Ara

Kurşun Zehirlenmesi: İnsanlığın Evriminde Köklü Bir Tehlike

Teknoloji ve bilim dünyasında yeni gelişmeler yaşanırken, insanlığın kökenlerine uzanan beklenmedik bir tehlike gün yüzüne çıktı: kurşun zehirlenmesi. Avustralya'daki Southern Cross Üniversitesi'nden paleoantropolog Renaud Joannes-Boyau ve ekibinin yürüttüğü yeni bir araştırma, milyonlarca yıl öncesine, hatta Homo cinsi ortaya çıkmadan önceki döneme ait fosil kalıntılarında tehlikeli düzeyde kurşun maruziyetine dair kanıtlar buldu. Bu bulgular, kurşunun sadece modern bir sorun olmadığını, evrimsel tarihimizi şekillendirmiş olabileceğini öne sürüyor.

Kurşun Zehirlenmesi Yeni Bir Sorun Değil

Joannes-Boyau ve ekibi, 51 fosile ait dişlerden alınan küçük örnekleri inceledi. Bu dişlerin çoğunda, incelenen primatların ve erken insan atalarının ilk yıllarında kurşuna maruz kaldıklarına dair işaretler tespit edildi. Diş minesinin oluşumu sırasında oluşan katmanlar, bireyin çocukluk sağlığına dair bir kayıt niteliği taşıyor. Araştırmacılar, fosil dişlerdeki kurşunlu katmanların, bireyin o dönemde kanında yüksek miktarda kurşun bulunduğunu gösterdiğini belirtti. İncelenen hominin dişlerinin %71'inde, erken çocukluk döneminde tekrarlayan kurşun maruziyetine dair net belirtiler gözlemlendi. Bu bulgular, 100.000 yıllık Homo sapiens bireylerinin yanı sıra 250.000 yıllık Fransız Neandertallerine ait dişlerde de görüldü. Ayrıca, 1 ila 2 milyon yıl önce Güney Afrika'da yaşamış olan Homo cinsi üyeleri, Australopithecus africanus ve Paranthropus robustus gibi çok daha eski homininlere ait dişlerde de bu duruma rastlandı.

Tehlikeli Bir Dünyada Yaşam

Bu çalışma, antik homininlerin çevrelerindeki kurşunla karşılaştıklarına dair ilk kanıt değil. Yaklaşık 250.000 yıl önce Fransa'da yaşayan iki Neandertalin çocukken kurşuna maruz kaldığı daha önceki bir araştırmada ortaya konmuştu. Ancak günümüzden binlerce yıl öncesine kadar gümüş eritme, su boruları veya egzoz dumanı gibi insan kaynaklı kirlilik söz konusu değildi. Peki, bu antik atalarımız nasıl kurşuna maruz kalıyordu? Yapılan başka bir çalışma, İspanya'daki Neandertal yerleşimlerinde bulunan mağaraların, günümüz standartlarına göre 'kontamine toprak' olarak kabul edilecek düzeyde ağır metaller ve kurşun içerdiğini gösterdi. Kurşun, yalnızca insan yapımı kirlilikle değil, aynı zamanda doğal olarak kayaçlarda ve toprakta da bulunur. Bazı mineraller, özellikle galena (kurşun sülfür), kurşun bileşikleri içerir. Joannes-Boyau ve arkadaşlarının çalışmalarında belgelenen kurşun maruziyeti, erken dönem homininlerin kayaları, mağara toprağını ve çevredeki nesneleri ağızlarına götürmeye eğilimli olduğu bir yaşta meydana gelmiş olabilir.

Çin'deki Queque mağara sisteminden elde edilen bazı fosillerde, 1.8 milyon yıl öncesine ait Gigantopithecus blacki gibi nesli tükenmiş hominin benzeri maymunlarda, 50 ppm'nin üzerinde kurşun seviyeleri tespit edildi. Araştırmacılar bu durumu, 'gelişimsel, sağlık ve potansiyel olarak sosyal sorunlara yol açabilecek önemli bir kurşun seviyesi' olarak tanımladı. Kurşunlu minerallerin zengin olduğu mağaralarda yaşamayan homininler bile orman yangınları, volkanik patlamalar veya jeolojik erozyon gibi doğal yollarla havaya yayılan veya su kaynaklarına karışan kurşun partiküllerine maruz kalmış olabilirler. Bu durum, kurşun açısından zengin bir kayaç yatağının yakınında yaşayan bir Australopithecine'in içme suyunun veya tükettiği bitkilerin kurşunla kirlenmesi anlamına gelebilir.

Evrimde Kurşunun Rolü Hakkında Bir Hipotez

İnsanların ve atalarının düzenli olarak kurşuna maruz kaldığına dair bulgular ışığında, araştırmacılar bu durumun insan evrimini etkileyip etkilemediğini inceledi. Bu kapsamda, beyin gelişimi ve kurşun maruziyetine verilen tepkiyle ilişkilendirilen NOVA1 geni üzerine odaklanıldı. NOVA1 geni, mesajcı RNA'ların işlenmesini etkileyen bir protein kodlar ve bu da tek bir genin yakından ilişkili varyantlarının üretimini kontrol etmesini sağlar. Bu genin farelerdeki kopyasının çalışmaması kas kontrolü kusurları nedeniyle erken ölüme yol açarken, kurşun maruziyeti sonrasında aktivitesinin değiştiği gözlemlenmiştir. Modern insanlarda bulunan NOVA1 geninin, diğer primat akrabalarımızdan tek bir amino asit ile farklılaşması, evrimsel açıdan önemli olabilecek bir olasılığı gündeme getiriyor. Bu farklılığın, modern insanlarda işitsel davranışlarda değişikliklere yol açabileceği de çalışmalarla gösterilmiştir.

Ancak, insan kök hücreleriyle yapılan çalışmalar karışık sonuçlar vermiştir. Bir grup araştırmacı, modern insan versiyonunu taşıyan kök hücrelerin, atalardan kalma versiyonu taşıyan hücrelerden farklı davrandığını öne sürerken, diğerleri bu sonuçları tekrarlayamadı. Kök hücre kültürlerinde gözlemlenen bu değişikliklerin, fosil kalıntılarında görülen kurşun maruziyetiyle doğrudan bir ilişkisi olup olmadığı veya modern insan varyantının kurşuna karşı koruyucu bir rol oynayıp oynamadığı konusunda henüz net bir kanıt bulunmamaktadır.

Önceki Haber
Sabit Diskler (HDD) Artık Daha Uzun Ömürlü Oluyor: 12 Yıllık Analizden Şaşırtıcı Sonuçlar
Sıradaki Haber
Teknoloji Dünyasında Kablo Yönetiminde Yeni Bir Devrim: Lian Li'den Pratik Çözümler!

Benzer Haberler: