Ara

Kene Isırıklarıyla Yayılan Kırmızı Et Alerjisi: Gizemli Bir Tehdit Kapıda!

Lezzetli bir bifteğin ardından günler sonra başlayan kaşıntı, ağrı ve hatta şişlikler canınızı sıkıyor mu? Bu durum gıda zehirlenmesi değil, aylar önce fark etmediğiniz bir kene ısırığının habercisi olabilir.

Bu gecikmiş alerjik reaksiyonun adı 'alfa-gal sendromu'. Genellikle 'kırmızı et alerjisi' olarak anılsa da bu isimlendirme yanıltıcıdır, zira alfa-gal sendromu sadece kırmızı etle sınırlı kalmayıp pek çok farklı ürüne karşı güçlü reaksiyonlara neden olabiliyor.

Bu sendrom, Türkiye'de ve dünya genelinde hızla yayılıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan tahminlere göre, bu sendroma sahip kişi sayısı 450.000'e ulaşabiliyor. Ve bilinenin aksine, bu sendromu birçok farklı kene türü taşıyor.

Alfa-Gal Sendromu Nedir?

Alfa-gal sendromu, aslında 'galaktoz-alfa-1,3-galaktoz' olarak bilinen, oldukça karmaşık bir şeker molekülüne karşı gelişen bir alerjidir.

Bu alfa-gal şeker molekülü, sığır, domuz, geyik ve tavşan gibi memelilerin dokularında bulunur. Ancak insanlarda bu molekül yer almaz. Bir kene ısırığı yoluyla vücuda büyük miktarda alfa-gal girdiğinde, bağışıklık sistemi bu moleküle karşı antikor üretebilir. Daha sonra alfa-gal içeren gıdalarla tekrar karşılaşıldığında, bağışıklık sistemi uygunsuz bir alerjik tepki verebilir.

Bu alerji sıklıkla kırmızı et tüketimiyle tetiklenir. Ancak süt ürünleri, jelatin (örneğin sakızlı şekerler), ilaçlar ve hatta bazı kişisel bakım ürünleri gibi diğer hayvansal bazlı ürünlere maruz kalmak da alerjiyi tetikleyebilir. Ameliyatlarda kan pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan heparin ilacı, domuz bağırsağından elde edildiği için, alfa-gal sendromu olan bazı kişilerde tehlikeli reaksiyonlara neden olmuştur.

Alfa-gal sendromu geliştikten sonra, alerjiden kurtulmak mümkündür. Bunun için beslenme alışkanlıklarını düzenleyerek, birkaç yıl boyunca tetikleyici bir reaksiyonu önlemek ve daha fazla kene ısırığından kaçınmak gerekir. Ancak bu, dikkatli olmayı ve beklenmedik tetikleyicilere karşı uyanık olmayı gerektirir.

Neden Daha Fazla Kişi Tanı Alıyor?

Böcekler ve taşıdıkları hastalıklar üzerine çalışan uzmanlar, bu alerjinin dünya çapında ne kadar hızlı yayıldığını endişeyle gözlemliyor.

Birkaç yıl öncesine kadar, alfa-gal sendromunun öncelikle belirli bölgelerle sınırlı olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan yerel ve küresel raporlar, altı kıtada birçok farklı kene türünün alfa-gal sendromuna neden olabildiğini ortaya koydu. Bunların arasında Lyme hastalığını da taşıyan yaygın olarak bilinen kene türleri de bulunuyor.

Bu keneler, şehir parkları, ormanlık alanlar ve hatta bahçelerde gizlenerek, fark edilmeden insanlara tutunabilirler. Artan kene popülasyonlarıyla birlikte, alfa-gal sendromu olan kişi sayısı da giderek artıyor.

Keneler Neden Alfa-Gal Sendromuna Neden Oluyor?

Bir kene ısırığının alfa-gal sendromunu nasıl tetiklediği ve ısırılan kişilerin sadece küçük bir kısmında neden alerji geliştiğine dair birkaç teori bulunuyor. Keneler beslenirken vücudunuza anestezikler, kan incelticiler ve bazen de alfa-gal şekerleri içeren tükürüklerini enjekte ederler. Bu, fark edilmeden uzun süre beslenebilmelerini sağlar.

Bir teoriye göre, kene tükürüğünün yoğun miktarda salgılanması, vücudun güçlü bir bağışıklık tepkisine yol açıyor. Bir diğer teori ise, kenenin beslenirken deri dokusuna verdiği zarar ve tükürük bezlerinden geri kaçan mide içeriğinin yara bölgesine karışmasının rol oynayabileceğini öne sürüyor. Bilim insanları hala bu nedenleri araştırmaya devam ediyor.

Alerjik Reaksiyon Nasıl Hissedilir?

Alerjik reaksiyon hemen başlamaz. Genellikle duyarlı kene ısırığından bir ila üç ay sonra, alfa-gal sendromu olan kişilerde ilk rahatsız edici tepki ortaya çıkar.

Alfa-gal sendromu, kurdeşen veya şişlikten, şiddetli karın ağrısına, şiddetli bulantıya ve hatta hayatı tehdit eden anaflaktik şoka kadar değişen belirtiler gösterebilir. Belirtiler genellikle, alfa-gal içeren bir et ürünü tükettikten iki ila altı saat sonra başlar.

Alerjiye dair genel farkındalığın düşük olması nedeniyle, doktorların tanıyı koyması zorlaşabiliyor. Yapılan bir araştırmada, sağlık çalışanlarının önemli bir kısmının alfa-gal sendromunu hiç duymadığı ortaya çıktı. Birkaç yıl önce, bu sendromu olan kişiler, semptomlarının nedeninin doğru bir şekilde teşhis edilmesi için yıllarca bekleyebiliyordu. Günümüzde, sendromun bilindiği bölgelerde teşhis daha hızlı olsa da, hala zaman ve birden fazla doktor ziyareti gerektirebiliyor.

Ne yazık ki, her ek kene ısırığı veya alfa-gal içeren gıdaya veya ürüne maruz kalma ile alerjinin şiddeti artabilir.

Alfa-Gal Sendromunuz Olduğunu Düşünüyorsanız

Alfa-gal sendromunuz olabileceğinden şüpheleniyorsanız, ilk adım doktorunuzla konuşmak ve alfa-gale karşı bağışıklık sisteminizin tepki verip vermediğini ölçmek için basit bir kan testi yapılmasını istemektir.

Test sonucunuz pozitif çıkarsa, alerjiyi yönetmenin ana stratejisi, süt ve peynir gibi memeli kaynaklı tüm gıda ürünlerinden ve ayrıca daha fazla kene ısırığı gibi diğer potansiyel tetikleyicilerden kaçınmaktır.

Ürün etiketlerini dikkatlice okuyun. Bazı ürünler, kırmızı alglerden elde edilen ve alfa-gal içeren karagenan gibi katkı maddeleri barındırabilir.

Ağır vakalarda, alfa-gal sendromu olan kişilerin anaflaktik şoku önlemek için yanlarında bir epinefrin oto-enjektörü (EpiPen) taşıması gerekebilir. Sağlık Bakanlığı ve konuyla ilgili güvenilir sağlık siteleri daha fazla bilgi ve tavsiye sağlayabilir.

Alfa-Gal Sendromu Yayılırken Gizemler Devam Ediyor

Alfa-gal sendromu ilk kez 2000'li yılların başlarında resmi olarak belgelendiğinden beri, bilim insanları bu gizemli durumun anlaşılması konusunda ilerleme kaydetti. Araştırmacılar, alerjiyi belirli kene ısırıklarıyla ilişkilendirdi ve alerjisi olan kişilerin, alerji belirtisi olmasa bile kalp hastalığı riski taşıyabileceğini buldu.

Ancak önemli gizemler hala devam ediyor.

Bilim insanları, kene ısırığının insan bağışıklık sistemini tam olarak nasıl kandırdığını ve neden kene tükürüğünün sadece bazı insanlar için bir tetikleyici olduğunu hala anlamaya çalışıyor. Alfa-gal sendromuna olan halk ilgisinin artmasıyla birlikte, önümüzdeki on yıl, bu durumu önleme, teşhis etme ve tedavi etme konusunda büyük atılımlara sahne olabilir.

Şimdilik, bir dahaki sefere ormanda veya uzun otların arasında yürürken, vücudunuzu kontrol etmeyi, uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler giymeyi ve kendinizi bu kan emicilerden korumak için böcek kovucu kullanmayı unutmayın. Eğer bir kene tarafından ısırılırsanız, bir sonraki biftek veya sakızlı şeker ikramından birkaç saat sonra ortaya çıkabilecek garip alerjik belirtilere dikkat edin.

Önceki Haber
NVIDIA'nın Yapay Zeka Sunucuları ABD Gümrük Vergilerinden Şimdilik Muaf, Ancak Yeni Tehditler Kapıda!
Sıradaki Haber
Ay'a Giden Robotun Lego'su Çıktı: Bilim ve Oyuncak Buluştu!

Benzer Haberler: