ABD'de Federal Ticaret Komisyonu'ndan (FTC) Başkan Donald Trump tarafından görevden alınan bir Demokrat üyenin, temyiz mahkemesi kararıyla görevine iade edildiği bildirildi. Kararda, Trump'ın bu görevden almasının Yüksek Mahkeme emsaline aykırı olduğu belirtildi.
Daha önceki bir alt mahkeme de aynı yönde karar vermiş, ancak idari bir askıya alma kararı nedeniyle göreve iade süreci gecikmişti. Dün açıklanan temyiz mahkemesi kararıyla bu askıya alma durumu ortadan kalktı.
Üç hakimden oluşan heyetin 2'ye 1 oyla aldığı kararda, ABD hükümetinin itiraz süreci için daha uzun süreli bir askıya alma talebinin reddedildiği ifade edildi. Kararı veren çoğunluk, "Hükümetin temyizden başarı şansı bulunmuyor, zira Yüksek Mahkeme emsalleri kesin ve doğrudan bu konuya işaret ediyor" dedi.
Heyet, Başkanın FTC komiserlerini yalnızca verimsizlik, görev ihmali veya görevi kötüye kullanma gibi nedenlerle görevden alabileceğine karar veren 1935 tarihli bir Yüksek Mahkeme kararını emsal gösterdi. Trump'ın komiserlere gönderdiği fesih bildirimlerinde, "FTC'deki görevinizin devamı Yönetimimin öncelikleriyle tutarsızdır. Bu nedenle, Anayasa'nın II. Maddesi uyarınca sizi görevden alıyorum." ifadeleri yer alıyordu.
FTC'deki görevine geri dönen Demokrat üye, yaptığı açıklamada, Trump yönetiminin bağımsız kurumları ortadan kaldırma çabaları karşısında mahkemenin, başkanın hukukun üstünde olmadığını tanımasından memnuniyet duyduğunu belirtti. Yarın sabah itibarıyla Amerikan halkı adına kendisine tevdi edilen göreve dönmek için sabırsızlandığını sözlerine ekledi.
Trump'ın Mart ayında, diğer bir Demokrat üyeyle birlikte görevden aldığı bu üyenin ardından FTC'de sadece Cumhuriyetçi üyeler kalmıştı. Görevden alınan üyelerin her ikisi de başkana dava açmış, ancak diğer üye daha sonra başka bir iş bulmak üzere FTC'den istifa etmişti. Bu üyenin davaları ise temmuz ayında reddedilmişti.
Dün açıklanan ve 2'ye 1 çoğunlukla alınan kararda Hakimler Patricia Millett ve Cornelia Pillard'ın Obama tarafından atandığı, muhalif görüşü bildiren hakimin ise Trump tarafından atanan Hakim Neomi Rao olduğu bilgisi paylaşıldı.
Hakim Rao, hükümetin temyizden başarı şansının yüksek olduğunu ve Yüksek Mahkeme'nin, bir başkan tarafından görevden alınan memurun göreve iadesi yönünde verilen kararları askıya alma eğiliminde olduğunu belirterek, hükümetin askıya alma talebinin kabul edilmesi gerektiğini savundu.
Rao, 1935 tarihli emsal kararın Anayasa'nın tüm yürütme gücünü başkana vermesiyle ve daha yakın tarihli Yüksek Mahkeme kararlarıyla tutarsız olduğu için yürürlükten kaldırılması gerektiğine inandığını ifade etti. Bu konuda yalnızca Yüksek Mahkeme'nin kendi emsallerini yürürlükten kaldırabileceğini kabul etmekle birlikte, alt mahkeme kararını askıya almanın, bu emsal kararın yürürlükten kaldırıldığı anlamına gelmediğini, ancak Yüksek Mahkeme'nin bu tür kararları askıya alma kararlarının da dikkate alınması gerektiğini savundu.
Trump yönetiminin, 1935 tarihli emsal kararın bugünkü FTC için geçerli olmadığını, çünkü kurumun önemli bir yürütme gücü kullandığını savunduğu belirtildi. Hakim Rao da bu görüşe katılarak, bağımsız kurumların aslında Yürütme Organı'nın bir parçası olduğunu ve komiserlerin önemli yürütme gücü kullandığını vurguladı.
Yüksek Mahkeme'nin daha önceki kararlarında, Trump'ın Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu, Sistemleri Koruma Kurulu ve Tüketici Ürünleri Güvenliği Komisyonu gibi kurumlardan Demokrat üyeleri görevden almasıyla ilgili alt mahkeme kararlarını askıya aldığı hatırlatıldı. Bu askıya alma kararlarında Yüksek Mahkeme'nin, bu tür görevden almaların yasallığı konusundaki değerlendirmesini henüz yapmadığına ve bunun yerine hükümet üzerindeki olumsuz etkilere odaklandığına dikkat çekildi.
Çoğunluğu oluşturan hakimler ise Rao'nun Yüksek Mahkeme'nin son kararlarını yorumlama biçimine katılmadı. Hakimler Millett ve Pillard, ulusal çalışma ilişkileri kurulu davasındaki askıya alma kararında, Yüksek Mahkeme'nin daha önce onayladığı görevden alma korumalarının, Yüksek Mahkeme aksi bir karar verene kadar geçerli olduğunu belirten bir uyarı bulunduğunu ifade etti. Alt mahkemelerin, kendi kararlarını yürürlükten kaldırma yetkisini yalnızca Yüksek Mahkeme'ye bırakması gerektiğini savundular.
Ayrıca çoğunluk, FTC'nin yetkilerinin 1935 tarihli karardan bu yana değişmediği sonucuna vardı. Hakimler, mevcut FTC'nin, 1935'te Yüksek Mahkeme'nin karar aldığı sırada sahip olduğu yetkilerle aynı yetkileri kullandığını belirtti.