Ara

İki Ölmekte Olan Yıldız, Yılan Gibi Sarmalanmış: James Webb’den Nefes Kesen Görüntü

Göz kamaştırıcı bir keşif, iki ölümcül yoldaş yıldızın kozmik bir dansla birbirine dolandığını gözler önüne seriyor. Bilim insanları, NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'nun (JWST) sağladığı yeni verilerle, bu eşsiz gök cismini daha önce hiç görülmemiş bir ayrıntıyla inceleme fırsatı buldu.

Beş yıldır beklenen kızılötesi görüntü, Şili'deki Çok Büyük Teleskop'tan (Very Large Telescope) elde edilmişti. Görüntüdeki iki ölmekte olan yıldızın etrafındaki devasa toz sarmalı, akıllara kendi kuyruğunu yutan bir yılanı getiriyordu. Bu büyüleyici yapıya, Mısır'ın yıkım tanrısı olan Apophis'in adı verildi.

Şimdi ise JWST ile elde edilen yeni görüntüler, Apophis'in gizemini daha da derinleştiriyor. Teleskobun kızılötesi kamerası kullanılarak alınan bu yeni görüntü, yıldızların etrafındaki tozun katmanlarını ve bu kozmik dansın karmaşıklığını ortaya koyuyor. Görüntüleme teknolojisi, sıcak malzemeyi mavi, daha soğuk olanları ise yeşilden kırmızıya doğru renklerle gösteriyor.

Şiddetli Yıldız Ölümleri ve Kardeşlik

Süpernova olarak patlamadan hemen önce, evrenin en büyük kütleli yıldızları, dış hidrojen katmanlarını şiddetle fırlatarak ağır çekirdeklerini ortaya çıkarırlar. Bu yıldızlara, bulucularının ardından Wolf-Rayet yıldızları denir. Bu aşama, kozmik zaman ölçeklerinde göz açıp kapayıncaya kadar kısa sürer ve ardından şiddetli bir patlama meydana gelir.

Güneşimizin aksine, evrendeki birçok yıldız ikili sistemler halinde bulunur. Bu durum, özellikle Wolf-Rayet gibi en büyük kütleli yıldızlar için geçerlidir. İki yıldızın rüzgarları çarpıştığında, toz bulutları oluşur ve yıldızların yörünge hareketi bu tozu sarmal bir girdaba dönüştürür.

Apophis'in başlangıçta bu tür zarif, sarmal bulutsulara benzemesi bekleniyordu. Ancak yeni veriler, bu sistemin sadece güçlü bir yıldızın zayıf bir yoldaşını itmesiyle oluşmadığını gösteriyor. Apophis, aslında birbirine neredeyse eşit güçte rüzgarlar üreten iki Wolf-Rayet yıldızından oluşuyor. Bu durum, tozun çok daha geniş bir koni şeklinde yayılmasına ve rüzgar torbası benzeri bir şekil almasına neden oluyor.

İlk olarak 2018'de incelenen Apophis sisteminde, daha uzakta üçüncü bir yıldızın varlığı da speküle edilmişti. Yeni ve çok daha ayrıntılı JWST verileri, bu teoriyi doğrulayarak, dışarıya doğru daha soğuk ve daha soluk, mükemmel bir şekilde eşit aralıklarla dizilmiş üç ek toz kabuğunu ortaya çıkarıyor.

Yeni Veriler, Yeni Bilgiler

JWST verileri artık iki farklı bilimsel makalede yayımlanmış ve yorumlanmıştır. Bu makalelerden biri, bulutsunun tozunun nasıl soğuduğunu, arka plan tozunun ön plandaki yıldızlarla nasıl ilişkilendirildiğini ve yıldızların Dünya'dan beklenenden daha uzakta olduğunu öne sürüyor. Bu da onların olağanüstü parlak olduğunu gösterse de, ilk bulgular hakkındaki iddiaları zayıflatıyor.

Diğer makalede ise, bulutsunun şekli için hızlı bir bilgisayar modeli geliştiriliyor ve bu model kullanılarak içteki yıldızların yörüngesi hassas bir şekilde çözülüyor. Bu çalışmada, toz kabuklarından dışarı doğru bir "ısırık" olduğu fark ediliyor ve bu ısırığın tam olarak üçüncü yıldızın rüzgarının bu kabukları etkilediği yer olduğu belirtiliyor. Bu, Apophis ailesinin sadece ikizlerden değil, üçüncü bir kardeşten de oluştuğunu kanıtlıyor.

Apophis gibi sistemleri anlamak, yıldızların ölümlerini ve karbon tozunun kökenlerini daha iyi kavramamıza yardımcı oluyor. Ancak bu sistemlerin, basit geometrilerinden ortaya çıkan büyüleyici bir güzelliği de mevcut. Yıldızların ölüm şiddetinin yarattığı bulmacaları çözmek, bilimsel bir keyif sunuyor.

Önceki Haber
Gökyüzü Şöleni Başlıyor: Mars ve Hilal Ay Yan Yana, Bol Yıldız Yağmuru!
Sıradaki Haber
OpenAI de Elon Musk'u Takip Ediyor: İlk 'Stargate' Veri Merkezi İçin Gaz Türbinleri Geliyor!

Benzer Haberler: