Son dönemde hipersonik testlerde önemli gelişmeler yaşanıyor. Ses hızının kat kat üzerinde uçabilen bu sistemler, özellikle askeri alanda büyük ilgi görüyor. Hipersonik silahların geliştirilmesi ve bunlara karşı savunma sistemlerinin oluşturulması konusundaki küresel rekabet giderek artıyor. Çin ve Rusya halihazırda hipersonik silahları operasyonel hale getirdiğini iddia ederken, ABD de kendi savaş birimlerine hipersonik füzeler yerleştirmeye hazırlanıyor.
Bu yoğun ilgi, havacılık ve uzay şirketleri için de yeni iş fırsatları yaratıyor. Bazı firmalar, geleneksel uzay fırlatma pazarındaki dinamikler veya bu yeni alana duyulan güven nedeniyle tamamen hipersonik sistemlere odaklanıyor. Bu stratejik yönelimin gelecekteki başarısını görmek merak uyandırıcı.
Bu alandaki en dikkat çekici adımlardan biri de Stratolaunch firmasından geldi. Şirket, dünyanın en büyük uçağı olarak bilinen özel tasarımlı taşıyıcı uçağını kullanarak, yeniden kullanılabilir hipersonik aracı Talon-A'yı başarıyla test etti. Son beş ayda Pasifik Okyanusu üzerinde iki kez uçurulan Talon-A, ses hızının beş katından (Mach 5+) daha yüksek bir hıza ulaştı ve ardından Kaliforniya'daki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü'ne otonom olarak iniş yaptı.
Aynı Talon-A aracı her iki uçuşta da kullanılarak yeniden kullanılabilirliği kanıtlanmış oldu. Bu özellik, aracı rakiplerinden ayırıyor ve maliyet etkinliği açısından önemli bir potansiyel sunuyor. Şirket yetkilileri, yıl sonuna kadar aylık uçuş denemeleri yapmayı hedeflediklerini belirtti.
Bu test, ABD'de yeniden kullanılabilir bir hipersonik roket uçağının, 60 yıl önce yüksek irtifa ve yüksek hız uçuşlarında sınırları zorlayan ikonik X-15 uçağının son uçuşundan bu yana ilk kez başarıyla operasyonel bir şekilde test edildiği anlamına geliyor. Tıpkı Talon-A gibi, X-15 de bir taşıyıcı jetten serbest bırakılıp roket motoruyla yükseliyordu. Ancak X-15'in kokpitinde bir pilot varken, Talon-A tamamen bilgisayar kontrollü, yani otonom olarak uçuyor.
Stratolaunch, ABD ordusunun gelecekteki hipersonik silahlar ve ilgili teknolojiler için test platformları geliştirme programına katılan kilit şirketlerden biri. Otonom uçuş yeteneği, modern hipersonik sistemlerin sergilediği, insan pilotların dayanma sınırlarının ötesindeki aşırı manevraları gerçekleştirebilmesi açısından kritik önem taşıyor.
