Sağlık dünyasında önemli bir gelişme yaşandı. Tansiyon yüksekliği (hipertansiyon) artık daha farklı kriterlerle değerlendirilecek. Yapılan kapsamlı analizler sonucunda güncellenen bu yeni kılavuzlar, milyonlarca kişinin tansiyon durumunu etkileyebilir.
Hipertansiyon, kalp hastalıkları ve felç için bir numaralı risk faktörüdür. Bununla birlikte, demans ve bilişsel gerileme riskini de artırır. Kalp hastalığı, felç ve demans, ülkemizde önde gelen ölüm nedenleri arasında yer almaktadır.
Ne yazık ki, yüksek tansiyon geçmişi olan kişilerin yalnızca dörtte biri bu durumu kontrol altında tutabilmektedir.
Yeni Kılavuzların Temel Çıkarımları Nelerdir?
Bu yeni rehberlerden önceki en güncel kılavuzlar 2017'de yayımlanmıştı. Bu tarihten bu yana, tıp camiası hipertansiyon ve bunu kontrol altına almanın en iyi yolları hakkında önemli bilgiler edindi. Yeni kılavuzlar, bu bilgileri güncelleyerek önemli yenilikler sunuyor.
İlk olarak, hipertansiyon tanımı değişti. Yeni kriterler daha sıkı ve hedef kan basıncı değerleri geçmişe göre daha düşük. Kan basıncı ölçümlerinde 'sistolik' ve 'diyastolik' değerler önem taşıyor. Sistolik kan basıncı, yani üstteki rakam, kalbin vücuda kan pompalarken kan damarlarındaki basıncı gösterir. Diyastolik kan basıncı, yani alttaki rakam ise kalbin dinlenme halindeyken kan damarlarındaki basıncı ifade eder. Bu iki değer de hipertansiyonun ciddiyetini ve nasıl yönetileceğini belirlemede kritik öneme sahiptir.
Yeni kılavuzlarda, daha önce sistolik basıncı 120-139 mmHg veya diyastolik basıncı 80-99 mmHg olarak tanımlanan 'prehipertansiyon' kategorisi kaldırıldı. Artık, kan basıncı 120-129/80 mmHg'dan düşük olanlar 'yüksek tansiyon' olarak sınıflandırılıyor. 130-139/80-89 mmHg arasındaki değerler ise 'Evre 1 hipertansiyon' olarak adlandırılıyor. 140/90 mmHg veya üzeri değerler 'Evre 2 hipertansiyon', 180/120 mmHg ve üzeri değerler ise 'hipertansif kriz' olarak kabul ediliyor. Kısacası, tansiyon yüksekliği için belirlenen eşik düşürülmüş durumda ve bu değişiklik milyonlarca insanı etkileyebilir.
Kişilerin bu yeni kriterlere göre hipertansiyon hastası olup olmadıklarını ve tedavi edilmeleri gerekip gerekmediğini doktorlarına sorması büyük önem taşıyor. Ayrıca, hastaların beslenme, egzersiz ve sağlıklı uyku alışkanlıkları gibi günlük rutinlerine dahil edebilecekleri yaşam tarzı düzenlemeleri konusunda doktorlarından tavsiye alması da kan basıncını düşürmeye yardımcı olacaktır.
Buna ek olarak, kılavuzlar sağlık profesyonellerini, hastanın kardiyovasküler hastalık ve kalp yetmezliği riskini belirlemek için PREVENT adlı bir risk hesaplayıcısı kullanmaya teşvik ediyor. Bu araç, bireye özgü risk faktörlerini dikkate alarak tıbbi bakımı kişiselleştirme konusunda önemli bir ilerlemeyi temsil ediyor.
Alkol Tüketimi ve Yüksek Tansiyon Arasındaki Bağlantı Nedir?
Güncellenen kılavuzlar, alkolün kan basıncını artırdığı için tüketimini sınırlamayı öneriyor. Yapılan bir meta-analiz, her 10 gram alkol tüketimi için sistolik kan basıncında yaklaşık 1 mmHg'lık bir artış olabileceğini gösterdi. Standart bir bira yaklaşık 14 gram alkol içerdiğinden, düzenli alkol tüketimi zamanla kan basıncını birkaç puan artırabilir. Aşırı alkol tüketen ancak bunu bırakan kişilerde kan basıncının düşebileceği de belirtiliyor.
Bu artışlar küçük gibi görünse de, hareketsiz yaşam, aşırı kilo, yetersiz uyku, psikolojik stres ve sigara gibi diğer sağlıksız davranışlarla birleştiğinde risk faktörleri hızla artıyor. Birlikte, kalp hastalığı, felç ve demans riskini hızla yükseltebilirler. Yeni kılavuzlar, eski önerilere kıyasla hastaları alkol tüketimini azaltmaya veya tamamen bırakmaya teşvik ediyor. Alkol tüketmek isteyenler için ise erkeklerin günde iki, kadınların ise günde bir kadehi geçmemesi öneriliyor.
Yeni Rapor Hangi Diğer Yaşam Tarzı Faktörlerine Odaklandı?
Yeni kılavuzlar ayrıca diyetin kan basıncı üzerinde büyük bir etkiye sahip olabileceğini vurguluyor. Tüm yetişkinlerin, hipertansiyonu olsun ya da olmasın, günde 2.300 miligramdan (yaklaşık 1 çay kaşığı) az, ideal olarak ise 1.500 miligramdan az tuz tüketmesi öneriliyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, ortalama bir kişi günde 3.300 miligramdan fazla tuz tüketiyor. Hastalar, kan basıncını daha da düşürmek için potasyum bazlı tuz ikamelerini de değerlendirebilirler.
Kılavuzlar, hipertansiyonu olan veya olmayan hastalar için yüksek tansiyonu önlemek veya tedavi etmek amacıyla DASH diyeti adı verilen özel bir diyet öneriyor. DASH diyeti, meyve, sebze, az yağlı veya yağsız süt ürünleri ve tam tahılları vurgular. Bu diyetin kan basıncında yaklaşık 10 mmHg'lık bir düşüşe yol açabileceği belirtiliyor.
Kılavuzlar ayrıca fiziksel aktiviteyi artırma ihtiyacını da vurguluyor. Ortalama olarak, bir kişinin haftada aldığı her ek 30 dakikalık aerobik egzersiz için sistolik kan basıncı 2 mmHg, diyastolik kan basıncı ise 1 mmHg azalıyor. Haftada 150 dakika dinamik egzersiz ile en büyük düşüş elde ediliyor. Düzenli egzersiz ayrıca daha uzun yaşamaya yardımcı olur ve kardiyovasküler hastalık, felç ve demans riskini azaltır.
Rapordaki Başlıca Önleyici Stratejiler Nelerdir?
Yeni kılavuzların önerdiği PREVENT risk hesaplayıcısı, riski belirlemek için demografik bilgiler, kolesterol seviyeleri, tıbbi geçmiş ve kan basıncı gibi çeşitli faktörleri içeriyor. Bu risk hesaplayıcısı halka açık ve çevrimiçi olarak ücretsiz erişilebilir durumdadır.
PREVENT hesaplayıcısı, hastalara ve doktorlara genel risk değerlendirmesi sunması açısından tüm vatandaşlar için faydalı bir araç olabilir. Ancak, hipertansiyon, yüksek kolesterol, aşırı kilo/obezite veya diyabet gibi birden fazla kronik rahatsızlığı olan kişiler için özellikle yararlıdır. Amerikan Kalp Derneği, kan basıncını kontrol etmek ve genel olarak kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak için sekiz temel sağlık davranışını önermektedir. Bunlar arasında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigarayı bırakmak veya uzak durmak, geceleri yedi ila dokuz saat uyumak ve kilo, kolesterol, kan şekeri ve kan basıncını kontrol altında tutmak yer alıyor.
Yeni Kılavuzlar Doktorların Yüksek Tansiyona Yaklaşımını Değiştirecek mi?
Bu yeni kılavuzlarla gelen en büyük ilerlemelerden biri, PREVENT hesaplayıcısının kullanımı yoluyla tıbbi bakıma kişiselleştirilmiş bir yaklaşım getirilmesidir. Kılavuzlar, doktorların hastalarını gün boyunca meydana gelen basınç dalgalanmalarını daha iyi anlamaları için evde kan basınçlarını kontrol etmeye teşvik etmelerini öneriyor. Son olarak, kılavuzlar hekimleri tansiyon tedavisinde daha agresif olmaya teşvik ediyor. Kontrol altına alınamayan yüksek tansiyonun gelecekteki kalp hastalığı ve felç riskinin önemli bir faktörü olduğu göz önüne alındığında bu önemli bir değişiklik olabilir.