Evrenin ilk yıldızlarının izini süren gökbilimciler, James Webb Uzay Teleskobu ile heyecan verici bir keşfe imza atmış olabilir. Albert Einstein'ın teorileriyle de desteklenen bir olgu sayesinde bilim insanları, Evren'in ilk dönemlerine ait olduğu düşünülen ve Popülasyon III yıldızları olarak adlandırılan yıldızları, Dünya'dan 13 milyar ışık yılı uzaklıktaki LAP1-B adlı uzak bir kümede tespit etti.
Popülasyon III yıldızları, Büyük Patlama'dan sonra oluşan ilk yıldızlar olarak teorize ediliyor. Bu yıldızların, hidrojen ve helyumun karanlık madde ile birleşerek Güneş'ten milyonlarca kat daha büyük ve milyarlarca kat daha parlak devasa yıldızlar oluşturduğuna inanılıyor.
Bilim ekibi, James Webb Teleskobu'nun gözlemleri sonucunda bu yıldızların Popülasyon III olabileceğine dair birden fazla neden olduğunu belirtiyor. Bu nedenlerden biri, yıldızların yaydığı ışığın analiziyle ortaya çıkan spektrum verileri. Bu spektrumlar, bol miktarda yüksek enerjili foton içerdiğini gösteriyor ki bu da Popülasyon III yıldızlarının öngörüleriyle örtüşüyor. Ayrıca, bu yıldızların çok büyük olduğu, her birinin yaklaşık 100 Güneş kütlesinde olduğu ve bu kütlelerin teorik hesaplamalarla uyumlu olduğu düşünülüyor.
Ekip, bu keşfin eğer doğrulanırsa, bu ilkel yıldızların ilk tespiti olacağını vurguluyor. Daha önce de James Webb Teleskobu ile Popülasyon III yıldızlarına benzer gözlemler yapılmış olsa da, yeni çalışma LAP1-B'nin, Popülasyon III yıldızları için öngörülen üç temel koşulu da karşıladığını savunuyor: Düşük metalik oranına sahip bir ortamda oluşmaları, az sayıda çok büyük yıldız içeren düşük kütleli kümelerde yer almaları ve yıldız kütle dağılımına ilişkin matematiksel koşulları sağlamaları.
James Webb Teleskobu'nun 6.5 metrelik aynası, inanılmaz uzaklıktaki soluk nesneleri yakalama yeteneğiyle bu gözlemlerde kritik bir rol oynamış. Ancak LAP1-B'nin görünür hale gelmesinde asıl etkili olan şey, kütleçekimsel mercekleme olarak bilinen bir fenomen. Bu olay, devasa bir nesnenin (örneğin bir galaksi) etrafındaki uzay-zamanı bükmesiyle gerçekleşiyor. Arka plandaki bir nesneden gelen ışık, öndeki nesnenin yarattığı bu bükülmüş alandan geçerken halkalar veya yaylar şeklinde bozuluyor. Bu durum, Einstein'ın yüz yıldan fazla süre önce öngördüğü bir olguya dayanıyor ve bazen Einstein halkası olarak adlandırılıyor.
Bu özel durumda, LAP1-B'nin ışığı, önünden geçen MACS J0416 adlı daha yakın bir galaksi kümesi tarafından merceklendiği için görünür hale gelmiş.
James Webb Teleskobu, bu yıldızlardan yayılan ve evrenin genişlemesiyle kızılötesi dalga boylarına uzayan emisyon çizgilerini de gözlemlemeyi mümkün kılmış. Teleskobun kızılötesi gözlemlere optimize edilmiş olması, bu yıldızların tespit edilmesinde büyük önem taşımış.
Bu heyecan verici yıldız keşfinin yanı sıra, LAP1-B'nin galaksilerin nasıl evrimleştiğini anlamamızda da önemli ipuçları sunduğu belirtiliyor. Popülasyon III yıldızlarının, daha büyük galaksilerin yapı taşlarını oluşturan küçük karanlık madde yapılarında oluştuğu düşünüldüğünden, bu yıldızlar bize galaksi oluşumunun ve evriminin en erken aşamaları hakkında bilgi veriyor. Örneğin, başlangıçta saf olan hidrojen ve helyum gazının metallerle nasıl kirlendiğini anlamamıza yardımcı oluyorlar.