Dünyanın en gelişmiş savaş uçakları 'beşinci nesil' olarak adlandırılıyor. Bunlar, 21. yüzyılın ilk yarısında geliştirilen teknolojileri içeriyor. Beşinci nesil savaş uçaklarına örnek olarak Amerika'nın F-35 Lightning II ve F-22 Raptor, Çin'in Chengdu J-20 ve Rusya'nın Sukhoi SU-57 modelleri gösterilebilir.
Ancak günümüzde ülkeler, altıncı nesil savaş jetleri üzerinde çalışmalara hız verdi. Son aylarda Çin, J36 ve J50 prototip jetlerini uçurdu. ABD ise F-47 adı verilen yeni bir savaş uçağı inşa etmesi için Boeing'i seçti.
Önceki nesillerde olduğu gibi, altıncı nesil de uçak tasarımında, üzerindeki elektronik sistemlerde (aviyonik) ve silah sistemlerinde büyük ilerlemeler içerecek.
Peki yeni nesil jetler, önceki nesilden nasıl ayrışacak? Geleceğin savaş jetleri, maksimum hızda veya uçuş performansında dramatik artışlar görmeyecek. Bunun yerine, asıl yenilikler bu sistemlerin nasıl çalıştığında ve hava muharebesinde nasıl üstünlük sağladığında yatacak.
Beşinci nesil gibi, altıncı nesil de 'hayalet teknolojisi'nin hakimiyetinde olacak. Bu teknoloji, savaş jetlerinin kızılötesi ve radar sensörleri tarafından tespit edilme olasılığını azaltmaya yardımcı oluyor. Öyle ki, imzaları nihayet algılandığında, rakibin tepki vermek için zamanı kalmıyor.
Hayalet teknolojisi, gövdenin belirli şekilleri (elmas şekilleri gibi) ve uçağın üzerindeki radar emici malzemeler adı verilen kaplamalar aracılığıyla elde ediliyor. Gövde, bir uçağın temel yapısal çerçevesini oluşturur; gövdeyi, kanatları, kuyruk grubunu ve iniş takımını kapsar.
Beşinci nesil jetleri halihazırda karakterize eden elmas benzeri şekillerin, gelecek nesil savaş uçaklarında da kalması ancak evrimleşmesi muhtemeldir.
Görmemiz muhtemel ortak bir özellik, uçağın arkasındaki dikey kuyrukların ve onların kontrol yüzeylerinin azaltılması veya tamamen kaldırılmasıdır. Mevcut uçaklarda bu kuyruklar, uçuş sırasında yön stabilitesi ve kontrolü sağlayarak uçağın rotasını korumasına ve manevra yapmasına olanak tanır.
Ancak altıncı nesil jetler, itki yönlendirme (motorların ve dolayısıyla itkinin yönünü manipüle etme yeteneği) yardımıyla bu kontrolü sağlayabilir. Dikey kuyrukların rolü, akışkan aktüatörler adı verilen cihazlarla da kısmen değiştirilebilir. Bu cihazlar, kanadın farklı kısımlarına yüksek hızlı ve yüksek basınçlı hava üfleyerek kanada kuvvet uygular.
Dikey kuyrukların kaldırılması, savaş uçağının hayalet özelliğine katkıda bulunacaktır. Yeni nesil savaş uçaklarında, gelişmiş yeteneklere sahip yeni radar emici malzemelerin kullanılması da muhtemeldir.
Altıncı nesil savaş uçaklarında 'uyarlanabilir döngü motorları' olarak bilinen motorların tanıtımını göreceğiz. Bu motorlar, motorun içinden geçen hava akışlarını ifade eden 'üç akışlı' bir tasarıma sahip olacak. Mevcut jetlerde iki hava akışı bulunur: biri motorun çekirdeğinden geçer, diğeri ise çekirdeği atlar.
Üçüncü bir akışın geliştirilmesi, motorun yakıt verimliliğini ve performansını artırmak için ek bir hava akışı kaynağı sağlar. Bu, hem süpersonik hızda verimli bir şekilde seyretme yeteneğine hem de muharebe sırasında yüksek itki sağlama kabiliyetine olanak tanıyacak.
Çin ve ABD'nin, farklı gövdelere sahip iki ayrı savaş uçağı inşa etmesi muhtemeldir. Biri, Pasifik Okyanusu bölgesi gibi bir alanda kullanılmak üzere tasarlanmış daha büyük bir gövdeye sahip olacaktır. Burada, mesafeler nedeniyle daha uzağa uçabilme ve daha ağır yük taşıyabilme yeteneği anahtar olacaktır. Bu bölge için tasarlanan gövdeler bu nedenle daha büyük olacaktır.
Daha küçük bir gövdeye sahip başka bir savaş jeti, çevikliğin ve manevra kabiliyetinin daha önemli olacağı Avrupa gibi bölgelerde kullanılmak üzere tasarlanacaktır.
Gelecek nesil jetler, kokpitte diğer uçaklardan, yer gözetleme istasyonlarından ve uydulardan çok sayıda bilgi toplayan bir sisteme sahip olacak. Daha sonra bu veriyi birleştirerek pilota gelişmiş bir durumsal farkındalık sağlayacaktır. Bu sistem, düşman sensörlerini aktif olarak karıştırma yeteneğine de sahip olacaktır.
Diğer önemli bir özellik, İHA (İnsansız Hava Aracı) biçimi olan 'insansız muharebe hava araçları'nın (UCAV) konuşlandırılması olacaktır. Pilotlu savaş jeti, görevde yardımcı olacak, hatta pilotlu savaş uçağını koruyacak sadık kanat adamlarından daha ucuz, pilotsuz savaş jetlerine kadar çeşitli İHA'ları kontrol edebilecektir.
Tüm bunlar, gelişmiş dijital kokpit adı verilen, yazılım tabanlı bir sistemin sorumluluğunda olacak. Bu sistem, sanal gerçekliği kullanacak ve pilotun etkili bir şekilde bir 'muharebe yöneticisi' olmasını sağlayacak. Yapay zeka (YZ), dronlar için destek sistemlerinin önemli bir özelliği olacak. Bu, onların tam otonomi ile kontrol edilmesine olanak tanıyacak. Pilot ana görevi (örneğin, 'şu sektördeki düşman jetine saldır') atayacak ve sistem, başka hiçbir giriş gerektirmeden görevi yerine getirecek.
Başka bir ilerleme de silah sistemlerinde olacak. Sadece hipersonik hızlarda seyahat edebilen değil, aynı zamanda hayalet özelliklerini de içerecek füze sistemleri benimsenecek. Bu, düşman kuvvetlerinin tepki sürelerini daha da azaltacaktır. Lazer silahları gibi yönlendirilmiş enerji silah sistemleri, bu teknoloji üzerinde çalışıldığı için daha sonraki aşamalarda potansiyel olarak ortaya çıkabilir.
Amerika'nın altıncı nesil savaş uçağı programı kapsamında, ABD Donanması, F-47'yi tamamlayacak F/A-XX adlı ayrı bir jet üzerinde çalışıyor.
Birleşik Krallık, İtalya ve Japonya da Küresel Muharebe Hava Programı (GCAP) olarak bilinen bir jet projesi üzerinde çalışıyor. Bu, Birleşik Krallık ve İtalya hizmetindeki Eurofighter Typhoon ile Japonya hizmetindeki Mitsubishi F-2'nin yerini alacak.
Almanya, İspanya ve Fransa, Gelecek Muharebe Hava Sistemi (FCAS) adlı bir savaş uçağı programı üzerinde çalışıyor. Bu, Almanya ve İspanya'nın Typhoon'larının ve Fransa'nın Rafale'lerinin yerini alabilir.
Altıncı nesil savaş jetleri için yol çizilmiş gibi görünse de, belirsizlikler devam ediyor. Tanımlanan özelliklerin bazılarının fizibilitesi, geliştirme süreleri ve maliyetleri henüz tam olarak tanımlanmadı. Beşinci nesil savaş jetleri için bu süre on yıldan fazlaydı ve altıncı nesil, gereksinimler ve yetenek açısından çok daha karmaşık olacak.
Yeni bir nesil savaş jetinin yaklaşık 30 yıl boyunca aktif görevde kalması bekleniyor. Ancak dünya genelinde savaş hızla evrimleşiyor. Bugün belirlediğimiz tasarım gereksinimlerinin önümüzdeki yıllarda da geçerliliğini koruyup korumayacağı belirsizliğini koruyor.