Ara

Hubble ve James Webb Tehlikede mi? ABD’den Gelen Bütçe Kesintileri Uzay Bilimini Vuruyor

Amerika Birleşik Devletleri'nde gündeme gelen 2026 mali yılı bütçe taslağı, ülkenin bilimsel altyapısını derinden sarsacak potansiyele sahip. Özellikle NASA'nın bilimsel araştırma fonlarında yaklaşık yarı yarıya kesinti öngören bu taslak, bilim dünyasında büyük endişe yaratıyor. Eğer bu bütçe Kongre'den geçerse, birçok devam eden ve geliştirilmekte olan uzay görevinin iptal edilmesi, önemli işten çıkarmaların yaşanması ve bazı astronomi tesislerinin kapanmak zorunda kalması bekleniyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan bilim insanları, bu kesintilerin bilimin hemen her alanını hedef aldığını ve özellikle astrofizik araştırmalarının büyük darbe alacağını belirtiyor. Bu durum, hepimizin yakından tanıdığı ve hayranlıkla takip ettiği iki ikonik uzay teleskobu olan Hubble Uzay Teleskobu (HST) ve James Webb Uzay Teleskobu (JWST) için ne anlama geliyor sorusunu akıllara getiriyor.

Kısa vadede bakıldığında, bütçe taslağının ne James Webb'i ne de Hubble'ı tamamen iptal etmediği görülüyor. Hatta bu iki teleskop için önerilen kesintiler, Juno uzay aracı gibi tamamen listeden çıkarılacak diğer projelere kıyasla nispeten daha mütevazı. Ancak yine de etkileri ciddi olacak.

Örneğin, James Webb Uzay Teleskobu'nun fonu 2024'teki 187 milyon dolardan, 2026 için 140 milyon dolara düşecek. Hubble'ın fonu ise 2024'teki 93.3 milyon dolardan 2026'da 85 milyon dolara inecek. Bu azalmaların her ikisi de, uzayın muhteşem görüntülerini bizlere ulaştıran bu kozmik gözlemcilerin çalışmalarını olumsuz etkileyecek.

Daha Az Para, Daha Az Yıldız Gözlemi

James Webb Uzay Teleskobu'na gelince, 10 milyar dolarlık bu dev teleskop için operasyonel maliyetlerde %25 ila %35 oranında bir azalma yaşanabilir. Uzmanlar, Webb'in operasyon maliyetlerinin 2011'de belirlendiğini ve o dönemde bazı iyimser tahminlerin yapıldığını, ayrıca enflasyonun da bu maliyetleri artırdığını ifade ediyor. 2022 ortalarından bu yana kozmosu gözlemlemeye başlamasından bu yana Webb'e olan talebin sürekli arttığı düşünüldüğünde, bu destek şu an her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuluyor.

Hubble için ise durum biraz daha farklı. Son 10 yıldır bütçesi sabit kalan Hubble, enflasyon nedeniyle aslında harcama gücünün yaklaşık %30'unu şimdiden kaybetmiş durumda. Bu durum, bütçenin daha da kesilmesi halinde yapılabilecek işlerin kısıtlanacağı anlamına geliyor. Geçtiğimiz yıl bile, Hubble'ın bütçesinde %10'luk bir kesinti olasılığı tartışılmıştı. Teleskobun yörüngesi yıllar geçtikçe doğal olarak alçalıyor olsa da, mevcut tahminler Hubble'ın 2030'lu yılların başlarına kadar harika astrofizik verileri üretme olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor.

Ancak önerilen kesintilerle birlikte, Hubble'ın bazı araçları çevrimiçi kalabilse bile 'desteksiz' kalabilir. Teleskobun ekibi, mevcut durumda Hubble'ın mümkün olduğunca fazla destek almasını sağlamak için 'kapanış' niteliğinde çalışmalar yürütüyor olsa da, belirli enstrümanları kullanırken bilim camiasının 'kendi kendine destek' sağlamasına güvenmek zorunda kalacaklar.

Bilim insanları, bu duruma karşı çıkmanın ve NASA'nın bilimsel liderliğinin önemini temsilcilere vurgulamanın kendilerine düştüğünü belirtiyor. Hatta bilimin bir ülkeyi daha güvenli, güçlü ve müreffeh hale getirdiğini dile getirmenin önemine dikkat çekiyorlar. Birçok bilim insanının kurumları tarafından misilleme korkusuyla konuşmamaları yönünde baskı gördüğü bir ortamda, bu çağrıların önemi daha da artıyor.

Hibeler, Teleskop Sinerjisi ve Bilimin Geleceği

Bilim insanları için 2026 bütçe taslağının en ciddi sonuçlarından biri, hibe fonlarında yapılacak önemli kesintilerle ilgili. Uzayda işleyen bir teleskopa sahip olmak harika olsa da, eğer bilim insanları o teleskop için talimatlar oluşturamazsa, bu teleskop pek de işe yaramaz. Ve bu talimatlar, hibe fonlarıyla desteklenen bilimsel çalışmalardan doğuyor.

Ayrıca, astronomi veri arşivi olan MAST'a (Multimission Archive at STScI) daha az para ayrılacağı ve genel hibe fonlarının azalacağı belirtiliyor. Bu durum, bilimsel çalışmaların genelini etkileyecek ve henüz net bir planlama olmasa da, bilim camiası gelişmelerden haberdar edilecek.

Hubble ve James Webb biliminin kamuoyuna duyurulmasının önemi de kesintilerden etkilenen bir başka alan. Bilimsel kurumların medya ile iletişimi — NASA ve benzeri kurumlar bu alanda da kesintilerle karşılaşanlar arasında — gazetecilerin araştırmaların zaman çizelgeleri, sonuçları ve karşılaşılan zorluklar hakkında bilgi edinmesini sağlıyor. Bu sayede kamuoyuna bilimsel gelişmeler daha iyi anlatılabiliyor. Bu, bilimsel sürecin temel bir yönü olarak kabul ediliyor; vergi mükelleflerinin harcamaların nereye gittiğini ve neler başarıldığını bilmelerini sağlıyor.

Bilimin temel amaçlarından birinin insanlığın bilgi ve potansiyelini ilerletmek olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Bu hedefe ulaşmayı sağlayan keşiflerin insanlık tarafından bilinmesi de bu yüzden hayati. Ancak o zaman bilimsel gözlemler diğer disiplinlerde çığır açabilir, yeni nesil bilim insanlarını yetiştirebilir ve bilim insanlarının kendilerine ilham veren sanat eserleri ortaya çıkarabilir.

Bu bağlamda, Uzayda Öğrenim Evreni (Universe of Learning) gibi projelerin de kesintilerden etkileneceği belirtiliyor. Müzeler ve planetaryumlar için materyaller sağlayan bu konsorsiyumun hibesi bu yılın sonunda bitiyor ve yenilenmiyor. Bu tür platformlar, bilimsel araştırmalar ile kamuoyu arasındaki bağı güçlendirmede kritik rol oynuyor.

Hem James Webb hem de Hubble, bilimsel araştırmalar ve kamuoyu tartışmaları arasındaki bağı güçlendirme konusunda adeta birer ustalar. Her ikisi de, hayal bile edilemez evreni biraz daha anlaşılır ve somut hale getiren, bir zamanlar fanteziyle sınırlı kavramları normalleştiren görsel harikalar yaratabiliyor.

Uzmanlar, Hubble'ın morötesi (UV) dalga boylarında yaptığı çalışmalar ile Webb'in yakın-kızılötesi dalga boylarında yaptığı çalışmalar arasında güçlü bir sinerji olduğunu vurguluyor. James Webb sayesinde 13 milyar yıldan daha önce, evrenin henüz bebeklik döneminde var olan kızıl kaymalı 13 galaksiyi (redshift 13) bile görebiliyor olmamız, bu teleskopların gücünü açıkça ortaya koyuyor.

Örneğin, 'Rocky World' projesi, James Webb ve Hubble'ın en iyi yönlerini bir araya getiriyor. Bu heyecan verici program, Samanyolu'ndaki en yaygın yıldızlar olan kırmızı cüceler etrafında dönen M-cüce gezegenlerin yaşam belirtileri aramak için iyi bir yer olup olmadığını bize söyleme konusunda gerçekten iyi bir şansa sahip. Ayrıca, James Webb ve Hubble'ın Chandra X-ışını teleskobuyla bir araya geldiğinde ne kadar mükemmel sonuçlar alınabildiği de belirtiliyor. Chandra da, Trump'ın 2026 mali yılı bütçe önerisinde 2024'teki 70 milyon dolarlık tahsisattan 2026 için 0 dolara düşürülecek kritik bir NASA tesisi.

NASA'nın bir sonraki büyük hedefi olan 'Yaşanabilir Dünyalar Gözlemevi' (Habitable Worlds Observatory) ya da 'Hubble 2.0' olarak da bilinen proje, bütçe taslağında tamamen çıkarılmamış, ancak ciddi şekilde azaltılmış olsa da hala listede yer alıyor. Bu durum, geleceğe yönelik umut veren projelerin tamamen rafa kalkmaması adına sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Önceki Haber
7000 mAh Yetmiyor! Telefon Bataryaları Şekil ve Malzeme Değiştiriyor
Sıradaki Haber
Manyetik Bantlara Veda: 50 Yıl Ömürlü, 200 TB Holografik Depolama Çağı Başlıyor!

Benzer Haberler: