Perseverance keşif aracının geçen yıl topladığı veriler, Mars'ta mikrobiyal yaşama dair şu ana kadarki en güçlü kanıtı sunmuş olabilir. ABD'deki Stony Brook Üniversitesi'nden gezegen bilimci Joel Hurowitz liderliğindeki kapsamlı analize göre, 'Chevaya Falls' adındaki kayada ve Bright Angel oluşumundaki benzer kayaçlarda gözlemlenen leopar desenli beneklerin en olası açıklaması biyolojik süreçlerdir.
Elbette, Perseverance tarafından toplanan örneklerin Dünya'ya getirilip kapsamlı bir şekilde incelenmesiyle kesin sonuca varılacak. Biyolojik olmayan süreçler de hala olasılık dahilinde olsa da, Hurowitz ve meslektaşlarının derlediği kanıtlar oldukça ikna edici nitelikte.
Perseverance, bir yılı aşkın süre önce Ceyero Krateri'nin zemininde ilerlerken 'Chevaya Falls' kayasını buldu. Bu krater, bir zamanlar sıvı suyla dolu devasa bir havzaydı. Bilim insanları o an heyecanlanmıştı: Dünya'da bu kayadaki özelliklere benzeyen yapılar, sıklıkla fosilleşmiş mikroplarla ilişkilendirilir.
Ancak, Perseverance'ın bilimsel araçlarından elde edilen veriler, 'Chevaya Falls' ve Bright Angel oluşumundaki 'Sapphire Canyon' ile 'Apollo Temple' adlı iki kaya için daha ileri düzeyde inceleme gerektiriyordu.
Hurowitz, Bright Angel oluşumunda tespit edilen kimyasal bileşiklerin mikrobiyal metabolizmalar için zengin bir enerji kaynağı olabileceğini belirtiyor. Ancak, sadece bu kimyasal izlerin görülmesi, potansiyel bir biyolojik imzanın varlığı anlamına gelmiyordu; verilerin ne anlama gelebileceğinin analiz edilmesi gerekiyordu.
Perseverance'ın verilerine göre, analiz edilen örnekler organik, karbon açısından zengin malzeme içeriyordu. Mars'ta bol miktarda organik malzeme bulunmakla birlikte, organik madde üretebilen çok sayıda biyolojik olmayan süreç de mevcut, bu da tek başına bu malzemenin varlığının kesin bir kanıt olmadığını gösteriyor.
Bununla birlikte, diğer potansiyel biyolojik belirteçlerin de bulunması, organik malzemenin önemini artırıyor. Bright Angel oluşumu, su varlığını işaret eden kil açısından zengin. Kayaçlar ayrıca kalsiyum sülfat ve demir açısından zengin, hematit adı verilen bir mineralden oluşan damarlara sahipti.
Öte yandan, leopar desenli benekler özellikle demir fosfat ve demir sülfür, muhtemelen vivianit ve greigit mineralleri açısından zengindi. Fosfatlar Dünya'da biyolojik açıdan büyük önem taşıyor ve her iki mineral de organik karbonun biyolojik veya biyolojik olmayan (abiyotik) elektrokimyasal indirgenme ve yükseltgenme, yani 'redoks' reaksiyonlarının ürünü olabilir.
Teksas A&M Üniversitesi'nden geobiyolog ve astrobiyolog Michael Tice, sadece minerallerin değil, aynı zamanda bu yapılar içindeki düzenlemelerinin de demir ve sülfürün redoks döngüsü yoluyla oluştuğunu gösterdiğini ifade ediyor. Tice, Dünya'da bu tür yapıların, mikropların organik maddeyi tüketip pas ve sülfat 'soluduğu' çökeltilerde oluştuğunu ve Mars'taki varlıklarının benzer süreçlerin orada da meydana gelip gelmediği sorusunu gündeme getirdiğini belirtiyor.
İşler burada daha da ilginçleşiyor. Ekip, Bright Angel örneklerinin gözlemlenen mineral kompozisyonunu üretebilecek farklı süreçleri modelledi. Sülfatın sülfür hale indirgenerek gözlemlenen sonuca benzer bir sonuç üreten abiyotik bir süreç tespit edebilseler de, bu süreç son derece yavaş ilerliyor ve yüksek asitlik veya 150-200 santigrat derecenin üzerindeki sıcaklıklar gerektiriyor. Mars kesinlikle volkanizma yoluyla asidik koşullar ve yüksek sıcaklıklar üretebilir. Ancak, Bright Angel kayaçları bu kadar yüksek ısıya maruz kaldığına veya düşük pH'a hiç maruz kaldığına dair başka hiçbir belirti göstermiyor.
Kayaçların kendileri incelenmeden daha fazlasını öğrenmek zor olacak. Perseverance'ın araçlarının yetenekleri, Dünya'daki jeologların başarabilecekleriyle karşılaştırıldığında oldukça sınırlı ve araştırmacılar, toplanan örneklere ulaşmak için sabırsızlanıyor.
Bu arada ekip, Dünya'daki araştırmacıların Bright Angel oluşumunda gözlemlenen özel yapıları ortaya çıkarabilecek çeşitli biyolojik ve abiyotik süreçler üzerine daha fazla araştırma yapmasını öneriyor.
Tice, yaşamın Dünya ve Mars'ta yaklaşık aynı zamanda ortaya çıkan bazı süreçlerden nasıl faydalanmış olabileceğinin büyüleyici olduğunu söylüyor. Dünya'daki aynı yaştaki kayaçlarda, demir ve sülfürü organik maddeyle benzer şekilde reaksiyona sokan mikroorganizmalara dair kanıtlar görüldüğünü, ancak Dünya'daki eski kayaçlarda Mars'ta görülen tam olarak aynı yapıların görülemeyeceğini belirtiyor. Levha tektoniği nedeniyle Dünya'daki kayaçların bu şekilde korunmalarını engelleyecek kadar ısındığını ekliyor. Bu yapıları başka bir gezegende bu şekilde görebilmenin özel ve dikkat çekici bir durum olduğunu vurguluyor.
Araştırma, Nature dergisinde yayımlandı.