Ara

İsviçre’de Mini Beyinlerle Güçlendirilen Bilgisayarlar Üzerine Çalışmalar: Korkulacak Bir Şey Yok!

İsviçre'de yapılan bir araştırmada, bilim insanları mini insan beyinleriyle çalışan bilgisayarlar geliştirmek için hummalı bir çalışma yürütüyor. Bu alandaki son gelişmeler, mini beyin organoidlerinin (organoidler, laboratuvar ortamında yetiştirilen küçük beyinler olarak tanımlanabilir) yapay zeka ve bilişim alanında yeni kapılar aralayabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, bu minik organoidlerin sıradan bir beyinden farklı olarak daha homojen bir yapıya sahip olduğunu ve insan beyninde bulunan belirli nöron türlerini içerdiğini belirtiyor. Geliştirme süreci, deri hücrelerinden başlayarak kök hücrelere dönüştürülen ve ardından nöron kümeleri oluşturan hücrelerin, nihayetinde bilgisayarlarda kullanılacak organoidlere dönüşmesiyle gerçekleşiyor. Bu süreç, oldukça hassas bir laboratuvar ortamı ve yoğun bir bakım gerektiriyor.

Geleneksel silikon tabanlı bilgisayarlardan farklı olarak, bu biyolojik bilgisayarların beslenmesi ve bakımı da kendine özgü zorluklar barındırıyor. Şu anki teknolojiyle, hayvan beyninin kan damarları aracılığıyla beslenmesini taklit etmek mümkün değil. Bu nedenle, organoidler yaklaşık dört ay gibi sınırlı bir süre hayatta kalabiliyor. İlginç bir şekilde, bazı araştırmacılar organoidlerin 'son anlarında' kısa süreli yoğun bir aktivite gösterdiğini gözlemlediklerini ifade ediyorlar. Ancak bu durum, bilim insanlarını endişelendirmiyor. Bir araştırmacının belirttiği gibi, "Onlardan korkmamalıyız, bunlar sadece farklı bir malzemeden yapılmış bilgisayarlar."

Mini beyin organoidlerinin bilişim alanındaki potansiyeli oldukça geniş. Bu organoidler, basit komutlara yanıt verebilecek şekilde geliştiriliyor. Elektrotlar aracılığıyla veri girişi sağlanıyor ve beyin tepkileri, bir EEG cihazı çıktısına benzer şekilde grafik üzerinde izlenebiliyor. Şu anda bu alanda etkileşim ve yönlendirme konularında erken aşamalarda olunduğu için, mevcut çalışmalar daha çok biyolojik bilişim alanında araştırmaları teşvik etmeye odaklanıyor.

Bu alandaki gelişmeler sadece İsviçre ile sınırlı değil. Başka araştırma grupları da yapay nöronları kullanarak Pong gibi basit oyunları oynayabilen sistemler geliştirmiş durumda. Ayrıca, bazı şirketler bu 'mini beyinleri' daha geleneksel biyolojik araştırmalarda da kullanıyor; örneğin Alzheimer ve otizm gibi nörolojik rahatsızlıkların tedavisinde yeni ilaçların etkinliğini test etmek amacıyla.

Biyolojik bilişimin en büyük vaatlerinden biri, yapay zeka alanında beyin benzeri bir hız ve verimlilik sağlamasıdır. Şu anda, bu tür biyolojik sistemlerin silikon tabanlı sistemleri tamamen değiştirmek yerine, onları tamamlayıcı bir rol üstleneceği öngörülüyor. Ancak biyolojik bilişimin hangi alanlarda öne çıkacağı ve 'kullanıcıların vazgeçilmez' olarak nitelendireceği uygulamaların ne olacağı henüz tam olarak bilinmiyor.

Önceki Haber
İnsanlığın İlk Anlarında Gizemli Bir Virüs Mirası: Yaşamın Başlangıcına Işık Tutan Keşif
Sıradaki Haber
OpenAI ve AMD'den Dev İş Birliği: Milyarlarca Dolarlık Anlaşma Yapay Zekayı Şekillendirecek

Benzer Haberler: