Hastanelerde yaygın olarak enfeksiyonlara yol açan ve 'süper bakteri' olarak bilinen bir mikroorganizmanın, tıbbi müdahalelerde kullanılan plastikleri sindirebildiği ortaya çıktı. Alanında bir ilk olan bu araştırma, söz konusu bakteriyi potansiyel olarak daha tehlikeli hale getirebilir.
Bahsedilen bakteri türü, Pseudomonas aeruginosa olarak adlandırılıyor. Genellikle hastane ortamlarında bulunan bu bakteri, akciğerlerde, idrar yollarında ve kanda potansiyel olarak ölümcül enfeksiyonlara neden olabiliyor.
Bilim insanları, bir hastanın yarasından alınan bu bakterinin bir türünü analiz ettiler. Araştırmalar, bakterinin yüzeylerde ve hastalarda daha uzun süre kalmasını sağlayabilecek şaşırtıcı bir yeteneğini ortaya koydu: stentler, dikişler ve implantlar gibi tıbbi cihazlarda kullanılan biyolojik olarak parçalanabilen plastikleri parçalayabilmesi. Araştırmacılar bulgularını bilimsel bir dergide yayımladılar.
Araştırmacılar, bu keşfin, hastane ortamında patojenlerin nasıl var olduğunu yeniden düşünmemiz gerektiği anlamına geldiğini belirtiyor. Plastikler, tıbbi yüzeyler de dahil olmak üzere, bu bakteriler için potansiyel bir gıda kaynağı olabilir. Bu yeteneğe sahip patojenler hastane ortamında daha uzun süre hayatta kalabilir. Ayrıca, plastik içeren herhangi bir tıbbi cihaz veya tedavinin bakteri tarafından parçalanmaya karşı hassas olabileceği anlamına geliyor.
Laboratuvar ortamında yapılan bu çalışma, plastik yeme yeteneğinin gerçekçi hastane ortamlarında bakteriyi nasıl etkilediğini daha iyi anlamak için ileri araştırmalara ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Hastanelerde, hastaların ve tıbbi cihazların bakterilere maruz kalmasını önlemeye yardımcı olmak için özel temizlik protokolleri uygulanmaktadır.
P. aeruginosa'nın, insanların yoğun nüfuslu alanlarda yaşamaya başlaması ve özellikle hava kirliliği nedeniyle akciğerleri zayıflayan kişiler arasında hızla evrimleşerek insanları enfekte etmeye başladığı düşünülüyor.
O zamandan beri, bakterinin birçok türü çok çeşitli antibiyotiklere direnç kazandı. Bu dirençli mikroplar, kateterleri ve ventilasyon cihazlarını kontamine edebilir, bu da P. aeruginosa'yı, özellikle savunmasız hastalar arasında, hastane kaynaklı enfeksiyonların yaygın bir nedeni haline getirir. P. aeruginosa, dünya genelinde yılda yaklaşık 559.000 ölümle ilişkilendirilmektedir ve bunların çoğu antimikrobiyal dirençle bağlantılıdır.
Ancak bakterinin görünüşte steril hastane ortamlarında nasıl bu kadar iyi gelişebildiği belirsizliğini koruyordu.
Araştırmacılar, bu durumu araştırmak için bir hastanın yarasından bir örnek aldılar ve analiz ettiler. Analiz, bakterinin Pap1 adında bir enzim üretebildiğini gösterdi. Bu enzim, dikiş iplikleri, yara bandajları, cerrahi ağlar ve diğer tıbbi ekipmanlarda yaygın olarak kullanılan polikaprolakton (PCL) adlı plastiği parçalayabilir ve plastiğin karbonunu serbest bırakabilir, bu da P. aeruginosa'nın beslenmesini sağlar.
Bu enzimin plastiği parçalamaktan gerçekten sorumlu olup olmadığını test etmek için bilim insanları, Pap1 kodlayan geni başka bir bakteri türüne (Escherichia coli) yerleştirdiler ve bu bakterinin enzimi ifade ettiğinde PCL'yi parçalayabildiğini buldular. Ekip, bir P. aeruginosa varyantında bu geni sildiklerinde mikrobun artık plastiği çözemediğini görerek enzimin plastik yeme rolünü daha da doğruladı.
Bakterinin plastiği sindirme gücü sadece ona bir besin kaynağı sağlamakla kalmıyor: aynı zamanda tedaviye karşı daha tehlikeli derecede dirençli hale getiriyor. Araştırmacılar, bakterinin antibiyotiklerden süper bakterileri koruyan koruyucu kaplamalara sahip yapılar olan daha dayanıklı biyofilmler oluşturmak için plastik parçalarını kullandığını buldular.
Bilim insanları ayrıca diğer bakterilerde de benzer enzimler tespit ettiler. Bu, yaygın olarak kullanılan diğer tıbbi plastiklerin ek süper bakterilere besin ve gelişmiş direnç sağlayabileceği, muhtemelen hastane kaynaklı enfeksiyonlara katkıda bulunabileceği anlamına geliyor.
Bu bulguları takiben, araştırmacılar diğer patojenler arasındaki plastik yiyen enzimlerin yaygınlığı hakkında acil araştırma yapılması ve uzmanların tıbbi ortamlarda kullandıkları plastikleri ve hastane ortamlarını izleme yöntemlerini yeniden gözden geçirmesi çağrısında bulundular.
Günümüz tıbbında plastik her yerde ve bazı patojenlerin onu parçalamak için adapte olduğu ortaya çıktı. Bunun hasta güvenliği üzerindeki etkisini anlamamız gerekiyor.