Yaş ilerledikçe kan damarlarımızda oluşan ve 'zombileşmiş' olarak adlandırılan hücrelerin, diyabet gibi metabolik hastalıkların gelişiminde önemli bir rol oynayabileceği yeni bir araştırmayla ortaya konuldu. Bu 'zombi hücrelerin' yok edilmesinin, gelecekteki tedaviler için umut vaat eden bir yaklaşım olabileceği belirtiliyor.
Hücreler genellikle bir stres tepkisi olarak bölünmeyi kalıcı olarak durduran ancak vücutta kalmaya devam eden bir duruma, yani senesansa girerler. Bu senesan hücrelerin bazı yararlı işlevleri olabilir; örneğin, yara iyileşmesinde önemli bir rol oynayabilirler. Ancak senesan hücrelerin, zamanla vücutta giderek daha fazla birikmeleri nedeniyle yaşa bağlı hastalıklara katkıda bulunduğu da biliniyor.
Yapılan yeni bir araştırmada, bilim insanları farelerde senesan hücrelerin ilaçlarla hedeflenmesinin yaşlanmanın çeşitli belirtilerini hafifletebileceğini ve hayvanların sağlıklı yaşam süresini uzatabileceğini gösterdi.
Kan Damarlarındaki Zararlı Senesan Hücrelerin Belirlenmesi
Bu çalışmada, araştırmacılar kan damarlarını kaplayan endotel hücrelerine odaklandı ve senesansın metabolizma için zararlı olabileceği özel bir durumu belirledi. Araştırmacılar, metabolik bozuklukların anahtar sürücüleri olup olmadığını belirlemek için laboratuvar farelerinin bir grubuna yüksek yağlı diyet uygulayarak hücrelerinde senesans olgusunu tetikledi ve ardından senesan endotel hücrelerini inceledi. Farklı bir grup endotel hücresini ise radyasyona maruz bırakarak senesansa neden oldu ve bu hücreleri normal metabolizmaya sahip başka farelere nakletti.
Obez farelerden senesan endotel hücrelerinin çıkarılmasının, yağ kütlesinin azalması, kan şekeri seviyelerinin iyileşmesi ve metabolik disfonksiyonun genel olarak azalmasıyla ilişkilendirildiği görüldü. Buna karşılık, normal farelere senesan hücrelerin nakledilmesi, daha yüksek kan şekeri seviyeleri ve insülin direnci ile ilişkilendirildi.
Araştırmacılar, bu hücreler senesansın durağanlığına girdiğinde, Senesans İlişkili Salgı Fenotipi (SASP) adı verilen inflamatuar maddeler üretmeye başladığını belirtiyor. Bu mekanizma, senesan hücrelerin çıkarılmasının metabolik oranın iyileşmesiyle ilişkilendirilmesinin nedenini açıklıyor. Hücreler genellikle işlevlerini yerine getirmek için ihtiyaç duydukları enerjiyi üretmek üzere kandan yağ ve glikoz gibi besinleri alırlar. Ancak SASP hücrelerinden gelen inflamatuar moleküllerin saldırısına uğradıklarında bu süreç aksar.
Senolitikler Potansiyel Tedaviler Olarak Ortaya Çıkıyor
Çalışmanın ikinci aşamasında, araştırmacılar fare gruplarını daha önce senesan hücreleri yok edebildiğini buldukları fisetin adlı bir ilaçla tedavi etti. Bu tür ilaçlar 'senolitik' olarak bilinir. Her iki grupta da fisetin tedavisi, daha az senesan kan damarı hücresi ve gelişmiş glikoz toleransı ile ilişkilendirildi.
Araştırmacılar ayrıca ilacı obezite hastası altı yetişkinden alınan doku örnekleri üzerinde de test etti. Tedavi edilen dokuda benzer şekilde senesan kan damarı hücrelerinde bir düşüş gözlemlediler.
Bu çalışmanın, kardiyovasküler sistemdeki senesan hücreleri hedefleyen yeni tedavilerin yolunu açabileceği düşünülüyor. Senesan vasküler hücreler tüm vücutta bulunduğundan, farklı organlardaki bu hücreleri hedeflemek, doktorların bir dizi hastalığı ele almasına yardımcı olabilir.
Gelecekteki araştırmaların, insan kan damarlarında senesansın laboratuvar farelerinde gözlemlenen aynı etkilere sahip olup olmadığını araştıran klinik çalışmaları içermesi gerektiği vurgulanıyor.