendi.
Yapılan analizler sonucunda, çizgilerin oluşumunu açıklayabilecek daha önceki su temelli hipotezleri (tuzlu su akışı, buz erimesi vb.) destekleyen herhangi bir kanıta rastlanmadı.
Bunun yerine, araştırmacılar çizgilerin oluşumunun kuru süreçlerle ilişkili olduğuna dair önemli korelasyonlar tespit etti. Çizgilerin, ortalamanın üzerinde rüzgar hızlarına ve toz birikimine sahip bölgelerde daha sık görüldüğü belirlendi. Bu bulgular, çizgilerin rüzgarla taşınan toz veya kum hareketleri gibi mekanizmalarla oluştuğu hipotezini güçlendiriyor.
Araştırmanın yazarları, bulgularının Mars yamaçlarında şu anda mevsimsel veya geçici sıvı su akışı olmadığını gösterdiğini ve bunun gezegenin kuru, çöl benzeri doğasını vurguladığını belirtiyor.
Bu sonuç, gelecek Mars görevleri için de önemli çıkarımlar sunuyor. Eğer bu çizgiler gerçekten su ile ilgili olsaydı, Dünya'dan taşınabilecek mikroorganizmaların bu potansiyel "yaşanabilir" ortamlara bulaşma riski (gezegen koruma endişesi) çok daha yüksek olacaktı. Çizgilerin kuru olduğunun anlaşılması, bu bölgelere yapılacak iniş görevleri için gezegen koruma önlemlerini bir miktar hafifletebilir.
Araştırmacılar, bu tür büyük veri analizlerinin, gelecekteki uzay görevleri için potansiyel iniş bölgelerini belirlemeden önce, yörüngeden pek çok hipotezi elemek için önemli bir avantaj sağladığını ekliyor.