Ara

Kanımızın Başroldeki Proteini, Maya Enfeksiyonlarını Ölümcül Kılabilir!

Vücudumuzda yaygın olarak bulunan bir maya türü olan Candida albicans, genellikle zararsız bir konakçı olsa da, belirli koşullar altında tehlikeli enfeksiyonlara yol açabilir. Bilim insanları, bu maya enfeksiyonlarının neden bu kadar ölümcül olabileceğini anlamak için yaptıkları çalışmalarda, insan kanındaki en bol protein olan albüminin, mayanın davranışını nasıl olumsuz etkilediğini ortaya çıkardı.

Avrupalı araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir çalışma, insan kan plazmasında en bol bulunan protein olan albüminin, Candida albicans üzerinde 'yozlaştırıcı' bir etkiye sahip olduğunu ve mayanın en kötü özelliklerini ortaya çıkardığını gösteriyor. Bu bulgular, yaygın bir maya türü olan C. albicans'ın insan vücudu dışında incelenmesinin neden zor olduğunu da açıklığa kavuşturuyor.

C. albicans, insan nüfusunun büyük bir bölümünde bulunur ve genellikle ağız, bağırsak ve genital bölgelerde zararsız bir şekilde yaşar. Ancak bağışıklık sistemi zayıfladığında veya antibiyotik tedavisi sonrasında vücutta boşluk oluştuğunda, bu fırsatçı patojen bize karşı dönebilir. Bu durumda, C. albicans zararsız olmaktan çıkarak, pamukçuk gibi rahatsız edici ve ağrılı durumlara neden olabilir. Hatta en kötü senaryolarda, enfeksiyon kana karışarak organlara yayılabilir ve hayati tehlike oluşturabilir.

Araştırmacılar için sinir bozucu olan durum, patojenin laboratuvar ortamında incelendiğinde genellikle daha az virülans göstermesiydi. Mayanın enfeksiyonlu bölgelerden alındığında bile laboratuvarda sakin davranabilmesi, bilim insanlarını bazı önemli konakçıya özgü sinyallerin eksik olabileceği konusunda düşündürdü. Bu noktada albümin, olası bir aday olarak öne çıktı.

Daha önceki bir çalışmada, albüminin C. albicans'ın vajinal deri hücreleri üzerindeki toksisitesini artırdığı tespit edilmişti. Devam eden yeni deneylerde ise, insan hücre modelleri kullanılarak albüminin, virülans genleri silinmiş 'iyi' mayalar üzerinde bile olumsuz bir etkiye sahip olduğu ortaya konuldu. İnsan albüminin mayanın metabolizmasını yeniden programlayarak onu insan deri hücrelerine karşı daha toksik hale getirdiği ve yoğun biyofilm tabakaları oluşturarak enfeksiyonun hızla büyümesine neden olduğu gözlemlendi. Hatta zararlı genleri çıkarılan maya örneklerinde bile, insan albüminin patojenin toksisitesini yeniden canlandırdığı görüldü.

Araştırmacılara göre, C. albicans'ın enfeksiyona neden olmak için mutlaka uzun uzantılar oluşturması veya yüksek miktarda toksin üretmesi gerekmiyor. Maya, bulunduğu ortama uyum sağlayarak konakçıdan faydalanabiliyor. Bu bulgular, gelecekteki mantar enfeksiyonları araştırmalarında konakçı fizyolojisinin karmaşıklığının da dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. İnsan albüminin yanı sıra başka faktörlerin de mayanın davranışını etkileyebileceği düşünülüyor.

Dünya Sağlık Örgütü, C. albicans'ı dünyanın en tehlikeli mantar enfeksiyonlarından biri olarak kabul ediyor. Mantar enfeksiyonları, bakteriler gibi ilaçlara direnç geliştirebilse de, bu konuda daha az bilimsel ilgi görüyorlar. Bilim insanlarının bu boşluğu doldurabilmesi için, mayanın toksisitesini laboratuvarda doğru bir şekilde değerlendirebilmenin yollarını bulmaları kritik önem taşıyor.

Önceki Haber
Havuzdaki O Klor Kokusu Aslında Bir Hijyen Uyarısı Olabilir!
Sıradaki Haber
G.Skill'den Threadripper PRO İş İstasyonları İçin Dev Hafıza Çözümü: T5 Neo DDR5-6400!

Benzer Haberler: