Bilim insanları, yaşam süremizi uzatmak ve bu süreyi daha sağlıklı geçirmemizi sağlamak için yeni yollar aramaya devam ediyor. Bu alandaki dikkat çekici yeni bir gelişme, yaşlanma üzerine yapılan çalışmalarda sıklıkla kullanılan Schizosaccharomyces pombe (bir tür maya) üzerindeki deneylerden geldi.
Londra Kraliçe Mary Üniversitesi'nden araştırmacılar, daha önce hücre ve kemirgenlerin yaşam süresini uzattığı bilinen immünsüpresif ilaç rapamisin'den yola çıkarak Rapalink-1 adında yeni bir ilaç üzerinde testler yürüttü. Yapılan yeni testlerde Rapalink-1'in, mayaların yaşam süresini rapamisin ile benzer bir dereceye kadar uzattığı gözlemlendi.
Dahası, moleküler analizler ilacın, bağırsak bakterileri tarafından üretilen agmatin adlı bileşiği çeşitli diğer kimyasallara dönüştüren enzimlerin üretimini artırdığını ortaya koydu. Önceki çalışmalar, agmatinin bu mikroorganizmaların konağının yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyordu. Mevcut testler ise bu bileşiğin dönüşümünün dolaylı olarak yaşlanmayla ilişkili genleri de etkilediğini ve Rapalink-1'in etkinliğinin nedenlerinden biri olduğunu gösterdi.
Bilimsel detaylar teknik olsa da, bu bulgunun önemi büyük: Bilim insanlarına, maya hücrelerinin yaşam süresinin nasıl uzatılabileceğine dair daha net bir ipucu veriyor ve bu yöntemin insan hücreleri için de geçerli olabileceği ihtimalini ortaya koyuyor.
Araştırmacılar, agmatinazların sağlıklı yaşlanma için gerekli olduğunu göstererek, TOR (Rapamisin Hedefi) üzerinde yeni bir metabolik kontrol katmanı keşfettiklerini ve bunun insanlarda da korunmuş olabileceğini belirtiyor. Agmatinin diyet ve bağırsak mikrobiyotası tarafından üretilmesi göz önüne alındığında, bu çalışmanın beslenme ve mikrobiyotanın yaşlanmayı nasıl etkilediğini açıklamaya yardımcı olabileceği düşünülüyor.
Hem Rapalink-1 hem de rapamisin, hücre yaşlanması ve hastalıklarla olan bağlantısı daha önce maya, yuvarlak kurt, sinek ve farelerde belirlenmiş olan Hedef Rapamisin (TOR) adlı biyolojik bir yol üzerinden etki gösteriyor. İnsanlarda da buna benzer bir yol bulunuyor.
Yeni çalışmanın bir diğer önemli bulgusu ise Rapalink-1'in, hücre büyümesinden sorumlu TOR yolu parçası olan TORC1 üzerinden çalıştığı oldu. Rapalink-1, TORC1'i yavaşlatarak hücrelerin daha yavaş büyümesini ancak daha uzun süre yaşamasını sağlıyor. Araştırmacılar, TORC1 aktivitesinin nasıl ayarlandığını anlamanın, normal yaşlanma ve kanser gibi patolojik durumlarda faydalı olabileceğini ifade ediyor.
Yakın gelecekte mucizevi bir uzun ömür ilacı beklememek gerekse de, bu keşifler vücudumuzun zamanla yıpranıp enerji kaybettiği son derece karmaşık bir süreç olan yaşlanmayı daha iyi anlamamıza olanak tanıyor. Vücudumuzun yıpranması, Alzheimer'dan artrite kadar birçok hastalığın riskini artırıyor ve Rapalink-1 gibi ilaçlar gelecekte bu rahatsızlıkları daha uzun süre uzak tutmaya yardımcı olabilir. Rapalink-1 hali hazırda kanser tümörleriyle mücadele ve transplantasyon sonuçlarını iyileştirme yollarında deneniyor.
Ancak araştırmacılar, bu çalışmanın henüz erken aşamalarda olduğunu ve agmatin takviyelerinin - ki bunlar daha önceki çalışmalara dayanarak iyi sağlığı teşvik etmek amacıyla satılıyor - yine de dikkatli kullanılması gerektiğini vurguluyor. Araştırmacılar, agmatin takviyesinin yalnızca belirli metabolik yollar sağlam olduğunda büyüme için faydalı olabileceğini, her zaman faydalı etkiler yaratmadığını ve bazı patolojilere katkıda bulunabileceğini belirtiyor.
Bu araştırma, Communications Biology adlı yayında yayımlanmıştır.