Mars'ın Jezero Krateri'nde bulunan antik bir nehir vadisinde ilerleyen bir keşif aracı, dikkat çekici, çizgili bir kaya örneği çıkardı. Bilim insanlarının 'Safir Kanyonu' adını verdiği bu örnek incelendiğinde, Dünya'da yaşama işaret eden demir minerallerinin belirgin, noktalı bir düzende yerleştiği görüldü. Bu minerallerden biri Dünya'da çürüyen organik madde çevresinde bulunurken, diğeri belirli mikroplar tarafından üretiliyor.
Yakın zamanda yayımlanan bir araştırma, bu örneğin potansiyel bir biyolojik imza taşıdığını ve bu durumun Kızıl Gezegen'in geçmişte mikrobiyal yaşama ev sahipliği yapmış olabileceği ihtimalini güçlendirdiğini ortaya koyuyor. Bu mineraller, antik mikropların enerji üretmek için kimyasal reaksiyonlar kullanmasıyla oluşmuş olabilir. Ancak, yaşama bağlı olmayan kimyasal reaksiyonlar da belirli koşullar altında bu mineralleri üretebiliyor.
Uzay bilimciler, Mars'ta biyolojik imza avının nasıl yapıldığına ve Safir Kanyonu örneğinin neden bu kadar özel olduğuna dair değerlendirmelerde bulunuyor. Bir biyolojik imza, geçmiş veya mevcut yaşama dair kanıt görevi gören herhangi bir özellik, element, molekül, madde veya yapıdır. Bu, yaşam olmadan üretilemeyecek bir şey olmalıdır. Fosil örnekleri, biyolojik bir süreçten türetilen organik moleküller veya yalnızca mikrobiyal aktivite yoluyla oluşan mineral desenleri bunlara örnek verilebilir.
Potansiyel bir biyolojik imza ise, biyolojik bir kökeni olabilecek ancak bilim insanlarının yaşamın varlığı veya yokluğu hakkında bir sonuca varmadan önce daha fazla veriye veya ileri çalışmaya ihtiyaç duyduğu bir madde veya yapıdır.
Bilim insanları, biyolojik imzaları belirlemek için kimyasal, fiziksel veya yapısal ipuçlarını inceliyor. Dünya'daki yaşam izlerinin aranma yöntemleri, Mars'taki aramalar için de bir temel oluşturuyor. Bilim insanları, koruma potansiyeli yüksek, yani biyolojik imzaları koruma olasılığı yüksek olan kraterler ve göl yatakları gibi ortamlarda bu kanıtları arıyor. Keşif aracının Jezero Krateri'ne gönderilmesinin nedeni de budur. Geçmişte, bu krater bir nehir tarafından beslenen bir göle ev sahipliği yapıyordu ve bu da Dünya'da yaşam için elverişli bir ortam anlamına geliyordu.
Safir Kanyonu örneğini özel kılan ise, keşif aracının gelişmiş cihazlarının 'leopar desenleri' olarak adlandırılan belirgin dokular tespit etmesidir. Bu desenler, demir fosfat içeren vivianit ve demir sülfürden oluşan greigit mineralleri açısından zenginleşmiş reaksiyon bölgeleridir. Dünya'da vivianit genellikle bol organik madde içeren ortamlarda oluşurken, sülfatı enerji kaynağı olarak kullanan bazı mikroplar greigiti üretebilir. Her iki mineraldeki bileşikler de, kimyasal reaksiyonların bir parçası olan 'redoks gradyanları' adı verilen bir süreci oluşturur.
Bu mineral birliktelikleri, mikropların reaksiyonları ileri doğru ittiği redoks reaksiyonları için potansiyel bir parmak izi sunmaktadır. Ancak, yüksek sıcaklıklar, asidik koşullar ve organik bileşiklerin bağlanması gibi biyolojik olmayan süreçler de bu mineralleri açıklayabilir. Yine de, Cheyava Falls kayasında greigit ve vivianitin biyolojik olmayan yollarla oluşması için gereken yüksek ısıya veya aside maruz kaldığına dair hiçbir belirti bulunmuyor.
Bilim insanları, bu örneklerin Dünya'ya getirilerek gelişmiş laboratuvar teknikleriyle biyolojik ve biyolojik olmayan kökenleri ayırt edilmesinin, bu soruyu kesin olarak yanıtlamanın tek yolu olduğunu belirtiyor.