Bilim dünyasında çığır açan bir gelişmeyle, silikon devreler ve insan beyni hücrelerinin birleşiminden oluşan dünyanın ilk ticari hibrit bilgisayarları yakında kiralanabilir hale geliyor. Bir İngiliz laboratuvarında geliştirilen ve tıbbi araştırmalar için muazzam bir potansiyel sunan bu biyolojik makineler, daha önce Pong oyunu oynamayı başaran prototip DishBrain üzerine inşa edildi.
Her bir CL1 bilgisayar, bir silikon çip üzerinde büyütülen 800.000 nöron ve bu nöronların yaşam destek sisteminden oluşuyor. Henüz günümüzün en güçlü dijital bilgisayarlarıyla boy ölçüşemese de, bu sistemin çok önemli bir avantajı var: Karşılaştırılabilir teknolojilere göre sadece çok küçük bir enerji tüketiyor.
Günümüzde yapay zeka merkezleri, bazı ülkelerin toplam enerji tüketimine denk gelen seviyelerde enerji harcarken, bir raf CL1 makinesi sadece 1.000 watt elektrik kullanıyor ve doğal olarak gerçek zamanlı adapte olma ve öğrenme yeteneğine sahip.
Bu teknolojinin arkasındaki ekip, nöronların kendi kendini programlayabilen, sonsuz esnekliğe sahip ve milyarlarca yıllık evrimin ürünü olduğunu vurguluyor. Dijital yapay zeka modellerinin muazzam kaynaklar harcayarak taklit etmeye çalıştığı özelliklerin, biyolojik sistemlerde doğuştan mevcut olduğu belirtiliyor.
Bilim insanları, geliştirdikleri bu biyolojik sistemi makine öğrenimi algoritmalarıyla karşılaştırdığında, hücre kültürü sistemlerinin dijital rakiplerini geride bıraktığı görüldü.
Kullanıcılar, yapay olarak desteklenen bu nöron sistemine doğrudan kod gönderebiliyor ve sistem elektriksel sinyallere neredeyse anında tepki verebiliyor. Bu sinyaller, hücreler tarafından okunabilen ve işlenebilen bilgi bitleri görevi görüyor.
Ancak belki de bu biyolojik ve sentetik hibritin en büyük potansiyeli, nörobilimden yaratıcılığa kadar kendi beynimiz ve yeteneklerimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek için deneysel bir araç olarak kullanılması. Araştırmacılar, örneğin epileptik hücrelerin oyun oynamayı çok iyi öğrenemediğini ancak anti-epileptik ilaçlar uygulandığında öğrenme yeteneklerinin önemli ölçüde arttığını gözlemledi. Bu durum, sistemin etik ilaç testleri için sunduğu potansiyeli de gözler önüne seriyor.
Bu bilişim nöronları, yetişkin insan bağışçılardan alınan deri ve kan örneklerinden büyütülüyor. Hala birçok kısıtlaması olsa da – örneğin, nöronlar bir seferde sadece altı ay hayatta kalabiliyor – sadece bu teknolojinin enerji tasarrufu potansiyeli bile, bu tür sistemlerin daha fazla geliştirilmeye değer olduğunu gösteriyor. Özellikle gezegenimizin karşı karşıya olduğu enerji ve iklim sorunları düşünüldüğünde bu durumun önemi daha da artıyor.
İlk CL1 ünitelerinin yakında teslim edilmesi bekleniyor. Her bir ünite yaklaşık 35.000 ABD Doları tutacak veya haftalık 300 ABD Doları karşılığında uzaktan erişimle kiralanabilecek.
