Ara

Lucy’nin Bilinmeyen Kuzeni, İnsanlık Tarihinin Bilinen En Eski Türüyle Aynı Yerde mi Yaşadı?

Etiyopya'da bulunan yaklaşık 2,6 milyon yıllık fosilleşmiş dişler, daha önce bilinmeyen bir erken insan akrabasına ait olabilir. Bu dişler, ünlü fosil Lucy (A. afarensis) gibi Australopithecus cinsine ait bir türe ait ancak yapılan yeni bir araştırmaya göre, yeni keşfedilen bu dişler bilinen herhangi bir Australopithecus türüne uymuyor.

Daha da dikkat çekici olanı, araştırmacıların aynı bölgede modern insanları da içeren Homo cinsine ait çok eski dişler bulmuş olmaları. Araştırma, bu dişlerin kayıtlardaki en eski Homo türüne ait olabileceğini öne sürüyor. Bu yeni keşifler, yaklaşık 2,6 milyon yıl önce en az iki erken hominin soyunun aynı bölgede bir arada yaşadığını gösteriyor. Homininler, insanları ve en yakın akrabalarımızı içeren bir gruptur.

Ledi-Geraru Arkeoloji Alanındaki Keşifler

Araştırmacılar, dişleri Etiyopya'nın kuzeydoğusunda yer alan ve daha önceki çığır açan keşifleriyle bilinen Ledi-Geraru arkeoloji alanında buldu. Bu bölgede daha önce 2,8 milyon yıllık bir çene kemiği, yani bilinen en eski insan örneği ve 2,6 milyon yıl öncesine ait en eski homininler tarafından yapılmış taş aletler de bulunmuştu.

Bu bölgenin o dönemde açık ve kurak çayırlık bir alan olduğu varsayılıyor. Bölgenin, Homo ve Australopithecus için kullanabilecekleri kaynaklar sunduğu düşünülüyor. Çayırlar ve nehirler içme suyu, yenilebilir bitkiler ve avlanabilecek büyük hayvanlar sağlamış olmalı.

Ancak bu bölgedeki olağanüstü zengin fosil kayıtlarının, örneğin volkanik patlamalar nedeniyle kalıntıların iyi korunmuş olmasından kaynaklanabileceği de belirtiliyor; bu durum bölgenin mutlaka bir hominin yoğunluğu olduğu anlamına gelmeyebilir.

Australopithecus ve Homo Dişleri

Yeni araştırmada, araştırmacılar yeni keşfedilen fosillerin üzerindeki ve altındaki volkanik kül katmanlarını kullanarak yaşlarını belirledi. Keşfedilen 13 dişten 10 tanesinin 2,63 milyon yaşında olduğu ve şu anda Ledi-Geraru Australopithecus'u olarak adlandırılan tanımlanmamış bir Australopithecus türüne ait olduğu tespit edildi.

Daha önce bölgede A. afarensis ve Australopithecus garhi'ye ait kalıntılar bulunmuştu. Ancak yeni bulunan dişler bu türlerin dişlerinden farklı görünüyor. Bir araştırma yazarı, dişlerin bunlardan hiçbirine benzemediğini ve bu nedenle yeni bir türe ait olabileceğini belirtti.

Bununla birlikte, araştırma ekibi dişlerin özellikle benzersiz özellikleri olmadığından, henüz resmi olarak yeni bir tür olarak tanımlamadı. Fosillerde yeni bir türün tanımlanması için genellikle bilinen türlerden tutarlı bir şekilde farklılaşan anatomik özelliklerin bulunması gerektiği ve bu keşifteki kanıtların yeni bir türü tanımlamak için yetersiz olduğu belirtiliyor.

Araştırmacılar ayrıca, yaşları 2,59 milyon ile 2,78 milyon yıl arasında değişen ve tamamı Homo cinsine ait iki diş daha belirledi. Bu dişlerin, Ledi-Geraru'da bulunan en eski Homo örneğiyle aynı türe ait olduğuna inanılıyor, ancak bu henüz doğrulanmadı.

Bu yeni keşif, 2,5 milyon yıldan önce Etiyopya'nın bu bölgesinde en az üç hominin türünün yaşadığı anlamına geliyor: bu dişlerin ait olduğu Homo ve Australopithecus türleri ile A. garhi.

Aynı dönemde, A. africanus Güney Afrika'da, Paranthropus ise günümüz Kenya, Tanzanya ve güney Etiyopya'sında yaşıyordu.

Geniş hominin ailesi içindeki bu evrimsel deneme yanılma süreci, insanların evrimsel ağacının doğrusal olmaktan çok "ağaç benzeri" olarak kabul edilmesinin nedenidir.

Araştırmanın dışında kalan bir antropolog, son on yılda evrimimizin çoğu boyunca aynı anda birden fazla insan akrabası türünün var olduğunun açıkça ortaya çıktığını belirtti. Yeni makalenin, bunun Etiyopya'da ve özellikle de Homo cinsimizin belki de en erken popülasyonu olabilecek ilginç bir zaman diliminde gerçekleştiğini gösterdiğini ekledi.

Sonraki Adımlar

Araştırma ekibi, dişlerin üzerindeki mineyi inceleyerek bu türlerin ne yediğini anlamaya çalışıyor. Bu, bu homininlerin aynı şeyleri yiyip yemediğini ve benzer kaynaklar için rekabet edip etmediğini anlamamıza yardımcı olabilir.

Şu anda Australopithecus ve Homo arasındaki doğrudan etkileşim hakkında çok az şey söyleyebildiklerini belirtiyorlar. Her iki cinsin de zaman zaman zaman ve mekânda örtüştüğünü bildiklerini, ancak ikisini birbirine bağlayan davranışsal kanıt bulunmadığını ekliyorlar.

Şempanzeler ve gorillerin bazıları aynı ormanlarda yaşadığı, ancak genellikle coğrafi olarak birbirinden ayrıldığı ve yan yana yaşamadığı belirtiliyor. Bu erken homininlerin, primatların günümüzde tipik olarak yaşadığından daha yakın bir arada yaşamış olabileceği ilginç bir nokta.

Muhtemelen aynı şeyleri yemiyorlardı, ancak şu anda bunu gerçekten bilmiyoruz.

Araştırmacılar ayrıca bölgedeki daha fazla bilgi ve fosil arayışında. Buldukları her şeyin insan evrimi bulmacasında bir parça olduğu belirtiliyor.

Önceki Haber
Bilimsel Çalışma: Sosyal Medyanın Sorunları Yapısal Kaynaklı, Çözümü Zor Görünüyor
Sıradaki Haber
GPT-5 Lansmanı Çalkantılı Başladı: Kullanıcılar Yeni Modelden Memnun Değil!

Benzer Haberler: