Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS) veya Miyaljik Ensefalomiyelit (ME/KYS), uzun yıllar boyunca bilim dünyasında göz ardı edilmiş ve hatta psikolojik kökenli olduğu düşünülen, bireyleri derinden etkileyen bir rahatsızlıktır. Günümüzde dahi bazı sağlık profesyonelleri tarafından hastanın zihninde olduğu düşünülen bu rahatsızlık için yapılan en kapsamlı genetik analizlerden biri, hastalığın gerçek biyolojik kökenlerinin olabileceğine işaret ediyor.
Birleşik Krallık'ta yürütülen ve DecodeME adını taşıyan bir araştırma projesi, geniş çaplı genetik ilişkileri inceleyerek ME/KYS ile ilişkilendirilebilecek sekiz olası genetik sinyal keşfetti. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş ve yayınlanmamış ön baskı bulguları, bireylerin genetik yapılarının ME/KYS geliştirme olasılıklarına en azından kısmen katkıda bulunduğunu öne sürüyor.
Keşfedilen sekiz genetik varyanttan biri, ME/KYS'nin sıkça görülen bir belirtisi olan kronik ağrıyla daha önce ilişkilendirilen bir sinyalle örtüşüyor. Ayrıca, bu sekiz sinyalden üçünün viral veya bakteriyel enfeksiyonlara karşı ilk yanıt veren genler olduğu belirlendi. Bu bulgular, ME/KYS hastalarının sıklıkla ilk belirtileri yaşamadan önce bir enfeksiyon bildirmelerinin ve pandemiden bu yana vaka sayılarının artmasının nedenlerini açıklamaya yardımcı olabilir.
50'den fazla araştırmacıdan oluşan DecodeME ekibine göre, bu sonuçlar istatistiksel genetik prensiplerine dayanarak ME/KYS araştırmalarını sağlam bir biyolojik temel üzerine oturtuyor ve hastalığın üzerindeki damgalanmayı azaltmaya katkı sağlayabilir.
Birçok gen sinyalinin beyin dokusunda ifade edildiği, bunlar arasında ağrı ve bağışıklık sistemi ile ilişkili olanların da bulunduğu belirtiliyor. Araştırmacılar, bu genlerin proteinlerini hedef alan ilaçların mikrobiyal enfeksiyonların sonuçlarına karşı koruma sağlayabileceğini ve dolayısıyla ME/KYS riskini azaltabileceğini öngörüyor.
Bu genetik sinyallerin mevcut düzeyde mütevazı olduğu ve anlamlarının henüz tam olarak çözülemediği belirtiliyor. Araştırmada bazı sınırlılıklar bulunsa da, bu çalışmanın hastalığı daha iyi anlama yolunda büyük bir ilerleme olduğu ifade ediliyor. Ancak, depresyon gibi durumlarda olduğu gibi, az sayıda ilişkili gen bulmanın henüz hastalığın anlaşılmasında veya tedavilerin iyileştirilmesinde belirgin bir fayda sağlamadığı da vurgulanıyor.
Yine de, hastaların desteğiyle önemli adımlar atılıyor. DecodeME ekibi, elde edilen bulguların ME/KYS'nin kalıtsal bileşenini açıklamaya yardımcı olduğunu, etkili ilaçların bulunma olasılığını artırdığını ve hastalığı diğer yaygın genetik durumlarla daha eşit bir zemine oturttuğunu savunuyor. Araştırmanın, ME'nin nedenleri hakkında neredeyse hiçbir şey bilinmezken, artık daha derinlemesine incelenebilecek spesifik genetik bilgilerin elde edilmesini sağladığı belirtiliyor.