Harvard ve MIT'den bir grup fizikçi, iki saatten uzun süre kesintisiz çalışabilen bir kuantum bilgisayar geliştirdi. Bu gelişme, kuantum hesaplama alanında büyük bir ilerleme olarak görülüyor. Mevcut kuantum bilgisayarların çoğu yalnızca birkaç milisaniye çalışabilirken, geliştirilen bu yeni sistem rekor kırıyor.
İki saatlik çalışma süresi başlangıçta sınırlı görünse de, araştırmacılar bu temel konseptin gelecekte kuantum bilgisayarların çok daha uzun süreler, hatta potansiyel olarak sonsuza kadar çalışmasını sağlayabileceğini belirtiyor. Araştırmacılar, bu çığır açan deneylerle birlikte yol haritasının netleştiğini ifade ediyor.
Normal bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarlar arasındaki temel fark, kuantum bilgisayarların veri depolamak ve işlemek için kübit adı verilen alt atomik parçacıkları kullanmasıdır. Kübitler, güç kesildiğinde bile bilgi tutabilen klasik bilgisayarların aksine, "atom kaybı" adı verilen bir süreçle kaybolabilirler. Bu durum, bilgi kaybına ve nihayetinde sistem arızasına yol açar.
Araştırma ekibi, bu sorunu, kaybolan kübitlerin yerine geçecek "optik kafes taşıma bandı" ve "optik cımbız" sistemlerini geliştirerek çözmüş. Bu sistem, 3.000 kübite sahip ve saniyede 300.000 atomu kuantum bilgisayara enjekte ederek kübit kaybının üstesinden geliyor. Bu sayede, atomlar küçük bir olasılıkla kaybolsa bile, yerlerine taze atomlar eklenerek sistemdeki kuantum bilgilerinin etkilenmeden çalışmaya devam etmesi sağlanıyor.
Ekipteki diğer üyeler, bu gelişmenin yaklaşık üç yıl içinde sonsuza dek çalışabilen kuantum bilgisayarların mümkün olabileceğine inanıyor. Daha önce uzmanlar, bu tür bir gelişmenin en az beş yıl süreceğini tahmin ediyordu. Kuantum hesaplama, kriptografi, finans, tıp ve daha birçok alanda hesaplama yöntemlerimizi değiştirme potansiyeline sahip. Ancak bu ilerlemelere rağmen, önümüzdeki on yıl içinde evlerimizde ve ofislerimizde kişisel kuantum bilgisayarlar görmemiz pek olası değil.