Bilim insanları, yaşlanmayla birlikte kronik iltihaplanmaya katkıda bulunabilecek önemli bir moleküler süreci ortaya çıkardı. Eğer bu süreç doğru bir şekilde hedeflenebilirse, ilerleyen yaşlarda daha sağlıklı kalmanın yolları açılabilir.
Keşfin merkezinde, hücrelerimizin enerji santralleri olan mitokondrilerde bulunan eşsiz DNA dizileri yer alıyor. Mitokondriler, 'mtDNA' olarak adlandırılan bu DNA'ları sitoplazmaya atarak iltihaplanmaya neden olabiliyor. Ancak bu durumun tam olarak nasıl veya neden meydana geldiği uzun zamandır tam anlaşılamamıştı.
Bu çalışmada, Almanya'daki Max Planck Yaşlanma Biyolojisi Enstitüsü'nden bir ekip tarafından yürütülen araştırmacılar, insan ve hayvan doku örneklerini analiz etti. Bu analizlerde, yaşlanma ve hastalık modelleri için genetik olarak tasarlanmış fareler kullanıldı.
Araştırmacılar, mtDNA'nın replikasyon için yeterli DNA yapı taşı (deoksiribonükleotitler) bulamadığında, bunun yerine RNA yapı taşlarını (ribonükleotitler) aldığını tespit etti. Bu yapısal hata, mtDNA'da kararsızlığa yol açarak mitokondri organelinden atılmasına neden oluyor.
Max Planck Yaşlanma Biyolojisi Enstitüsü'nden moleküler biyolog Thomas Langer, bulgularının metabolik bozuklukların nasıl yaşlanmış doku ve yaşlanan hücrelerde iltihaplanmaya yol açabileceğini moleküler düzeyde açıkladığını ve olası müdahaleler için yeni stratejiler sunduğunu belirtiyor.
Önceki araştırmalar, yaşlandıkça deoksiribonükleotitlerin azaldığını, yani yaşlı hücrelerde ve işlevini yitirmiş kabul edilen yaşlanan dokularda daha az genetik yapı taşı bulunduğunu göstermişti. Bu son çalışma ise, bu yapı taşlarının eksikliğinin mtDNA'nın bunun yerine ribonükleotitleri almasına neden olduğunu ve bu durumun mitokondrilerin bu molekülün 'kusurlu' kopyalarını reddetmesinin nedeni olabileceğini ortaya koyuyor.
Bu reddedilme süreci, yaşlanmayla birlikte gelen iltihaplanmanın ve bazı kanser türlerinden Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara kadar uzanan olumsuz sağlık sonuçlarının önemli nedenlerinden biri olabilir.
Araştırmacılar, yayımladıkları makalede, bu tepkinin patojenlere karşı koruma sağladığını ancak aynı zamanda otoimmün ve iltihaplı hastalıkları da teşvik edebileceğini ve yaşlanmaya katkıda bulunabileceğini belirtiyorlar.
Bu tür iltihaplanmanın normal yaşlanma sürecinde ne kadar gerçekleştiği veya belirli koşullar altında ortaya çıkıp çıkmadığı henüz belirlenmemiş durumda.
İnsanlar her zamankinden daha uzun yaşıyor ve bu durum vücudumuzdaki tüm biyolojik makinelerin aşırı mesai yapması anlamına geliyor. Yıllar geçtikçe stres, hasar ve iltihaplanma birikerek kötü sağlığa yol açıyor.
Eğer bu hasarı nasıl azaltacağımızı daha iyi anlarsak – örneğin mtDNA'nın replikasyon sırasında bu özel hataları yapmasını nasıl engelleyeceğimizi – o zaman yaşlılıkta hücrelerimizi daha iyi durumda tutmanın yollarını geliştirmeye doğru ilerliyor olabiliriz.
Max Planck Yaşlanma Biyolojisi Enstitüsü'nden moleküler biyolog Dusanka Milenkovic, bazı mitokondriyal hastalıklar için zaten DNA yapı taşlarının uygulandığı bir tedavi olduğunu söylüyor. Ancak bunun yaşla daha sık görülen iltihaplanmayı da hafifletip hafifletemeyeceği henüz bilinmiyor ve bunu test etmek ilginç olacaktır.
Araştırma Nature dergisinde yayımlanmıştır.