Bilim insanları, küresel ısınmanın tehlikeli ve kokpitten görünmeyen 'açık hava türbülansı'nda büyük bir artışa neden olduğuna dair bilimsel kanıtların arttığını belirtiyor.
Geçtiğimiz hafta yapılan bir bilimsel konferansta sunulan verilere göre, özellikle bazı yoğun uçuş rotalarında türbülansın önümüzdeki birkaç on yıl içinde "ikiye, üçe, hatta dörde katlanması" bekleniyor. Araştırmalar, Kuzey ve Güney Yarımküre'deki ana hava akımları olan jet rüzgarlarının bulunduğu bölgelerin bu durumdan etkilendiğini gösteriyor.
Adından da anlaşılacağı gibi, açık hava türbülansı genellikle belirgin bir hava bozukluğu belirtisi olmadan, farklı yönlerde ve hızlarda hareket eden zıt hava kütlelerinin sınırında veya yakınında meydana gelebilir. Beklenmedik bir şekilde büyük uçakları yüzlerce metre yukarı veya aşağı savurarak, uçağın yapısına zarar verme ve yolcuları ile mürettebatı yaralama potansiyeli taşır.
Açık hava türbülansındaki artış birkaç yıldır belgeleniyor. Araştırmacılar artık bunun nasıl ve neden olduğunu anlamaya başlıyor, bu da özellikle batıdan doğuya doğru hava sistemlerini yönlendiren jet rüzgarlarının etkili olduğu durumlarda, türbülansı tahmin etme ve önleme konusunda yeni yollar geliştirmeye yardımcı olabilir.
Ancak, iklim değişikliğinin üst atmosferdeki rüzgar hızlarını nasıl etkilediğine bakmak, açık hava türbülansını anlamada pek yardımcı olmamış. Bunun yerine, dikey rüzgar kesmesi – yani farklı irtifalardaki rüzgarların hız ve yönündeki fark – araştırmacılar için çok daha kullanışlı bir değişken olarak öne çıkıyor.
Aynı verilere bakıldığında, dikey rüzgar kesmesinin son kırk yılda belirgin bir şekilde, yaklaşık yüzde 15 oranında arttığı gözlemlenmiştir. Bu artış, açık hava türbülansındaki artışın ardındaki temel nedenlerden biri olarak görülüyor.