Ara

Hayatın Yapı Taşları Yeni Bir Yıldızın Etrafında Keşfedildi!

Yeni doğan bir yıldızı çevreleyen toz ve gaz diskinde, ilk kez şekerlerin ve amino asitlerin öncülü olabilecek moleküller tespit edildi. Bu keşif, evrendeki karmaşık yaşamın, gezegenler oluşmadan hatta yıldızlar oluşmadan önceki uzay kimyasından nasıl başladığına dair bir pencere aralıyor.

Bilim insanları, elde ettikleri sonuçların, yıldızların oluşum evresindeki disklerin daha önceki aşamalardan karmaşık molekülleri miras aldığını ve bu karmaşık molekül oluşumunun, oluşum diskleri aşamasında da devam edebileceğini gösterdiğini belirtiyorlar.

Yıldızlar ve gezegenler, galaksilerde dolaşan soğuk moleküler gaz ve toz bulutlarından doğar. Bir gaz yumağı yeterince yoğunlaştığında, kendi yerçekimi etkisiyle çökmeye başlayarak dönen yoğun bir kütle oluşturur. Yeni oluşan güneş büyüdükçe, buluttan madde düşmeye devam eder. Bu sırada oluşan açısal momentum, çevredeki tozun bir disk şeklinde düzenlenmesine neden olur ve bu disk, yıldızın içine doğru akarak onu besler.

Nihayetinde, yıldız rüzgarları ve radyasyon basıncı, maddeyi yerçekiminden uzaklaştıracaktır. Diskten geriye kalanlar ise gezegenlerin oluştuğu malzemedir. Yani bir nevi, yıldız kalıntılarından yapılmış durumdayız.

Bu oluşum sürecinde yer alanlar ve henüz tam olarak şekillenmemiş genç bir yıldızın şiddetli patlamaları, protoplaneter disklerdeki biyomoleküllerin hayatta kalması için bir engel olarak görülüyordu. Bu nedenle, gezegen oluşumuna katkıda bulunan herhangi bir biyomolekülün, yıldızın yıkıcı etkileri sona erdikten sonra oluşmuş olması gerektiği teorik olarak düşünülüyordu.

Ancak şimdi, yaklaşık 1350 ışık yılı uzaklıkta, hala yıkıcı aşamasında olan bir protostar olan V883 Orionis'i inceleyen bir ekip, Şili'deki Atacama Büyük Milimetre/altmilimetre Dizisi (ALMA) teleskobunu kullanarak en az 17 karmaşık organik molekülün varlığına dair kanıtlar buldu.

Bu moleküller arasında etilen glikol (daha karmaşık moleküllerin oluşabileceği basit bir şeker alkolü) ve glikolnitril (amino asitler glisin ve alanin ile nükleobaz adenin'in öncülü) bulunuyor. Bu moleküllerin, patlayan bir protostar'ın protoplaneter diskinde bulunması, bunların moleküler buluttan miras alındığını ve yıldızlararası bulutlar ile tam olarak gelişmiş gezegen sistemleri arasındaki kimyasal bir evrimsel boşluğu doldurduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar, bu moleküllerin çok soğuk koşullar altında oluştuğuna inanıyor. Moleküllerin, buluttaki buz tanecikleri üzerinde oluştuğu ve daha sonra bu taneciklerin birleşerek molekülleri içine hapsettiği buzlu nesneleri oluşturduğu düşünülüyor. Bebek yıldız büyüdükçe, artan ısısı buzu süblimleştirerek içindeki molekülleri serbest bırakmış ve moleküller diskte dağılarak ALMA tarafından tespit edilebilecekleri bir iz bırakmış.

Buna rağmen, sinyal zayıf kalmış ve daha uzun dalga boylarında daha yüksek çözünürlüklü gözlemler gerektirecek. Bu gözlemler, araştırmacıların zaten bulduğu molekülleri doğrulamakla kalmayacak, aynı zamanda yenilerini de tanımlayacak. Araştırmacılar özellikle nitrojen içeren molekülleri bulmayı merak ediyorlar, çünkü ALMA verilerinde bu tür moleküllerin sayısı ilginç bir şekilde düşüktü.

Bilim insanları, daha gelişmiş molekülleri bulmak için elektromanyetik spektrumun diğer bölgelerine de bakmak gerekebileceğini ve daha fazla keşif yapma potansiyelinin heyecan verici olduğunu belirtiyorlar.

Önceki Haber
NVIDIA Blackwell GPU, Yapay Zeka Çıkarımında Rakipsiz Performansıyla Liderliğini Sağlamlaştırıyor: GB200 Çiplerinde Kar Marjları Yüzde 78'e Ulaşıyor
Sıradaki Haber
Apple Watch'ta Radikal Değişiklik Kapıda: 2026'da 8 Sensörlü Cihaz Geliyor!

Benzer Haberler: