1988 yılının Kasım ayında, internet dünyası tarihin en unutulmaz siber saldırılarından birine tanıklık etti. O dönemde Cornell Üniversitesi'nde öğrenci olan Robert Tappan Morris tarafından hazırlanan bir bilgisayar solucanı, sadece 24 saat içinde internetin yaklaşık yüzde 10'unu enfekte ederek milyarlarca dolarlık (o günkü kurla) bir hasara yol açtı. Ancak bu gelişmiş solucanın, kötü niyetle değil, internetin boyutunu ölçmek amacıyla tasarlandığı ve sonuçlarının beklenmedik olduğu belirtiliyor.
Morris Solucanı'nın Perde Arkası
Haberlere göre, Morris'in bu 'masum' programı internete salmadan önce bir miktar endişe duyduğu ve bu nedenle saldırıyı, bulunduğu yer olan New York Ithaca'daki Cornell terminalinden, MIT'deki bir bilgisayara sızarak gerçekleştirdiği belirtiliyor.
C programlama diliyle yazılan Morris solucanı, o dönemde yaygın olarak kullanılan BSD UNIX işletim sistemlerini hedef almıştı. VAX ve Sun-3 gibi bilgisayarlar, solucanın ana hedefleri arasındaydı. FBI'ın raporlarına göre, solucan, internetin elektronik posta sistemindeki bir güvenlik açığını ve ağ kullanıcılarını tanımlayan 'finger' programındaki bir hatayı kullanarak yayılıyordu. Bilgisayar virüslerinin aksine, Morris solucanı herhangi bir ana programa ihtiyaç duymadan kendi kendine çoğalabiliyor ve bağımsız olarak yayılabiliyordu.
Neyse ki, Morris solucanı dosyaları silmek veya bozmak gibi doğrudan bir zarar vermek amacıyla tasarlanmamıştı. Ancak, beklenmedik sonuçları nedeniyle sistemlerde ciddi yavaşlamalara, mesaj iletiminde gecikmelere ve sistem çökmelerine neden oldu. Bu durum, bilgisayar dünyasında büyük bir sansasyon yarattı. O dönemin bazı kurumları, bu solucandan kurtulmak için sistemlerini tamamen silmek ve ağ bağlantılarını bir haftaya kadar kesmek zorunda kaldılar.
Morris solucanından etkilenen kurumlar arasında Berkeley, Harvard, Princeton, Stanford, Johns Hopkins ve NASA gibi prestijli kuruluşlar da bulunuyordu.
Saldırının Faili Kimdi?
Uzmanlar bu sorunu çözmek için yoğun bir çaba sarf ederken, saldırının arkasındaki kişinin kim olduğu sorusu da gündeme geldi. Elbette, bu solucanı yaratan ve yayan kişinin bir bedel ödemesi gerekiyordu ve bu nedenle FBI olaya dahil oldu.
Rapora göre, Morris olayı örtbas etmeye çalışmış ancak bir arkadaşının yanlışlıkla verdiği baş harfler, FBI'ın dikkatini Morris'e çekmesine neden oldu. Yapılan incelemeler ve bilgisayar dosyası analizleri sonucunda Morris'in suçlu olduğu doğrulandı. 1986 tarihli yeni yürürlüğe giren Bilgisayar Dolandırıcılığı ve Kötüye Kullanımı Yasası (Computer Fraud and Abuse Act) kapsamında yargılanan Morris, 1989'daki duruşmasının ardından hapis cezası yerine para cezası, denetimli serbestlik ve 400 saatlik kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
Bilgisayar Solucanları World Wide Web'den Daha Eski
Kasım 1988'de internet, bugünkü haline kıyasla oldukça farklı bir yapıdaydı. Örneğin, World Wide Web (WWW) henüz ortada yoktu. WWW, 1990'larda ilk internet kullanıcıları için temel deneyimi oluşturacaktı.
O dönemde internetin omurgasını, ARPANET'in halefi olan NSFNET oluşturuyordu. NSFNET'in amacı, önceki omurganın erişimini askeri ve savunma kurumlarının ötesine taşıyarak daha geniş bir şekilde akademiye yaymaktı. NSFNET, 1995 yılında kullanımdan kaldırılarak yerini özel internet servis sağlayıcılarının ve ticari omurgaların üzerine kurulan ticari internete bıraktı.
Bu bağlamda, Morris Solucanı tarafından internetin %10'unun felç edildiğini söylediğimizde, o dönemdeki tahminlere göre yaklaşık 60.000 bağlı sistemden yaklaşık 6.000'inin enfekte olduğu ve etkilendiği düşünülüyor. Ayrıca, bu ilk solucanın yayılmasının potansiyel maliyetleri için yapılan tahminler, 100.000 dolar ile milyonlarca dolar arasında değişiyor.
Bilgisayar solucanları, günümüzde de ciddi bir tehdit olmaya devam ediyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl ilk nesil yapay zeka solucanı olan ve e-posta istemcileri aracılığıyla kullanıcıları enfekte ederek gizli verileri çalan Morris II üretken yapay zeka solucanı hakkında da haberler yapmıştık.
