ABD Kongresi'nde "Kripto Haftası" devam ederken, uzmanlar siyasetçilerin hızla geçirmeye çalıştığı yeni yasa tasarılarının, milyonlarca insanı finansal yıkıma sürükleyebileceği ve dolandırıcılıklara karşı savunmasız bırakabileceği konusunda uyarıyor.
Bu tasarılar arasında en çok tartışılanı ise bankaların ve özel şirketlerin stabilcoin (dengeli coin) çıkarmasına olanak tanıyan GENIUS Yasası. Senato'dan geçen yasa tasarısının Temsilciler Meclisi'nde de bu hafta oylanması bekleniyor.
Stabilcoinler, değeri ABD doları gibi sabit bir varlığa endeksli olduğu için kripto para dünyasında daha güvenilir bir seçenek olarak görülüyor. Ancak eleştirmenler, GENIUS Yasası'nın stabilcoinlerin mutlaka dolara endekslenmesini zorunlu kılmadığını belirtiyor. Bu durum, büyük teknoloji şirketlerinin stabilcoinlerini daha riskli varlıklara bağlayarak hem kendi kripto paralarını hem de küresel finans sistemini daha istikrarsız hale getirebileceği endişesini doğuruyor.
Tüketici Raporları gibi kuruluşlar, özellikle yetersiz tüketici koruma mekanizmalarına dikkat çekiyor. Stabilcoin ihraççılarının, geleneksel bankacılık hizmetleri sunan şirketlerin aksine, anlaşmazlık çözüm süreçleri, mevduat sigortası veya yetkisiz işlemler için sorumluluk sınırlamaları gibi güvenceleri sağlamak zorunda olmayacağı öngörülüyor. Bu durum, büyük teknoloji şirketlerinin sınırlı denetim altında hassas finansal verileri farklı amaçlarla kullanmasına, rekabeti engellemesine ve çıkar çatışmalarından faydalanmasına zemin hazırlayabilir.
FTX gibi kripto para borsalarının çöküşünün ardından milyarlarca doların müşterilere geri ödenmesinde yaşanan zorluklar göz önüne alındığında, mevcut yasa tasarılarının tüketicilere tam koruma ve geri ödeme hakları sağlama konusunda federal ve eyalet düzenleyici kurumlarına yeterli yetki vermediği belirtiliyor. Tüketicilerin kriz anlarında stabilcoinlerini hızlı bir şekilde veya hiç geri ödeyememesi ihtimali, stabilcoinlerin temelindeki "istikrar" fikrini zedeliyor.
Temsilciler Meclisi'ndeki bazı siyasetçiler, bu yasaların kripto para sektörü tarafından ve onların lehine hazırlandığını, bunun da kitlesel dolandırıcılık ve milyonlarca ailenin finansal yıkımı anlamına gelebileceğini savunuyor. Bu yasaların, geçmiş finansal krizlere yol açan aynı hataları tekrarlayarak, az düzenleme, zayıf denetim ve sınırlı tüketici koruması içerdiği ifade ediliyor. Ayrıca, mevcut başkanın "kripto girişimleri" üzerinden haksız kazanç sağladığı iddiaları da bu tasarıların tehlikesini artırıyor.
CLARITY Yasası gibi diğer tasarıların da dijital varlıklar ve kripto paralar için bir düzenleme çerçevesi oluşturması hedeflenirken, bu tasarıların da daha önce yaşanan ve Sam Bankman-Fried'ın dolandırıcılığıyla ortaya çıkan FTX çöküşü gibi olaylara benzer durumlar için zemin hazırlayabileceği endişesi dile getiriliyor.
Bu yasa tasarılarına yönelik itirazlar ve düzeltme önerileri olsa da, piyasa analistleri ve bazı banka yetkilileri, stabilcoinlerin yaygın olarak benimsenmesinin zaman alacağını ve bu süreçte tüketici güvenliğini sağlamak için önemli adımlar atılması gerektiğini belirtiyor. Tüketicilerin, özellikle büyük teknoloji şirketlerinin sunduğu stabilcoinlere yatırım yaparken temkinli olmaları, sundukları çözümleri dikkatle incelemeleri ve tasarruflarını daha güvenilir finansal araçlarda tutmaları öneriliyor.
Siyasi bir yorumcu, mevcut düzenleyici ortamda, temelde kusurlu bir çerçeveyi herhangi bir rehberlik veya yönetmelikle düzeltmenin pek mümkün olmadığını vurguluyor. Dolayısıyla, bu tür yasaların kabulü, Amerikan kripto finansal kriziyle sonuçlanabilir.