Intel, son etkinliğinde gelecekteki çip üretim teknolojileri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Şirket, 2027 yılında risk üretimine başlaması planlanan 14A sürecini ve bu süreçle birlikte gelecek olan yeni "Turbo Hücreler" teknolojisini duyurdu. 14A süreci, enerji tüketiminde %35'e varan azalma gibi iddialı iyileştirmeler vadediyor. Turbo Hücreler ise işlemci ve grafik birimlerindeki performansı maksimize etmeyi hedefleyen özelleştirilebilir bir yaklaşım sunacak.
14A ve 14A-E süreçleri, Intel'in mevcut 18A sürecinin bir sonraki adımı olacak. Intel, 14A'nın 18A'ya kıyasla watt başına performansta %15 ila %20 artış sağlayacağını belirtiyor. Bu artış, çipin tasarımına bağlı olarak daha yüksek saat hızları veya aynı performansta %25 ila %35 daha düşük enerji tüketimi olarak değerlendirilebilecek. Bu gelişmenin önemli bir kısmı, Intel'in PowerDirect adını verdiği yeni doğrudan temaslı arka yüz güç dağıtım ağından kaynaklanıyor. Ayrıca, daha geniş bir voltaj eşiği aralığı gibi diğer yenilikler de süreç verimliliğini artırıyor. 14A süreci ayrıca 18A'ya göre transistör yoğunluğunda 1,3 kat artış sunuyor. Intel, 14A için RibbonFET transistörlerini de geliştirerek "RibbonFET 2" adını vermiş. RibbonFET teknolojisi, kapının transistörü tamamen sarması sayesinde daha yüksek transistör yoğunluğu ve daha hızlı anahtarlama sağlıyor.
Haberlerde öne çıkan bir diğer özellik ise Intel'in yeni Turbo Hücreleri. Bu teknoloji biraz karmaşık olsa da temel amacı oldukça önemli: Performansı artırmak. Intel, Turbo Hücrelerin özellikle işlemci ve grafik birimlerindeki kritik yollarda, yani sinyalin en uzun gecikme süresi yaşadığı noktalarda kullanılacağını vurguluyor. Bir işlemci içindeki sinyal yolları, çipin maksimum çalışma frekansını belirleyen en yavaş halkadır. Geleneksel olarak, bu kritik yolları hızlandırmak için daha hızlı ancak daha fazla güç tüketen ve daha az yoğun transistörler kullanılırdı. Bu durum, genellikle performans artışı karşılığında enerji verimliliği ve transistör yoğunluğundan ödün vermek anlamına geliyordu. Turbo Hücreler, işte tam da bu noktada devreye girerek tasarımcılara kritik yolları ele almak için daha gelişmiş bir araç sunuyor.
14A süreci, farklı ihtiyaçlara yönelik optimize edilmiş üç ayrı standart hücre kütüphanesine sahip. Bu kütüphaneler, tasarımcıların kullandığı temel yapı taşlarını (transistörlerden oluşan önceden tasarlanmış mantık kapıları ve devre elemanları) içerir. Kütüphaneler; yüksek frekans için optimize edilmiş 'uzun', watt başına performans için optimize edilmiş 'orta' ve yoğunluk ile güç hassasiyeti odaklı 'kısa' olarak tanımlanabilir. İşlemci ve grafik birimlerinde, genellikle en yüksek transistör yoğunluğunu elde etmek ve güç yoğunluğunu yönetilebilir seviyelerde tutmak için 'kısa' kütüphaneler yoğunlukla kullanılır. İşte Intel'in yeni Turbo Hücreleri burada devreye giriyor. Turbo Hücreler, 'kısa' kütüphanelerle birlikte kullanıldığında, yüksek yoğunluk düzenini koruyarak transistör sürüş akımını artırmak ve performansı yükseltmek için tasarlandı. Şirket, farklı senaryolar için sürüş akımını optimize etmek amacıyla transistör bileşenlerinin (RibbonFET 2) genişliğinin ayarlanabildiğini veya birleştirilebildiğini belirtiyor. Bu özelleştirme seçenekleri, tasarımcılara her kullanım senaryosuna özel, güç, performans ve alan (PPA) dengesini en iyi şekilde kurma imkanı sunuyor. Turbo Hücreler, aynı tasarım bloğu içinde daha hızlı ama daha az enerji verimli hücreleri, enerji verimli hücrelerle karıştırarak istenen dengenin yakalanmasına yardımcı olabiliyor.
Kritik yollar, çip performansının nihai darboğazını oluşturur. Intel'in yeni Turbo Hücreleri, tam da bu yolları hızlandırarak genel işlemci performansını artırmayı hedefliyor, ancak bunu genellikle performansı artırmak için yapılan ödünleşmelerden kaçınarak yapmayı amaçlıyor. Bu yeniliklerin gerçek dünyadaki etkisini görmek için 2027 yılını beklememiz gerekecek.