Kuzey Amerika ve Avrupa'daki buzullar, 2021 ile 2024 yılları arasında benzeri görülmemiş bir buz kaybı yaşadı. Yapılan yeni bir araştırma, bu dört yıllık süreçte kaydedilen toplam kaybın, 2010-2020 dönemine kıyasla iki katına çıktığını ve buzulların hacminin %13'e kadar azaldığını ortaya koydu. ABD ve Kanada'daki buzullar yılda ortalama 22,2 milyar metrik ton buz kaybederken, İsviçre Alpleri'ndeki buzullar yılda 1,5 milyar metrik ton buz kaybetti.
Araştırmanın ortak yazarlarından biri, bu durumun önceki rekorları paramparça ettiğini belirtti. Bilim insanları, bu tür aşırı buz erime hızlarının geleceğini bildiklerini, ancak ölçümlere dayanan sonuçları gördüklerinde hala şaşırtıcı ve kabul etmesi zor olduğunu ifade etti. İncelenen buzulların, güncel gözlem verilerine erişimin oldukça iyi olduğu bölgelerde yer aldığı vurgulanıyor. 2021-2024 yılları arasındaki yıllık buz kayıpları ve bu dönemdeki toplam buz kaybı rekor seviyede.
Araştırmacılar, yüksek buz kaybı oranlarına neden olan meteorolojik koşulları da sıraladı. Bunlar arasında düşük kış kar birikimi, erken başlayan sıcak hava dalgaları ve uzun süren sıcak, kurak koşullar yer alıyor. Araştırma, buzul erimesinin küresel deniz seviyesi yükselişine katkıda bulunduğunu ve aynı zamanda tatlı su kaynaklarını tehdit ettiğini, jeolojik tehlike risklerini artırdığını ve dağ manzaralarını dramatik bir şekilde değiştirdiğini belirtiyor.
Araştırmacılar, buzul erimesini incelemek için Dünya Buzul İzleme Servisi'nden alınan verileri, hava ve uydu gözlemlerini kullandı. Bu bilgileri bilgisayar modeline aktararak, ABD, Kanada ve İsviçre'deki seçilmiş buzulların kütle değişimlerini değerlendirdiler. ABD'deki buzullar Washington eyaletindeki South Cascade Buzulu ve Montana'daki Sperry Buzulu idi. Kanada'daki buzullar ise Place, Peyto ve Helm buzulları oldu.
Hem Kuzey Amerika hem de İsviçre'de buz erimesinin en büyük itici güçlerinden biri, aşırı yüksek yaz sıcaklıkları oldu. 2021'deki bir sıcak hava dalgası, ABD ve Batı Kanada'da büyük kar örtüsü kayıplarına neden olurken, 2023'teki başka bir sıcak hava dalgası, orman yangını sezonunun erken başlamasına yol açtı. Bu durum, buzların üzerindeki kurum partikülleri aracılığıyla dolaylı olarak buzulları etkiledi. Kurum gibi koyu renkli maddeler, güneş ışınlarını daha fazla emerek buzulların daha hızlı erimesine neden oluyor. Bu durum, küresel ısınmayı artırarak daha fazla orman yangını ve kurum birikimine yol açan bir kısır döngü oluşturuyor.
Buzulların tamamen buza dönüşmemiş kar katmanlarının (firn) kaybı da önemli bir etken olarak öne çıkıyor. Firn katmanlarındaki kar, eriyen suyu tutmaya ve akışını yavaşlatmaya yardımcı oluyor ve aynı zamanda buzdan daha fazla güneş ışığını uzaya yansıtıyor. Bilgisayar modellerinin şu anda firn katmanlarını ve kurum gibi safsızlıkların etkisini tam olarak hesaba katmadığı belirtiliyor.
Araştırmanın bir diğer önemli bulgusu ise, buzul erimesinin 2021-2024 yılları arasında zirve yapmış olabileceği yönünde. Bu durum, bazı bölgelerde su yönetimi konusunda ciddi endişelere yol açıyor. Bilim insanları, küresel sıcaklıklar artmaya devam etse bile, buzulların küçülmesi nedeniyle gelecekte nehirlere ve derelere daha az su bırakabileceğini belirtiyor. Bu durum, buzul erimiş suyuna bağımlı topluluklar, tarım ve endüstriler için tedarikin azalması anlamına gelebilir. Sonuçlar endişe verici ve küresel eğilimle uyumlu olsa da, Batı ABD-Kanada ve İsviçre Alpleri gibi bazı bölgelerdeki olağanüstü değişimlerin tüm bölgelerde hemen aynı şekilde görülmeyebileceği vurgulanıyor.