Ara

İklim Eşiğini 3 Yılda Aşabilir miyiz? Bilim İnsanları Durumu Değerlendiriyor

Bilim dünyası, küresel ısınmanın kritik bir noktasını çok yakında aşabileceği konusunda ciddi uyarılar yapıyor. En son yapılan araştırmalara göre, mevcut emisyon oranlarıyla dünya, 1.5 derece Santigrat ısınma eşiğini aşmak için kalan karbon bütçesini yalnızca üç yıl içinde tüketebilir. Bu durum, iklim değişikliğiyle mücadelede acil adımların atılması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.

Peki, bu kritik eşiği geçmek felaket anlamına mı geliyor ve geri dönüş mümkün mü? Uzmanlar, 1.5 derece Santigratlık aşımın bazı olumsuz sonuçlar doğuracağını, özellikle ada ülkeleri için riskleri artıracağını ve ekosistemlerde geri dönülmez değişimlere yol açabileceğini belirtiyorlar. Ancak yine de, bu durum gezegenin tamamen bir kaosa sürüklenmesi anlamına gelmiyor. Emisyonları kontrol altına almayı başarabilirsek, sıcaklıkları zamanla düşürmek için yöntemler mevcut.

Bununla birlikte, iklim bilimciler, emisyonları şimdiden azaltmanın, oluşmuş bir sıcaklık artışını tersine çevirmeye çalışmaktan çok daha ucuz, kolay ve etkili olduğunu vurguluyor. Her bir derecelik ısınmanın engellenmesinin bile büyük bir fark yaratacağı belirtiliyor.

Gecikmeli Tepki

19 Haziran'da yayımlanan bir rapor, dünya genelinde sadece 143 milyar ton karbondioksit (CO2) emisyon hakkı kaldığını ortaya koyuyor. Bu miktar, Paris Anlaşması ile belirlenen 1.5 derece Santigrat hedefinin aşılmasına yol açacak. Dünya Meteoroloji Örgütü'ne göre, yıllık küresel CO2 emisyonu yaklaşık 46 milyar ton civarında seyrediyor.

Mevcut durumda, dünya sanayi öncesi döneme göre 1.2 derece Santigrat daha sıcak. Bu artışın büyük çoğunluğu insan kaynaklı faaliyetlerden kaynaklanıyor. Ancak okyanusların fazla ısıyı emmesiyle bu etki şimdilik maskelenmiş durumda. Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), okyanusların önümüzdeki on yıllarda bu fazla ısıyı buharlaşma ve doğrudan ısı transferi yoluyla salmaya devam edeceğini belirtiyor.

Bu durum, karbondioksit emisyonlarının sıfıra inmesi halinde bile, küresel sıcaklıkların birkaç on yıl daha artmaya devam edeceği anlamına geliyor. Uzmanlar, okyanuslardan kaynaklı ek 0.5 derece Santigratlık bir ısınma öngörüyor. Ancak bu artışın ardından, sıcaklıklar uzaya yayılan ısı ile zamanla dengelenecek ve binlerce yıl içinde doğal karbon yutakları sayesinde Dünya'nın sıcaklığı sanayi öncesi seviyelere dönebilecek.

Neden 1.5 Santigrat?

İklim bilimciler, 1.5 derece Santigratı kritik bir eşik olarak görüyor. Bu sınırın aşılması, ekonomik olarak gelişmekte olan ülkelerdeki ve özellikle ada ülkelerindeki insanlar için güvensiz ısınma seviyelerine yol açıyor. Bu sınır, "sonuçlarını yönetebileceğimizi düşündüğümüz bir iklim sistemi durumu" olarak tanımlanıyor.

1.5 derece Santigratın aşılması, okyanuslara ek ısı depolanmasına ve bunun daha sonra salınmasına neden olabileceği için bilim insanlarının endişe duymasının önemli nedenlerinden biri. Ayrıca, bu eşiğin hızlı bir şekilde aşılması, Grönland buz tabakasının ani bir şekilde okyanusa dökülmesi veya Amazon yağmur ormanlarının kurak bir savanaya dönüşmesi gibi iklimde ani ve büyük değişikliklere yol açabilecek "devrilme noktalarını" tetikleme riskini artırıyor.

Sıcaklık Artışını Tersine Çevirmek

Emisyonları mümkün olduğunca hızlı azaltmak en iyi yol olsa da, kritik eşiği geçsek bile 1.5 derece Santigrat veya daha fazla ısınmayı tersine çevirmek teorik olarak mümkün. Ancak bunun için gereken teknolojiler henüz tam olarak gelişmiş değil ve bu konuda önemli belirsizlikler bulunuyor.

Sıcaklıkları düşürmeye başlarsak, bu durum iklim devrilme noktalarını geçmenin etkilerini ortadan kaldırmayacak. Örneğin, buz tabakalarını yeniden dondurmayacak veya zaten yükselmiş deniz seviyelerini düşürmeyecek. Ancak tundra gibi sıcaklığa daha hızlı tepki veren ekosistemler için riskleri önemli ölçüde azaltacaktır.

Sıcaklık artışını tersine çevirmek, sadece net sıfır emisyona ulaşmakla değil, net negatif emisyona geçmekle mümkün. Net sıfır, saldığımız kadar CO2'yi doğal karbon yutakları ve negatif emisyon teknolojileriyle atmosferden çekmek anlamına gelirken, negatif emisyonlar karbondioksiti atmosferden emerek yeraltına depolayan sistemleri gerektiriyor.

Net sıfır, ısınmayı durdurabilir. Ancak ısınmayı tersine çevirmek istiyorsak, atmosfere saldığımızdan daha fazla karbonu geri almamız gerekiyor. Bilim insanları, 0.1 derece Santigratlık bir ısınmanın yaklaşık 243 milyar ton CO2'ye eşdeğer olduğunu tahmin ediyor. Yani 1.6 derece Santigrat'a ulaşıp 1.5 derece Santigrat'a inmek istersek, yaklaşık 220 milyar ton karbondioksiti atmosferden temizlememiz gerekiyor.

Ağaç dikmek gibi doğa temelli karbon giderme yöntemleri yılda yaklaşık 2 milyar ton CO2 emiyor. Bu da, sıcaklığı bir yılda 0.1 derece düşürmek için bu kapasiteyi 100 kat artırmamız gerektiği anlamına geliyor. Arazinin sınırlı olması nedeniyle, yeterli orman dikmek veya tahrip olmuş turbalıkları restore etmek pek olası görünmüyor.

Bu nedenle, negatif emisyon teknolojilerine kesinlikle ihtiyaç duyulacağı düşünülüyor. Ancak bu teknolojilerin çoğu henüz test aşamasında olduğundan, etkinlikleri hakkında kesin bir şey söylemek güç. Bu teknolojiler aynı zamanda oldukça pahalı ve uzun süre bu şekilde kalması bekleniyor. Teorik olarak, bu teknolojilerin yaygınlaşmasıyla net sıfıra ulaşmak bile büyük bir başarı sayılabilir. Çok iyimser bir senaryoda, 50 yıl içinde 0.3 derece Santigratlık bir düşüş yaşanabilir.

Paris Anlaşması'nda ülkelerin negatif emisyon teknolojilerini yaygınlaştırması gibi bir zorunluluk bulunmuyor. Ancak anlaşmanın küresel sıcaklık artışını 2 derece Santigratın oldukça altında tutma hedefi, 1.5 derece Santigrat eşiği aşıldığında hükümetlerin bu teknolojilere yönelmesine neden olabilir.

Mevcut emisyon oranlarıyla, 1.6, 1.7 ve 2 derece Santigrat hedeflerini aşmamak için kalan karbon bütçelerinin sırasıyla yedi, on iki ve yirmi beş yıl içinde tükeneceği öngörülüyor.

Eğer 1.5 derece Santigratı geçersek, 1.6 Santigrat, 1.7'den çok daha iyidir ve 1.7, 1.8'den daha iyidir. Bu noktada asıl mücadele, giderek kötüleşen etkileri önlemek için karbondioksit emisyonlarını olabildiğince hızlı bir şekilde azaltmaktır. Bununla birlikte, emisyon kesintileri konusunda ilerleme kaydedildiği de göz ardı edilmemeli. "Dönüm noktasını geçmeye başladığımızı kabul edelim" gibi ifadelerle durumun olumlu yönleri de vurgulanıyor.

Önceki Haber
TSMC'den Çığır Açan Hamle: ABD'de Küresel Üretimin %30'unu Gerçekleştirecek!
Sıradaki Haber
ALS Tedavisine Işık: İnsan Doku Gibi 'Hücre Çip' Geliştirildi

Benzer Haberler: