Ara

İran Yer Altı Sularının Tükenmesiyle Dünyanın En Hızlı Batan Ülkelerinden Biri Haline Geldi!

İran'da yer altı akiferlerinin tükenmesi, ülke genelinde yerin hızla çökmesine neden oluyor. Yeni araştırmalar, bu durumun ciddi boyutlara ulaştığını gösteriyor.

Ülkenin yaklaşık 31.400 kilometrekarelik bir alanı, yani Maryland eyaleti büyüklüğündeki bir bölge, yılda 10 milimetreden (0,39 inç) daha fazla çöküyor. Daha da endişe verici bir örnekte, İran'ın merkezindeki Rafsancan şehri yakınlarında zemin seviyesi yılda 34 santimetreyi (1 fitten fazla) aşan bir hızla alçalıyor.

Bu çökme, 'yer kabuğu çökmesi' (subsidence) olarak adlandırılıyor ve uzmanlara göre tahminen 650.000 insanı, su kıtlığı ve gıda güvensizliği gibi yer seviyesindeki değişikliklerin yol açtığı tehditlere karşı daha yüksek risk altında bırakıyor. Ülkedeki devam eden kuraklık da bu durumun başlıca nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

Yer Kabuğu Çökmesi Nasıl Ölçülüyor?

İran'da su kaynaklarının yaklaşık %60'ı yer altı akiferlerinden sağlanıyor. Bu durumun yüzey üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla, İngiltere'deki Leeds Üniversitesi Yer ve Çevre Bilimleri Okulu'nda doktora öğrencisi Jessica Payne ve çalışma arkadaşları, Avrupa Uzay Ajansı'nın Sentinel-1 uydu takımyıldızından elde edilen radar verilerini kullanarak 2014-2022 yılları arasında İran'daki zemin seviyesinde meydana gelen değişiklikleri haritalandırdılar.

Araştırmacılar, ülkenin yaklaşık %2'sini kaplayan ve toplamda 31.400 kilometrekarelik alana yayılan 106 çökme bölgesi tespit ettiler.

Payne, İran'daki çökme oranlarının dünyanın en hızlıları arasında olduğunu belirtti. Araştırmada, yılda yaklaşık 10 milimetreden (0,4 inç) daha hızlı çökme yaşanan yaklaşık 100 nokta bulduklarını söyledi. Karşılaştırma yapmak gerekirse, Avrupa'da vakaların yılda 5 ila 8 milimetreyi (0,2 ila 0,3 inç) aşması 'aşırı' kabul ediliyor.

Yerin çökme nedeninin yer altı suyu çekimi olduğunu belirten Payne, yılda 10 mm'den hızlı çökme görülen vakaların %77'sinin tarım alanlarıyla ilişkili olduğunu vurguladı.

Örneğin, Rafsancan şehri yakınlarında iklimin çok kurak olduğu, antep fıstığı yetiştiriciliğinin yaygın olduğu ve yer altı suyu kullanımının yoğun olduğu belirtiliyor. Yıllık 34 santimetrelik çökme ilk başta büyük bir düşüş gibi görünmese de, Payne'e göre 10 yıl içinde zemin seviyesinin yaklaşık 3 ila 4 metre (10 ila 13 feet) alçalması, durumun vahametini ortaya koyuyor.

İran'ın kuzeyindeki Bardaskan bölgesinde, çökmeden etkilenen alanın 1.110 kilometrekare (429 milkare) olduğu ve 2008 yılındaki bir çalışmada kaydedilenden %40 daha büyük olduğu belirlendi. Payne ve çalışma arkadaşlarının araştırması, 27 Ağustos'ta Journal of Geophysical Research: Solid Earth dergisinde yayımlandı.

'Geri Dönüşü Olmayan' Çökme

Payne, tespit edilen 106 lokasyondaki çökmenin büyük bir kısmının geri dönüşü olmadığını ifade etti.

Çalışmanın en çarpıcı sonuçlarından birinin, İran'daki yer altı suyuyla ilgili çökmenin çoğunun geri döndürülemez olması ve bu durumun akifer tükenmesinin ciddiyetini vurguladığı belirtildi.

Akiferlerin barajlar gibi çalışmadığını belirten uzmanlar, bir barajdan giren su miktarından daha fazla su çekildiğinde seviyenin düştüğünü ancak yağmur yağdığında tekrar dolabildiğini ifade etti. Akiferlerde ise, yıllık olarak yaklaşık aynı miktarda suyun çekilip yağışlarla yeniden doldurulduğu durumlarda 'elastik toparlanma' adı verilen, düşen ve yükselen mevsimsel bir eğilim görülüyor. Ancak bunun çok daha fazlası çekildiğinde durum değişiyor.

Payne, akiferlerin içini bir kum kovasına benzetti: 'Çamur ve kum katmanları var ve bu kum ve çamur taneleri su tarafından birbirinden ayrı tutuluyor. Ancak bu su çekilirse ve daha önce hiç çekilmemişse, kum ve çamurun kendisi, üzerindeki toprağı ve binaları taşıyacak kadar güçlü olmuyor.'

Sonuç olarak, parçacıklar düzleşiyor ve zemin seviyesi geri dönüşü olmayan bir çökme ile alçalıyor. Sisteme su geri gelse ve sıkışmış kısımlara ulaşsa bile, zemini eski seviyesine geri yükseltemiyor.

Bu durumun sonuçları ise oldukça ciddi. Kentsel alanlarda oluşan dik eğimler çatlaklara ve yapısal dengesizliklere yol açarak binalara, yollara ve demiryollarına zarar veriyor. Tahran, Kirman, Meşhed, İsfahan ve Şiraz gibi şehirler doğrudan etkileniyor. Yalnızca Kirman'da 23.000'den fazla insan yüksek tehlike bölgelerinde yaşıyor.

Payne, İran dışından bu etkiler hakkında bilgi almak zor olsa da, İranlı meslektaşlarından binaların terk edilmek zorunda kalındığına dair duyumlar aldığını belirtti.

Yer kabuğu çökmesi sadece İran'a özgü bir sorun değil.

Çalışmaya dahil olmayan Roma'daki Atmosfer Bilimleri ve İklim Enstitüsü'nde araştırmacı olan Francesca Cigna, 'İran için sunulan senaryo, maalesef birçok başka ülkenin ve metropollerinin karakteristiğini yansıtıyor' dedi.

Cigna, büyük çöküşlerin yaşandığı diğer yerler arasında Orta Meksika, ABD, Çin ve İtalya'daki büyük şehirlerin bulunduğunu ekledi.

Uzmanlar, İran'daki zirve oranların Meksika şehirleri ve Kaliforniya'daki Central Valley ile rekabet edebilecek düzeyde olduğunu ve ülkeyi dünyanın en uç çökme noktalarından biri haline getirdiğini belirtiyor.

Çökme ile bağlantılı felaketler duyulmamış şeyler değil. Örneğin Meksika'da, 2021'de bir metro hattının çökmesinde yer kabuğu çökmesinin rol oynadığı düşünülüyor. Bu olayda 26 kişi hayatını kaybetmiş ve onlarca kişi yaralanmıştı.

Diğer bir ana risk ise tatlı su kaynaklarının kaybı. Devam eden akifer sıkışması, depolama kapasitesinin büyük bir kısmının kalıcı olarak kaybolduğu anlamına geliyor. Bu durum, kuraklıklar sırasında su kıtlığını şiddetlendiriyor, iklim değişkenliğine karşı dayanıklılığı azaltıyor ve iyileşmeyi giderek imkansız hale getiriyor.

Önceki Haber
Resident Evil Village, Nintendo Switch 2'de Beklenenden Çok Daha İyi Çalışıyor: Geliştiriciler Bile Şaşkın!
Sıradaki Haber
EA Devler Arenasında Mı Kayboluyor? 55 Milyar Dolarlık Anlaşma ve Yapay Zeka Tehdidi

Benzer Haberler: